Brüksel'de hafta sonu, kardeşimin evindeyiz. Ceylan : ''- Ağabey ,Napolyon'un yenildiği Waterloo Savaşı' nın yapıldığı yere gidelim mi?'' diyor. Yeğenlerim benden önce;'' -Dayı lütfen gidelim.'' deyince bana bu davete icabet etmek kalıyor. Savaş, Brüksel şehrinin 12 km ve Waterloo ilçesinin 2 km uzağında yapılmış. Şenlikli bir atmosferde ilçeye varıyoruz. Yığma toprak tepede devasa aslan heykeli bütün ihtişamı ile uzaktan görünüyor. Aslanın bulunduğu tepeye 500 basamaklı bir merdivenden çıkılıyormuş. Doğrusu, o kadar basamağı çıkıp bir de inmeyi göze alamıyorum. Otoparkın hemen yanında alelade bir yerde bulunan Napolyon'un küçücük heykeli, herhalde bir mesaj vermek için konulmuş. Belçika, tarihi mekanlarını öyle güzel koruyor ki, imreniyorum doğrusu. Bu savaşın kendi topraklarında yapılmasından başka dahli olmayan Belçika, büyük masraflarla bir tarihi canlandırmış.
Waterloo Savaşı 18 Haziran 1815 tarihinde, Fransa İmparatoru Napolyon'un son savaşıdır. Savaş İngiltere-Prusya ittifak güçleriyle Fransa arasında geçmiştir. Savaşta İngilizlere Dük Wellington, Prusyalılara ise Gebhard von Blücher komuta etmiştir. Müttefikler, Fransa'nın kuzeydoğusuna doğru saldırmayı düşünürken Napolyon onlara Belçika'da bir engelleyici saldırıda bulunmuş, sonrasında bu Waterloo Savaşı'na dönüşmüştür. Öncelikle İngiliz ordusuyla karşılaşan Napolyon, üstün görünürken süvari birliklerinin yanlış bir manevrayla savaşı İngilizlerin lehine çevirmiş, daha sonra Prusyalıların yetişmesi Fransızların yenilgisini bozguna dönüştürmüş ve savaş tüm Fransız ordusunun imhası veya esaretiyle sonuçlanmıştır.
Aklıma Akka Kalesi ve Cezzar Ahmet Paşa geldi. Napolyon'un yenildiği bu ilk savaş için şöyle demişti;"Akka'da durdurulmasaydım, bütün Doğu'yu ele geçirebilirdim!.."
Waterloo'daki bu savaş müzesinde bol miktarda dökümanın yanısıra film, tarih sahnesi de mevcut. Tüfek, top sesleri, insan haykırmaları, at kişnemeleri, vurulan, yıkılan, can çekişen insanları görüp duydukça bir anda savaşın içine giriyoruz. Tarih sahnesinin alt katında bu savaşın filmini seyretme odalarında daha ayrıntılı gösterimler yapılıyor. Kahvelerimizi içerken savaşın etkisinden sıyrılmak için çikolatanın lezzetinden söz ediyoruz. Ben, medeniyet ve imparatorluk kurmuş, bir ecdadın ezik bir evladı olarak ekmek parası uğruna buralara gelmenin acısını yüreğimde duyuyorum. Sonra kendime bir teselli buluyorum; savaşla geçemediğimiz Viyana'dan barış yoluyla ve geçim kaygısıyla yürüyüp belki de ilahi teveccühe mazhar olarak geliyoruz.
Brüksel'in cadde ve sokaklarında her renk insana rastlamak mümkün. Tunuslu bir ailenin işlettiği balık lokantasında soluklanıyoruz. Çeşit çeşit balık, salata, ve sos... Bu arada yeğenim ''çoban salatası''nı Türkçe adıyla istiyor. Buralarda çoban salatası, Türk salatası olarak anılıyor.
BELÇİKA İZLENİMLERİ-5
Brükselde hafta sonu, kardeşimin evindeyiz. Ceylan : - Ağabey ,Napolyonun yenildiği Waterloo Savaşı’ nın yapıldığı yere gidelim mi? diyor. Yeğenlerim benden önce; -Dayı lütfen gidelim. deyince bana bu davete...