Kentler yaşarlar.
Ancak içerisinde var olanlar kadar yaşarlar!
Siz ne kadar verirseniz kente, kentte size o kadarını yaşatır!
Mesela;
Turizm kentleri içerisinde var olanlar yüzünden daha fazla yaşarlar, yaşatırlar!
Eğitim kentleri, sanayi kentleri, tarım kentleri vs.
Her kent, şehir, kasaba ya da köy, kendine özgü dokusu kadar canlıdırlar.
Nereye giderseniz gidin, o dokuya has karakterde bir yaşamla karşılaşırsınız.
Ve öyle ki;
Sizde ancak bulunduğunuz yerin size verdiği imkânlar kadar yaşamak zorunda kalırsınız!
Turizm böylesine yaşamları keşfetmek için elbette ki en büyük araç.
Bir turizm seferi içerisinde olduğunuzda, her yörenin kendine has dokusuna kurban gittiğinizin aslında farkında olmazsınız.
Türkiye yani ülkemiz, bunun için en güzel örneklerden birisidir.
Karadeniz turunun ardından, güneye indiğinizde;
Üzerinizdeki elbiselere kadar yaşam şeklinizin nasılda değiştiğini hemen fark ederseniz!
Ancak farkına varamadığınız, sizi değiştiren yaşam şekilleri daha çoktur!
Eskişehir işte bu yüzden farklı bir kenarda duruveriyor hemen!
Mesela;
Karadeniz'de gece vakti otelinizden çıkma imkânı bulamazsanız çoğu kez!
Fakat Akdeniz'de sabahın ilk ışıklarıyla yakamoz keyfi yaşama tadını bulabilirsiniz.
Aslında her iki yerde sahil yerleşimleri ile dolu olmasına rağmen;
Yöreye has o yaşam dokusu, sizin yaşamınızı, yaşamdan almak istediğiniz mutlulukları ya kısıtlar, ya da daha da özgürleştirir!
İşin Eskişehir özeli ise çok farklıdır ama çok farklı...
Eskişehir'i, Eskişehir'in nasıl yaşadığını ve Eskişehir'in kendi insanını nasıl yaşattığını anlatmaya kalksak, galiba bu köşeye günlerce makale yazmamız gerek.
Bu tadı, bu güzelliği, bu keyfi anlatmaya kelimelerin yetmeyeceğinin farkındayızdır her zaman....
Çünkü;
Eskişehir sizi her köşesi ile ayrı bir şekilde yaşatır.
Odunpazarı sizi tarihe götürür, Porsuk kenarında ise sahil kasabasında bir yürüyüş yaparcasına tat alırsınız...
Tekne turu yaparken Akdeniz'in kokusunu, Kış çıkışı yağan yağmurla, Karadeniz havasını çekersiniz içinize.
Sarıcakaya başka türlüdür bu kentte, Frigya başka türlü.
Kentpark'ın tadı başkadır, çiğbörek'in, sıcak suların, hamamların başka!
Nereye gitseniz ayrı yaşarsınız, yaşatılırsınız!
İster sabaha karşı Porsuğa yansıyan ışıkları izlersiniz, isterseniz aynı saatlerde bir kulüpten çıkıp, evinizin yolunu tutarsınız.
İsterseniz stadyumda süper bir Eskişehirspor maçının heyecanını ve keyfini yaşarsınız;
İsterseniz Musaözü'nde pikniğin tadıyla, balık lezzetini tadarsınız!
Dilerseniz Opera'da arya dinlersiniz, yok olmaz derseniz sinemaların, tiyatroların keyfinin sürerseniz.
Eskişehir'in bu tadı, Eskişehirli için elbette çok kıymetli.
Bu yüzden Eskişehir hayli özel ve farklıdır.
Bu farkın daha da yaşanılır ve fark edilir hale gelmesi kuşkusuz son yılları kapsayan çalışmaların eseri...
Lafımızı elbette ki Büyükerşen'in, kentte böylesine bir dönüşüm yaşatmasına getireceğiz.
Eskişehirliye her türlü yaşam olanağını sağlayan bir kentin oluşturulmuş olmasını ve bunu başaranları bir kez daha kutlayacağız.
Böylesine bir kent yaratmak, elbette ki özel kişiler sayesinde olur.
Ve de oldu!
Bu, bu işte emeği olanlar için büyük bir gurur kaynağıdır.
Ve bu mutluluğu ve onuru elbette ki yaşıyorlardır!.
Ancak;
Bir kentin gururu için, insanlarının içinde mutlu olmalarından başka ne olabilir?
Ve elbette ki bu fotoğraf!
Bir bölgenin belediye başkanlarının bir araya gelerek, Eskişehir'e yaptıkları ziyaret sırasında, birlikte çekindikleri tek kare bu fotoğraf...
Fotoğraftaki belediye başkanlarının, Eskişehir'de bulunmaların nedenini herkes biliyor.
Çünkü onlarda hiç olmazsa Eskişehir'e benzer bir yaşam alanı, Eskişehir'e benzeri bir 'yaşayan kent' oluşturma amacındalar.
Ve bu gerçekten de bir kent adına en önemli gurur olsa gerek...
Eskişehir farklıdır, farklı.
Hem de çok farklı...
BİR KENTİN FARKI VE GURURU!
Kentler yaşarlar.Ancak içerisinde var olanlar kadar yaşarlar!Siz ne kadar verirseniz kente, kentte size o kadarını yaşatır!Mesela;Turizm kentleri içerisinde var olanlar yüzünden daha fazla yaşarlar, yaşatırlar!Eğitim kentleri,...