Birlikte iş yapamama hastalığı...
-Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen AK Parti binasını ziyaret ediyor.Günün en önemli haberi oluyor bu ziyaret.Ziyaret haberini duyan birbirine "Niye gitmiş acaba?" Diye soruyor.Gidiş nedeni ile ilgili birçok fikir...
-Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen AK Parti binasını ziyaret ediyor.
Günün en önemli haberi oluyor bu ziyaret.
Ziyaret haberini duyan birbirine "Niye gitmiş acaba?" Diye soruyor.
Gidiş nedeni ile ilgili birçok fikir yürütülüyor.
Hâlbuki:
Biri şehrin Büyükşehir Belediye Başkanı, diğeri ise iktidar partisinin il başkanı.
Her ne kadar aynı siyasi görüşü taşımıyor olsalar da, sonuçta her ikisi de bu şehirde yaşıyor.
Her ikisi de, üstlendikleri görev itibarıyla şehrin ve insanların sorunlarını çözme gibi bir sorumlulukları var.
Bunu yaparken de sık sık görüşmeleri, birbirlerini ziyaret etmeleri, hatta birbirlerinin fikirlerini almaları bile gerekiyor.
O yüzden...
Yapılan ziyaretin sıradan bir ziyaret olarak algılanması gerekmiyor mu?
Elbette böyle olması gerekiyor ama...
Bu ziyaret bu güne kadar yapılmadığı için, haliyle "ilginç" bulunuyor ve arkasındaki nedenlerin ne olabileceği hususunda yüzlerce neden üretiliyor.
***
-Vali Güngör Azim Tuna, yapımı devam eden Türk Dünyası Kültür Başkenti projesi kapsamında yapımı devam eden Bilim, Kültür ve Kongre merkezi inşaatına Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç'ı davet ediyor.
Birlikte inşaatı geziyor iki isim.
Kamuoyunda günün en önemli haberi oluyor bir anda.
Birileri, bunun arkasında bir şeyler aramaya başlıyor.
Hâlbuki:
Biri bu şehrin Valisi, diğeri bu şehrin ilçe Belediye başkanı.
Her ikisinin de, şehirde yaşayanlara hizmet etme ve sorunlarını çözme gibi görev ve sorumlulukları var.
Bunu yaparken de sık sık bir araya gelmeleri, fikir alışverişinde bulunmaları ve hatta birlikte ortak hizmet ve iş yapmaları gerekiyor.
O yüzden:
Vali ile Belediye Başkanının bir araya gelmiş olması,sıradan bir durum olması gerekmiyor mu?
Elbette gerekiyor.
Ancak...
Benzeri bir durum bu güne kadar yapılmadığı için, ister istemez hem garipseniyor, hem de arkasında başka bir neden aranıyor.
***
-AK Parti il Başkanı, Türk İş sendikasını ziyaret ediyor.
Ziyaret ettiği Türk İş'te, Konfederasyona bağlı sendikaların şube başkanları da var.
Günün en önemli haberi oluyor bir anda.
Ziyaret haberini duyan birbirine "Acaba niye gitmiş" diye soruyor.
Yapılan bu ziyaretin arka planında ne olduğu konusunda herkes fikir yürütmeye başlıyor.
Hâlbuki:
Ziyaret eden bu şehrin iktidar partisi il başkanı.
Ziyaret edilen yer ise, bu şehrin işçilerini temsil eden en büyük işçi kuruluşu.
Her ikisinin de ortak paydası Eskişehir.
Böyle bir durumda bu ziyaretin gayet doğal bir ziyaret olarak algılanması ve sık sık yapılıyor olması gerekmiyor mu?
Elbette gerekiyor ama...
Benzeri bir ziyaretin bu güne kadar yapılmıyor oluşu, insanların ister istemez söz konusu ziyaretin arka planına bakma gereği duymasına yol açıyor.
***
Sonuç olarak...
Aslında, bu şehri yönetenler ve bu şehirde söz sahibi olanların, sorumlulukları gereği belirli aralıklarla yapması gereken birliktelikler çok sık yapılmadığı için garipseniyor bu tür ziyaretler.
Siyasi fikir ayrılığına rağmen bir araya gelinemiyor olması nedeniyle bir anda çok önemli oluveriyor sıradan haberler.
Her zaman ve sık sık olması gereken tablolar, ilk kez yaşandığı için önem taşıyor bu vaziyetler.
....
Salih Koca doğru söylüyor söylemesine de...
AK Parti Milletvekili Salih Koca, Mimarlar Odasını ziyareti sırasında söylemiş:
"kentlerde yapılacak olan projelerde vatandaşın görüşü alınmalı"diye...
Son derece doğru bir tespit bu bizce de.
Madem bir kentte bir proje uygulamaya konulacak, o proje ile ilgili en önemli kriter, kent halkının vereceği karar olmalı.
Tespit doğru doğru olmasına da...
Bu tespiti yapan Salih Koca ve partisi, olması gerektiğini söylediği tespitin hayata geçirilmesi için Eskişehir'de 13 yıl boyunca ne yaptı?
Hemen aklımıza gelenleri söyleyelim:
-Eskişehir halkı, yeni stadyumun yerinde yapılmasını istedi, Stadyum AK parti hükümetinin kararıyla Sazova'ya yapıldı.
-Eskişehir halkı, hatta Salih Koca'nın kendisi dahi Tren Garının mevcut yerine yapılmamasını istedi, AK Parti hükümeti Tren Gar'ını mevcut yerine yaptı.
-Eskişehir halkı Anadolu Üniversitesinin ilk binası için "Müze olsun" dedi, AK Parti hükümeti, lojman yapmak için binayı yıktı.
-Eskişehir halkı yer altına giren Demiryolu tünelinin 2,5 km olmasını istedi, AK Parti hükümeti bunu yarı yarıya budadı.
-Eskişehir halkı Atatürk Stadyumu yeri için "madem yeni stadı buraya yapmıyorsunuz, o halde üzerinde yapı olmayan boş bir meydan olsun" istedi, AK Parti hükümeti buraya neredeyse Anadolu Üniversitesinin kampüsünü taşımaya kalktı.
Kısaca....
Projeler konusunda Eskişehir halkı ne istediyse tam tersini yaptı Eskişehir'de AK Parti hükümeti.
Şimdi Milletvekili Salih Koca "Kentlerde yapılacak projelerde halkın görüşü alınmalı diyor"
Yeniden tekrarlayalım ki, bize göre de doğru olan bu.
Ancak...
Yukarıda da örneklerini verdiğimiz gibi, dikkate almadıktan sonra halkın görüşünü almış olmak da hiç bir işe yaramıyor.
......
Biraz da gülmek lazım
Üç mahkûm cezaevi yolundadır. Her birine, hapiste geçirecekleri günler için
bir eşya getirmelerine izin verilmiştir. Otobüste, biri diğerine döner ve
sorar:
- Eeee sen ne getirdin?
Diğer mahkûm bir boya kutusu çıkarır ve
- Bununla her şeyi boyayabileceğim
der.
İkinci mahkûm bir deste iskambil kağıdı çıkarır.
- Bunlarla poker oynayabilir, fal bakabilir veya herhangi bir kağıt oyunu oynayabilirim.
üçüncü mahkuma merakla sorarlar:
- Sen ne getirdin?
Adi Temel olan üçüncü mahkûm bir kutu çıkarır ve gülerek:
- Bu orkideleri getirdim
der. Diğer iki mahkûmun kafası karışmıştır.
Merakla sorarlar:
- Bunlarla ne yapabilirsin ki?
Temel sırıtır ve elindeki kutuyu göstererek,
- Kutuda yazdığına göre, bunlarla ata binebilir, yüzmeye gidebilir, hatta paten kayabilirmişim...