Biraz da gülmek lazım...

Hans ile Helga yaz tatillerini Karadeniz’de Temel’in yanında geçirirler ve çok güzel anılarla ülkelerine dönerler. Memnuniyetlerinigöstermek için Temel’e yavru bir domuz gönderirler.Aylar geçer domuz yavrusu serpilir,büyür...

Hans ile Helga yaz tatillerini Karadeniz'de Temel'in yanında geçirirler ve çok güzel anılarla ülkelerine dönerler. Memnuniyetlerini
göstermek için Temel'e yavru bir domuz gönderirler.Aylar geçer domuz yavrusu serpilir,büyür ve ergenliğe erdiği için çiftleşmek ister.
Bunun üzerine yörenin tek erkek domuzuyla çiftleştirmek için bizim Temel domuzunu el arabasına koyarak 50 km uzaklıktaki İdris'in köyüne gider.Bizim domuzlar geceyi bir arada geçirdikten sonra sabah Temel domuzunu tekrar el arabasına koyarak yola düşer.
Eve gelir hanımı sorar '' domuzun hamile kalıp kalmadığını nasıl anlayacağız'' der. Temel'de '' sabahleyin eğer bizim domuz çimene yatarsa hamiledir yok toprağa yatarsa hamile değildir tekrar çiftleşmesi gerekir '' der. Sabah olur bizim domuz toprakta uzanmaktadır,bunu gören Temel tekrar el arabasını hazırlar ve yola koyulur.Günler geçer hatta aylar geçer bu kısır döngü böyle devam eder, bizim domuz ısrarla toprağa yatar, zavallı Temel'de
aylarca el arabasıyla domuzuna servis atar.Son seferin sabahı artık bunalan Temel hanımına seslenir '' hanım git şu domuza bak, çimen demi yatıyor yoksa toprakta mı '' der,domuza bakıp gelen hanım Temel'e seslenir '' ne toprakta yatıyor nede çimende,hazırlanıp süslenmiş el arabasında seni bekliyor ''...

Haberleri