Eskişehir Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı’nın yani hepimizin bildiği adıyla Eskişehir’deki Cem Evinin çatı kısmına baz istasyonu kurulması kentte büyük bir tartışmanın çıkmasına yol açtı.
Eskişehir Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Kamer Ali Durur ve bazı isimler cem evinin çatısına kurulan baz istasyonunun yerinde kalması gerektiğini savunurken CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan gibi Eskişehir Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı yönetim kurulu üyesi ve Kalp ve Damar Cerrahı Muharrem Şenel gibi önde gelen isimler ve pek çok yurttaş baz istasyonunun çatıdan kaldırılmasını istiyor.
Kaldırılma talebinin nedenleri ise sağlık ve inanç – saygı denklemi…
Şimdi konuyu yeterince özetlediğimi düşünüyorum. Kitabın ortasından tartışmaya dahil olma ve kitabın ortasından konuşma zamanı geldi.
Alevi yurttaşlarımızın, kardeşlerimizin ibadet mekanlarından olan bir yerin yani cem evinin çatısına baz istasyonu kurmak kesinlikle inanç – saygı denklemini bozan bir hareket. Yani bir kilisenin tepesine bir caminin minaresine baz istasyonu kurulsa kesinlikle insanlar bundan rahatsızlık duyardı.
İnançlı olun olmayın önemli değil ancak; bu tarz dini semboller taşıyan yapılar orijinal haliyle kalmalı diye düşünüyorum. Baz istasyonu yapılacak başka yer bulunur elbet. Ben inanca saygı kısmında baz istasyonu istemeyen muhaliflerin yanında yer alıyorum.
Sağlık kısmına gelelim…
Tamam baz istasyonları sağlığa faydalı elektronik yapılar değil. Zaten hangi elektronik alet sağlığımıza faydalı? Hangisi radyasyon yaymıyor? Bu baz istasyonu arkadaş da zararlılardan bir tanesi.
Ancak cep telefonu vs. gibi cihazlar hayatımıza her geçen gün daha fazla dahil olduğuna göre baz istasyonu yapılması da lazım. Aynı zamanda o bölgede, Gültepe – Yıldıztepe kesişiminde telefon çekmediğini pek çoğumuz biliyoruz.
Baz istasyonu cem evinin çatısına değil de başka bir yere yapılsa orada yaşayan herkes “Yapandan Allah razı olsun.” derdi. Kimse bu sağlıklı mı sağlıksız mı tartışması yapmazdı. Eğri oturup doğru konuşalım…
Yani şunu demek istiyorum baz istasyonu belli sağlık risklerini beraberinde getiriyor olsa da işin o kısmında, sağlık nedeniyle kaldırılmalı diyenler biraz şov yapıyor. Her yeri baz istasyonları sarmış, o sarmış bu sarmış. Ben her gün bu yazıyı yazdığım bilgisayar ekranının karşısında saatlerce oturuyorum. Meslek gereği iki telefon kullanıyorum. O zaman bilgisayar başında çalışmak, cep telefonuyla çalışmak da yasaklansın.
Olacak iş değil…
Bir de işin maddi boyutu var tabii…
Cem evinin çatısına kurulan baz istasyonu Eskişehir Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı’na önemli bir gelir kaynağı olacak. Özellikle Diyanet İşleri Başkanlığı’nın paraları cem evleri gibi ibadethanelere yardım maksatlı aktarmak yerine personellerine yurt dışında partiler verdirdiği, eskort çağırttığı düşünülürse para elbette önemli.
Pragmatist düşününce çatıya baz istasyonu koyup gelir elde etmek güzel. Ama işin inanç boyutu devreye girince tartışma elbette farklı boyutlara gidiyor.
Fakat Eskişehir Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Kamer Ali Durur henüz Telekom’dan bir kuruş almadıklarını söylüyor. Para alınmayacaksa o baz istasyonunu ibadethanenin çatısına takmanın hiçbir anlamı yok.
Durur şunu da söylüyor;
“Kuruluş amacımız ve Pirimiz Hünkar Hacı Bektaş Veli’nin öğretilerinden aldığımız ilhamla, yönetim olarak baz istasyonunun kurulmasına karar verdik.”
Durur iyi bir noktaya temas ediyor ama bu konuda daha açıklayıcı olmalı. Çünkü bence asıl tartışmayı çıkaran inanç-saygı denklemindeki kutuplaşma.
İnanca saygı tartışması çözülmeden de bu iş çözüme kavuşmaz.
Benim şimdilik bu konu ile ilgili söyleyeceklerim bu kadar.
Herkese keyifli bir gün diliyorum. Sevgiyle kalın...