Dünyada ve ülkemizde, başarılı insanların yaşamını ve çalışmalarını yakından takip eder, onlarla ilgili bilgileri de, kamuoyu ile paylaşırız. Aslında bu ben de bir hobidir. Bu insanlarımızdan biri de uluslararası bilim adamı kimliğine sahip, Başkent Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Mehmet HABERAL' dır.
Kendisi ile tanışmak, mümkün olmadı. Ancak organ nakli ve yanık tedavisi, eğitim, iletişim ve sağlık alanındaki çalışmalarını, yakından takip ederim. Başkent Üniversite ile ilgili her yazımdan sonra, telefonla teşekkür etti. Her zaman da hoşgörülü, alçak gönüllü, kendini denetleyebilen, sabırlı ve paylaşımcı ve hümanist kişiliği ile hep dikkatimizi çekti. Türk milletine, hizmet etmekten onur duyduğunu, hep söyledi Atatürk ilkelerine sürekli sahip çıktı, gereğini de özenle yerine getirdi. Türkiye ve Başkent Üniversitesi' nin, hedefinin," Muasır medeniyet seviyesine ulaşmak ve onu aşmak" olduğun sürekli vurguladı.
Başkent Üniversite ile ilgili yazılarımızdan sonra, küçümsenmeyecek e-mail ve telefon aldık. Ancak bir e-maildeki " "... Mehmet Haberal, evrensel düşünen, üretken, objektif, öngörüsü ve ahlaki sorumluluğu yüksek, bir insanımızdır. En önemlisi de dünya çapında bir bilim adamımız. Tutuklanmasına, ailecek üzüntü duyduk. Biliyorsanız, tutuklama gerekçelerini de sizden öğrenmek isteriz. " İfadeleri dikkatimizi çekti.
Ülkemizde, evresel düşünen, alanında bir numara olan bilim adamlarını yetiştirmek, sahip olmak çok zordur. Ne var ki ender olarak yetişen, bilim adamlarımızın değerlerini bilmiyoruz. Bu nedenle de, pek çok bilim adamımız, başka ülkelerde görev alıyor. Üstelik ülkemizden, başka ülkelere yönelen beyin göçünden de müşteki oluyoruz.
Hâlbuki Sayın Prof. Dr. Mehmet HABERAL, ülkemizdeki her türlü zorluğa ve engele rağmen, ülkesinde kaldı ve organ nakli ve yanık tedavisi ile de binlerce hastasını sağlığına kavuşturdu. Türkiye' deki kıt imkânlara rağmen, yaptığı çalışmaları ile de evrensel tıp bilimine katkı ve özveri de bulundu.
Dili ve düşüncesi evrenseldi. Bilim insanı olarak da kendisini aşan, evrenselleşmiş bir kişiliğe sahip oldu. Kendine özgü, bir yaşamsal disiplini var. Herkesten, daha fazla toplumsal sorumluluk taşır Bu sayede yalnız tıp alanında değil, eğitim, sağlık ve iletişim alanlarında da başarılı performans sergiledi.
Üretmeyen toplumların, kalkınmasının çok zor olduğunu hep söyledi. Bu nedenle de üniversitelerin, bilgi üretmek ve yaymak, en önemlisi de ülke sorunlarına çözüm bulmak gibi bir görevi olduğunu da sıkça gündeme getirir, gereğini de yapar. Başkent Üniversitesi' ni, Batıdaki köklü üniversitelerin, bir adım önüne çıkarmak için de her türlü fedakârlığı yaptı
Üniversitelerin, karşılıklı diyalektik tartışma ortamında, herkesin kendisini ifade edebilme şansını bulması nedeniyle de tam demokratik kurumlar olması gerektiğini, her platformda dile getirdi. Getirmekle de kalmadı. Bunu hem kendisi, hem de Başkent Üniversitesi, bir yaşam felsefesi olarak kabul etti. Başkent Üniversitesi bünyesinde, kamuoyuna açık konferans, panel, sempozyum gibi etkinlikler düzenledi. Bu etkinliklerde, tartışılan konuları, sürekli kamuoyu ile paylaştı.
Sayın Prof. Dr. HABERAL, hayatın her alanında yaşamı kolaylaştırmak, özelikle de insanları sağlığına kavuşturmak için, büyük bir mücadele içinde oldu. Hiçbir zaman kıskanç duygularla, bulgusunu salt kendisi ve çevresi için kullanmadı. Bilakis her kesime, her türlü rehberlik yanında maddi ve manevi yardımda bulundu. Ona göre de bütün İnsanlar, din, mezhep, ırk, millet, renk, mevki, sınıf farkı gözetilmeksizin, sevilmeyi hak etmektedirler
Ayrıca Sayın HABERAL' ın, işinden alıkonulduğu her dakika, insanlık kaybediyor
Sayın Prof. Dr. HABERAL, niçin tutuklandı ve tutuklama gerekçeleri nedir okuyucumuz gibi, bizde bilmiyoruz. Uluslararası kimliği sahip bir bilim adamımızın, gözaltında alınması ve çok sevdiği tıp bilimi ve hastalarında uzak tutulması, sevenlerini üzdü. Türk yargısı, mutlaka onu temize çıkaracaktır. Ancak o'nu tutuklayanlar, yargı kararı olmadan suçlu ilan eden, malum kesimler ve medya, bilgi ve tecrübesinden yaralanamayarak kaybedilen hastaları, az da olsa zedelenen, ulusal ve uluslararası itibarını, tıp eğitiminde kaybedilen zamanı, geri getirebilecek veya telafi edebilecekler mi?
Nitekim Anayasa Başkanı Sayın KILIÇ, " Yargı kararı olmadan suçlu ilan edilen insanların onurları yok edilmektedir. Bu, bir insanlık suçudur. Yasaları uygulama aşamasındaki özensizlikler, insanların haysiyet ve şerefi üzerinde onarılması güç yaralar açmaktadır. " demiştir.
Sayın Prof. Dr. HABERAL ve diğer bilim adamlarımızla ilgili gelişmelerde, bu tespite net bir şekilde tanık olduk. Nitekim tutuklamalar sonrası, gazete, dergi, televizyon, internet gibi yazılı ve görsel basında yayınlanan fotoğraf ve özensiz yorum ve yargısız infazlar, Türkiye'nin, dinamikleri olan üniversitelerimize ve yıllarını bilime harcamış insanlarımıza, zarar verdi. Hukuk devletini de tartışmalı hale getirdi. Çok yazık.
BİLİM ADAMLARININ KADİR KIYMETİNİ BİLELİM
Dünyada ve ülkemizde, başarılı insanların yaşamını ve çalışmalarını yakından takip eder, onlarla ilgili bilgileri de, kamuoyu ile paylaşırız. Aslında bu ben de bir hobidir. Bu insanlarımızdan biri de uluslararası bilim...