Biraz da gülmek lazım...

Kriz yüzünden işten çıkarılan bir akademisyen ile bir gazeteci yurt dışına çıkmışlar. Bir süre yiyip-içip eğlenmişler. Doğal olarak paraları çabucak tükenmiş.Iş aramışlar ve bir çitlikte hayvan pisliklerini ahırdan...

Kriz yüzünden işten çıkarılan bir akademisyen ile bir gazeteci yurt dışına çıkmışlar. Bir süre yiyip-içip eğlenmişler. Doğal olarak paraları çabucak tükenmiş.
Iş aramışlar ve bir çitlikte hayvan pisliklerini ahırdan kürekle kazıyıp çöp römorkuna atma isi bulmuşlar. Bir sure çalışmışlar, basarılı olmuşlar, çiftlik kahyası da onları sevmiş ve hallerine acıyarak -Size daha kolay bir iş vereceğim- diyerek onları yumurta paketleme işinde görevlendirmiş.
-Bunların irilerini ve iyilerini bu taraftaki kutulara, küçük ve kötülerini bu taraftaki kutuya koyacaksınız- demiş.Fakat bizimkiler çok yavaş çıkmışlar, -Bu iyidir, değildir, küçüktür, büyüktür- tartışmaları ile işleri aksatmışlar. Onları gözleyen kâhya yanlarına gelmiş, -Siz Türkiye de ne iş yapıyordunuz?- diye sormuş. Bizimkiler -Gazeteci- ve -Akademisyen- diye cevaplamışlar.
Kâhya, -Belli, belli demiş.
-Çok iyi bok atıyorsunuz ama iyiyle kötüyü ayırt etmeyi bir türlü beceremiyorsunuz!...-

Haberleri