Seçime doğru yapılan olumlu ve olumsuz hareketlerin yarattığı bir etki var.
Sokakta ki siyaset bu etkiyi "On Puan" olarak değerlendirir.
Nasıl hesaplanır, nereden çıkartılır bilinmez ama?, vatandaş yapılan olumlu ve olumsuz hareketleri sayarak ölçmüş gibi "on puan" olarak değerlendirir.
Sırf değerlendirse neyse...
Bunu açıkça ilan eder.
Yani...
Bir siyasi partinin olumlu hareketi sonrasında, o siyasi parti vatandaşın nazarında (on puan) kazanmıştır.
Tam tersi durumlarda ise...
Yine aynı şekilde...
Tam da seçimlere gidilirken yapılan olumsuz bir hareket, yine vatandaşın gözünde (on Puan) lık bir kayıp yaratıverir.
Büyükşehir belediyesine yapılan operasyon ve sonrasında başlayan yargı süresi şüphesiz hukuksal bir konu.
Ancak...
Bu konunun mutlaka siyasi yankıları olacağını daha ilk günlerden söylemiştik.
Nitekim öyle de oldu.
Konu, hukuksal bir durum olmasından çok, siyasi olarak değerlendirildi.
Ve bunun sonucunda hemen herkes, kendine göre değişik yorumlar yapmaya başladı.
Sonuçta...
Yukarıda da söylediğimiz şekilde kaybedilen ve kazanılan (on puan) lar sık sık konuşulur oldu.
Şöyle ki;
Yapılan operasyonun gereğine inananlar, "Savcı da polis de görevini yapacaktır tabii ki" diyenler başta olmak üzere;
"Bu durum Büyükerşen ve Belediyenin de aklanması için bir fırsattır" görüşünü savunanlar, "Suç işleyen tabii ki cezasını çekmeli" düşüncesinde olanlar ve "Yargı işini yapmak için seçimi mi bekleyecek?" diye soranlar, bu konuda başlatılan operasyona karşı çıkanlara, özellikle de CHP ye kızıyor.
Doğal olarak da "Ateş olmayan yerden duman çıkmaz" düşüncesiyle, birilerinin tam anlamıyla köşeye sıkıştığını belirtip;
-"Bu soruşturma ve hukuki süreç CHP ye Eskişehir'de on puan kaybettirmiştir" yorumunda bulunuyor.
Öte yandan...
2006 yılında yapılan ihale süreci soruşturmasının yıllar sonra adli soruşturmaya dönüşmesini yadırgayanlar başta olmak üzere;
-"Denetim ve yargı süreci elbette yapılacak. Ama yöntem önemli" diyenler.
-"Madem bu kadar yıl niçin beklenildi?" sorusunu soranlar.
-"Niçin hep muhalefet partilerinin Belediyeleri bu tür soruşturmalara maruz kalıyor?" diye düşünenler.
-"Amaç, seçimle alınamayan belediyelerin bu yöntemlerle alınmak istenmesi mi?" şeklinde olayı değerlendirenler ise;
-"Bu soruşturma ve hukuki süreç, iktidar partisine Eskişehir'de on puan kaybettirmiştir" yorumu yapıyor.
Anlayacağınız...
Yaşanan olayla birlikte, sokakta bir (on puan) kaybedilme meselesi gırla gidiyor.
Yaşanılan olayın etkisinin on puanlık bir etki olup olmadığını ölçecek durumumuz yok.
Kaldı ki;
Sürecin, bir yıl sonra yapılacak olan mahalli seçimlere etkisinin olup olmayacağını da bilemiyoruz?
Eğer etkisi olacaksa, bu etkinin hangi tarafa kaç puan yazacağını da, galiba zamanla göreceğiz...
.......
Kravatsızlar toplantısı da kaynadı gitti iyi mi?
Eskişehir kamuoyu, Büyükşehir Belediyesine başlatılan operasyon ve sonrasında ki hukuki sürece dikkat kesilince, şehrin gündemine de ister istemez bu konu oturdu.
Konu gündemin birinci maddesi haline gelince, diğer konular arada kaynadı gitti.
Halbuki...
Nabi Avcı'nın Milli Eğitim bakanı olmasından tutun da, Oda seçimlerinin üç ay süre ile ertelenmesi, Eskişehirspor kongresine doğru tarafların birbirleri arasında yaşanan olaylar hep gölgede kaldı.
İşte Operasyon ve hukuki sürecin gölgesinde, şehri yöneten atanmış ve seçilmişlerin "kravatsızlar " toplantısı da kaynayıverdi.
Geçtiğimiz günlerde Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç'ın ev sahipliğinde toplanan yöneticilerin bir araya gelmesi, medyada yeterince yer alamadı.
..........
Kim ne yazdı?
Eskişehir büyükşehir Belediyesine yönelik yapılan operasyon ve sonrasında ki yargı süreci, ülkenin de gündemine oturdu.
Konu, Televizyon kanallarında ve ulusal gazetelerin sayfalarında yer buldu.
Bu arada dün, bazı Ulusal gazetelerin önemli yazarları, Eskişehir'deki operasyon ve yargı sürecini köşelerine taşıdılar.
Kimler ne mi yazdı?
İşte tespit edebildiklerimiz yazarların konu ile ilgili yazdıkları;
-"Şu anda Türkiye'de yaşayan hiçbir Allahın kulu, Eskişehir ve Antalya Belediyelerinde yolsuzluk yapıldığına inanmıyor" (Ahmet Hakan)
-"Büyükerşen'i soruşturma değil hizmet simgeliyor. (Mehmet Barlas)
-"Eskişehir ve Antalya'dan sonra sırada hangi Belediye var. Toto'yu başlatıyorum (Yılmaz Özdil)
-"Ben Eskişehir'i gezdikten sonra 'Ak parti hükümeti parlak bir sosyaldemokrat Belediyeciliğin örneğinin yaşandığı bu kenti cezasız bırakmaz' demiştim. (Ali Sirmen)
-"Demek ki yerel seçimler zor geçecek. (Yalçın Bayer)
-"Eskişehir'den sonra Antalya. Ya sırada ki?. (Yazgülü Aldoğan)
-"Bu silah geri teper. (Güngör Mengi)
...........
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
'Dikkat ettim de..' demiş,
'Her konuştuğunda
'Benim evim..
Benim arabam..
Benim sandalyem..' diyip duruyorsun..
Ağzından bir kere bile 'Bizim' çıkmadı..
Biz bu yuvayı birlikte kurduk..!
'Bizim' demen gerekmiyor mu? ..'
Adam bir şey arar gibi etrafına bakınıp dururken
karısı merak edip sormuş
-- 'Ne arıyorsun? ..' diye..
-- 'Şey hayatım..' demiş adam
etrafına bakınarak
-- 'Bizim pantolonumuzu..! '
Bir (on puan) dır gidiyor ortalık ama...
Seçime doğru yapılan olumlu ve olumsuz hareketlerin yarattığı bir etki var.Sokakta ki siyaset bu etkiyi "On Puan" olarak değerlendirir.Nasıl hesaplanır, nereden çıkartılır bilinmez ama?, vatandaş yapılan olumlu ve olumsuz hareketleri...