BİRBİRİMİZİ YERKEN TEPEDEN GELMELERE RAZI OLUYORUZ...

Son 20 yıllık Eskişehir siyasetine bakın.
Hep dışarıdan güdümlü siyasetin etkisi altında kalmışız.
Genel merkezlerin kuşatması altında bir kent politikası oluşmuş.
Parti merkezleri kente çok kolay müdahalelerde bulunmuş.
Ve elbette istediklerini de almışlar.
***

Bunu nereden anlıyoruz?
Milletvekili seçimlerinde partilerin seçmenin önüne sürdükleri listelere bakınca her şey ayan beyan ortaya çıkıyor.
Neredeyse bahsettiğimiz uzun zaman dilimi içerisinde listenin tepesindekiler hep Ankara'dan getirilmiş.
Son 20 yılda hangi parti seçimleri kazanmaya ya da hangi parti vekil çıkarmaya yakınsa, tepeye hep dışarıdaki isimler konulmuş.

***

Şehir siyasetinin böylesi bir baskıya maalesef direnç gösteremediğini görüyoruz.
Siyasetin en sıkı yaşanan şehirlerinden birisi olsakta, maalesef bu hep böyle olmuş.
Çünkü bizim sıkı siyasetimiz hep kendimize sökmüş.
Sürekli birbirimizi yemekle meşgul olmuşuz.
Birisi yukarı çıkarken onun eteğinden tutup aşağı çekmişiz.
Birisi sivrilecek olurken, "Benden daha iyisi olamaz!" kıskançlıklarına girmişiz,
***

Durum böyle olunca da bahsettiğimiz tablo ortaya çıkmış.
Bakın son döneme farklı mı?
İki tane vekili Eskişehir'de görmek adeta mucize...
Görsekte toplantılarda, protokol törenlerinde oluyorlar.
İşleri Ankara'da siyaset yapmak!
Eskişehir'in yolu bozukmuş, hastanesi çürükmüş umurlarında mı?
***

Bizim sıkıntımız kimin ne kadar çalıştığı, kimin ne kadar çalışmadığının muhasebesini yapmak değil!
Böylesine konuları yazarken bile içimiz sızlıyor.
Oysaki topyekûn çalışmaları yazmak isteriz.
Şehir adına her partinin, her vekilin katkı vermek uğruna yaptığı çabaları yazmak isteriz.
Ancak vaziyet malum olunca, bizde şehir siyasetinin kısır çekişmelerine dalıyoruz.
Ve maalesef iş, başta yazdığımız tabloya dönüyor.
Yiyoruz da duruyoruz birbirimizi...
HHH

O yüzden yeni dönem Eskişehir için fırsat olsun.
Bakın seçimlere topu topu 8 ay kaldı.
Daha şimdiden girdik birbirimize...
Birileri, birilerinin önüne geçmek için var gücüyle çalışıyor.
Partiler ise adeta cadı kazanı.
Herkes şimdiden ön plana çıkma gayreti veriyor.
Oysa bu mu olmalı?
İlk amaç, dışarıdan vekil atamalarına karşı mücadele etmek olmalı.
Önce Eskişehir'i sonra kişileri düşünmeli.
Fakat bu böyle olmuyor.
Olmadıkça da tepeden inme vekillere razı oluyoruz.
Genel merkezler neyi dayatırsa onları seçmek zorunda kalıyoruz.
Kaybeden de elbette Eskişehir oluyor.
Çünkü sadece tek vekilin başarısından konuşuyoruz bugün!
Düştüğümüz şu hal bile, Eskişehir'e yakışan bir tablo mu?
Ne dersiniz?