Ayasofya, yalnızca Bizans değil, dünya kiliseleri içinde anlı şanlı bir kilisedir. İstanbul'un fethinden sonra Fatih Sultan Meh-met'in emriyle camiye çevrilip yüzlerce yıl bir İslam tapınağı olarak kullanılmış, 1935 yılında da müze yapılmıştır. Ayasofya'nın bugünkü durumu Justinianus çağına (IS VI. yüzyılın birinci yarısı) aittir. Daha önce Konstaninos I'in ahşap yaptırdığı ve ardından oğlu Konstantinos II'nin bazilika biçimine soktuğu kilise 405 yılındaki bir ayaklanmada yandı kül oldu. 414 yılında yeniden yapılan kilisenin yaşamı ise pek o kadar uzun olmadı ve Nika ayaklanması sırasında çıkarılan bir yangında ikinci kez yakılıp kül edildi.
Ayaklanmayı bastıran Justinianus'un ilk işi Ayasofya'yı yeni baştan ve kagir olarak yaptırmak oldu ve planlarını yapmak, yapımı yönetmek görev ve sorumluluğunu da o çağın en ünlü mimarları Milaslı Anhemios ile Balatlı Isidoros'a verdi.
Ayasofya'nın başlangıcından günümüze dek süren onca yıllık serüveni şöyle başlamıştı:
15 Şubat 360: İlk açılışıydı. Üstü ahşap çatıyla örtülü uzun bir bazilika idi.
20 Haziran 405: Patrik Ioannes Krisostomos, eşi Evdoksia'nın heykelini Ayasofya önüne dikince İç Anadolu'ya sürgün edildi. Çıkan ayaklanmada olanlar kiliseye oldu.
13Ocak 532: İmparator Justinanus döneminde bir ayaklanma daha çıktı ve kilise yangına uğradı.
23 Şubat 532: Onarım işiyle Batı Anadolulu iki mimarbaşı görevlendirildi. Beş yıl süren onarımda 100 ustabaşı ve 10 bin işçi çalıştı. Ayasofya, günümüz Ayasofya'sına dönüştürüldü.
3 Ağustos 553: Depremde yıkım gördü.
14 Aralık 557: Bir depremde daha yıkım gördü.
7Mayıs 558: Kubbesinin büyük bir bölümü ansızın çöküverdi.
5 Ekim 859: Yangın çıktı ve yıkıma uğramaktan beter oldu.
8Ocak 869: Depremde yarım kubbelerden biri yıkıldı.
25 Ekim 989: Nedeni bilinmez, kilisenin büyük kubbesi Çöktü, yanı sıra birçok yeri perişan hale geldi.
13 Mayıs 994: Basilios II. döneminde Tridat adında Ermeni asıllı bir mimar altı yıl süren bir onarıma girişti ve bitirdi.
1204-1261: Latinler kenti işgal etti ve kentle birlikte kilise de bu barbarlarca yağmalandı.
1317: Andronikos II. doğu ve kuzey yanlarına destek payandaları yaptırttı.
4 Ekim 1344: Yeni bir depremle bir bölüm çatladı. Onarılmayınca iki yıl geçmeden kubbenin bir parçası ile doğu kemeri çöktü.
1453: Kenti alan Fatih Sultan Mehmet'in buyruğu ile kiliseden camiye dönüştürüldü. Batıdaki yarım kubbenin güney köşesine ahşap minare, kuzey tarafına da bir medrese yaptırıldı.
II. Beyazıd: Medresenin üstüne bir kat ekledi.
Kanuni Sultan Süleyman: Macaristan fethinin ardından katedralden alman iki şamdanı mihrabın iki yanına yerleştirdi.
II. Selim: Duvarda asılı duran 1166 tarihli mermer levhaların tümü kaldırıldı. Bab-ı hümâyûn yönündeki yivli minare yapıldı. Ahşap minareler kaldırıldı ve duvarlar payandalarla desteklendi. Sonraki iki minare ve türbe, III. Murad döneminde bitirildi.
III. Murad: Kendisinin ve III. Mehmed'in türbeleri yapıldı.
I. Mustafa: Güneybatıdaki vaftizhane türbeye çevrildi ve padişah buraya defnedildi. On yıl sonra aynı yere bu kez padişah Sultan İbrahim de gömülecektir.
III. Ahmed: Sıvalar yenilendi, kubbenin ortasına eski gravürlerde görülen dövme demirden büyük bir top kandil asıldı.
II. Mahmud: 800 kese altın harcanarak yeniden onarımı yapıldı.
Abdülmecid: İsviçre asıllı mimar Gaspare Fossati'ye onarım görevini verdi ve o da 800 işçi ile mozaikleri gün ışığına çıkardı, çatlak onarıldı ve medrese elden geçirildi. Kıble duvarındaki renkli alçı pencereler açıldı, dev yuvarlak çerçeveler asıldı.
10 Temmuz 1894: Depremde yıkıma uğradı ve yarım kubbe ile tonozlardan büyük parçalar ve mozaikler düştü. Uzun süre kapalı kaldı.
1926: Küçük onarımları yapıldı.
1931: Mozaikleri yeniden ortaya çıkarmak için çalışmalara girişildi ve...
1 Şubat 1935: müze oldu.
BİR ANIT-ESER: AYASOFYA
Ayasofya, yalnızca Bizans değil, dünya kiliseleri içinde anlı şanlı bir kilisedir. İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Meh-met’in emriyle camiye çevrilip yüzlerce yıl bir İslam tapınağı olarak kullanılmış, 1935 yılında...