"Ben ne savcıyım ne de hakim" diye söze başlayanlar var ya...

İnsanlar "Ben ne Savcıyım ne de Hakim" diye başladıkları cümlelerini "Ama" diye sürdürüyorlar ya, işte bu enteresan bir durum.-"Ben ne savcıyım ne de hakim" diye başlanılan cümlenin sonu nasıl bitmeli?-"Elbette Bu yargının...

İnsanlar "Ben ne Savcıyım ne de Hakim" diye başladıkları cümlelerini "Ama" diye sürdürüyorlar ya, işte bu enteresan bir durum.
-"Ben ne savcıyım ne de hakim" diye başlanılan cümlenin sonu nasıl bitmeli?
-"Elbette Bu yargının bileceği ve karar vereceği bir iş. Bakıp göreceğiz" gibi bir şey olmalı.
Ama öyle olmuyor maalesef...
Geçtiğimiz Pazartesi günü sabahı başlayan Büyükşehir belediyesine yönelik Operasyon ve arkasından işleyen yargı süreci ile ilgili yapılan yorumlar, bunu açıkça gösterdi.
-"Ben ne savcıyım ne de hakim" diye cümlesine başlayanlar, "Ama" dedikten sonra;
-"Şaibe açıklığa kavuşsun" diyerek, bir anlamda açılan soruşturmadan son derece memnuniyetini hissettirdi.
-"Ben ne savcıyım ne de hakim" diye cümlesine başlayanlar, yine "Ama" parantezini açtıktan sonra;
-"6 yıl önce olmuş, 2 yıl önce yine şikâyet edilmiş bir olay. Bu zamana kadar niçin beklendi. Amaç seçimleri etkilemek, mevcut Belediye Başkanını itibarsızlaştırmak mı?" diyerek, açılan soruşturmadan memnuniyetsizliklerini ortaya koydu.
-"Ben ne savcıyım ne de hakim" ile başlayıp, "Ama" parantezi ile süren cümleler, aslında düşüncelerin götürmek istediği yerlere kadar gitti...
Savcı ve hakim olmadıklarını üstüne basa basa söyleyip, "Ama" diye cümlesini ısrarla devam ettirenlerin bir bölümü;
-"Niye hep muhalefette ki Belediyelere yapılıyor bu operasyon?" diye sorarken, aslında operasyon ve yargı süreci ile ilgili kafasında oluşan "Kasıtlı yapıldı" kararını da veriyordu.
Başka birileri;
-"Ne yani. Yargı soruşturma için seçimlerin yapılmasını mı bekleyecekti?" diye yorum yaparken, operasyon ve yargı sürecinin haklılığını ve gerekliliğini baştan ortaya koyuyordu.
Birileri;
-"İyi de niye hep CHP'li Belediyelere yapılıyor bu operasyonlar ve soruşturmalar?" diye sorarken...
Başka birileri;
-"Olur mu? Ak partili de birçok soruşturma geçiren Belediye var" dedi.
Sonuç olarak...
Savcı ve hakim olmadıklarını bildikleri halde, ne çok insanın içinde gizliden Savcı ve hakim olma isteği olduğu da, böylece ortaya çıktı.
-"Ben ne savcıyım ne de hakim" diye konuşmaya başlayıp, "Ama" diye konuşmasına devam edenlerin bir bölümü, açılan soruşturmanın yersiz, soruşturulanların da günahsız olduğuna başından karar verirken...
Konuşmasına aynı cümlelerle başlayanların bir bölümü de, açılan soruşturmanın yerinde ve soruşturulanların da suçlu olduğuna daha ilk günden karar vermişti.
O nedenle...
Yargı sürecinin sonunu beklemeye lüzum kalmadı...
"Hakkında verilen karar kesinleşinceye kadar herkes masumdur" ilkesi orta yerde durup durmasına rağmen, bizim "Ben ne savcıyım ne de hakim" diye söze başlayıp "Ama" dedikten sonra içlerinde ki gizli savcı ve hakimliği ortaya çıkartanlar, kararı çoktan verdi...
Kimi masum bulup, beraat ettirdi.
Kimi ise, daha olayın ilk saatlerinde cezayı bile kesti.
"Yazık-günah vallahi" diyenlerle "Oh olsun. Beter olsun" diyenlerin sesleri adeta birbirine karıştı.
............
Bir karede üç aday...
Cumhuriyet Halk Partililer seçim çalışmalarını sürdürüyor.
Çalışma kapsamında köyler dolaşılmaya başlanılmış.
Mahmudiye'ye bağlı İsmetpaşa köyüne gitmiş CHP liler geçenlerde
Köy kahvehanesinde vatandaşlarla sohbet etmişler.
Fotoğraf son derece dikkatimizi çekti.
Milletvekili Kazım Kurt bir yanına İl Başkanı Erman Gölet'i almış.
Diğer yanına ise Büyükşehir meclis üyesi Erdal Caferoğlu'nu.
Caferoğlu'nun yanında ise Nihat Çuhadar var.
Sohbet ediyorlar kahvehanede vatandaşlarla.
-"Fotoğrafın neresi enteresan? Adamlar gitmiş kahvede konuşuyor işte?" diye sorabilirsiniz tabii ki.
Söyleyelim o zaman.
Enteresan olan, milletvekili Kazım Kurt'un yanında ki üç ismin de, potansiyel Odunpazarı Belediye Başkan adayı olması...
Yani...
Aynı kare içinde üç başkan aday adayı...
Sizce de enteresan değil mi?
Şimdi bu yazıyı okuyup da "Gündem operasyon, soruşturma sen kalkmış neyle uğraşıyorsun?" diye düşünebilirsiniz...
Eee ne diyelim? Hayat devam ediyor ve edecek de. Özellikle de CHP'de...

...........
Mezun olduğu okula
Bakan olarak gidecek...
Milli Eğitim bakanı Nabi Avcı, lise öğrenimini Eskişehir'de yapmış bir isim.
Eskişehir Anadolu Lisesi'nin mezunlarından.
Bakan olarak mezun olduğu Anadolu Lisesi'ne gelecekmiş 11 Şubat tarihi'nde.
Yani...
Öğrenim gördüğü okula, Milli Eğitim bakanı olarak gidecek ve öğrenci olarak oturduğu sıralara bu kez Milli Eğitim Bakanı olarak oturacakmış.
Dahası...
Fatih projesini mezun olduğu Eskişehir Anadolu lisesinden başlatacakmış Milli Eğitim bakanı Nabi Avcı.
Anadolu Lisesi, mezun ettiği öğrencisini Milli Eğitim bakanı olarak ağırlayacağı için ciddi hazırlıklara başlamış.
Okuldan mezun olan tüm öğrencilere davetiye çıkartılmış.
Özellikle eski mezunlar ve Nabi Avcı'nın dönemi davet edilmiş 11 Şubat günü.
Anlayacağınız...
Enteresan bir gün olacak 11 Şubat günü...
.........
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Kadının beşinci geçimsiz kocası da bir gün ağır hastalanmış. Adam ağrılar içinde kıvranırken kadın telaşla söylenmiş:
"Hemen gidip bir doktor çağırayım bari!"
Kocası sormuş:
"İyi ama, bari doğru dürüst bir doktor çağır. İyi bir doktor olduğundan emin misin?"
Kadın:
"Emin olmaz olur mıyım?", demiş. "Senden önceki 4 kocamı da aynı doktor tedavi etmişti..."

Haberleri