AK partinin, çoğunlukta olduğu Büyükşehir Belediye meclisinde, sık sık yaşanan tartışmalar, kamuoyunda kaygı ile izleniyor. Geçmiş yıllarda da Anakent Belediye Başkanı Sayın Prof. Dr. Büyükerşen ve Tepebaşı Belediye Başkanı Sayın Sarıoğlu ve AKP Belediye Meclis Üyeleri arasındaki tartışma, özellikle de havaalanı ile ilgili gelişmeler, aklıselim her insanımız üzmüştü.
Yıllardır, bu tür kısır çekişmelerin, Eskişehir'i, getirdiği nokta ise ortada.
Geçmiş yıllarda, her hükümete bakan veren Eskişehir, 1950'li yıllarda, Türkiye'nin, altıncı büyük kenti idi. Bugün ise sıralamadaki yeri 27. sıradır. Geçmişte yatırımlar, sürekli ivme kazanırken, bugün durma noktasında. Sorunlara, her gün bir yenisi ekleniyor. Eskişehir'e, düşünülen, hatta kaynağı bulunan, pek çok proje, ya başka illere kaydırıldı, ya da ilgisizlikten atıl kaldı. Siyaset, sürekli erozyona uğradı. Sonuçta da Eskişehir, her alanda, güç kaybetti.
Elbette bu kötü gidişin, sebep/sebepleri ortada. İlde siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, meslek odaları, bürokratlar, kurum/kuruluşlar, milletvekilleri ve halkımız arasında arzu edilen boyutta işbirliği yok. Kente nemelazımcılık, vurdumduymazlık, en kötüsü de "BANA NE " havası hâkimdir.
Ayrıca siyasi alanda ve kitle örgütlerinde, aynı kişilere görev veriliyor. Eskişehir'e, hizmet getiren veya canla başla çalışan bürokratlara sahip çıkılmıyor. Sahip yöneticilik ise, adeta ilin kaderi. Ekip çalışması, yok denecek kadar az.
Üniversitelerle, kurum/kuruluşlar arasında işbirliği yok Toplum katılımı ise istenen boyutta değildir. Halka ve dünyadaki gelişim ve değişimlere rağmen, bir şeyler yapılmak isteniyor. Eldeki değerlere ise sahip çıkılmıyor. Makro hedefler, hamasi söylemlerde bulunuluyor ama ortada, icraata yansıyan bir gelişme yok.
Aslında bu tablo, kentin kaderi değildir. Olmamalıdır da. Çünkü Eskişehir, bünyesindeki maddi ve manevi değerleri ve demografik yapısı ile bu tabloya ne layık, ne de mahkûmdur. Yapılması gerekenlerde ortadadır. Bazı illerde olduğu gibi, ildeki tüm kitle örgütleri ve bürokratlar, Eskişehir'in sorunları karşısında birlikte hareket ederek, "EKİP" oluşturmak, Özellikle de ETO ve ESO, ESİAD gibi kuruluşlar, birlikte hareket etmek zorundadır.
Diğer yandan Eskişehir için, verilen temel kararlar, "ORTAK AKIL" olarak adlandırdığımız kavram ekseninde, ilgili kesimlerle mutabakat; kurum/kuruluşlarla ve kişi/kişilerle de işbirliği ve uyum içinde alınmalıdır.
Üniversitelerimizle, kurum/kuruluşlar arasındaki işbirliği mutlaka sağlanmalı. Tüm kesimlerin katılımı ile merkezi idareye karşı güçlü bir "lobi" oluşturulmalıdır. Sen-ben kavgası bitirilmeli, Eski ETO Başkanımız, Sayın Sarar' ın söylediği gibi kapalı kapılar arkasında iş çevirenler kentin yakasından düşmeli veya bu alışkanlıklarından vazgeçilmeli.
Türkiye'de, her alanda söz sahibi olmuş iller, kentin sorunlarının çözümünde ve ilin menfaati olan gelişmelerde, merkezi idareye karşı birlikte hareket ediyorlar.
İşte Kayseri ve Konya!
Yıllardır birlikte düşünüp, birlikte karar vermeleri sonucu, her alanda çıtayı yükselttiler. Her iki ilin konumu, Eskişehir'den daha iyi olmamasına rağmen, sanayi de büyük aşama kaydettiler. Her alanda, ciddi gelişmeler sağladılar.
Elbette Eskişehir'deki tüm sorunların çözümü, az veya çok, kent seçmeninin elindedir. Artık belediye ve milletvekili seçimlerinde, partiden çok, kişiler değerlendirilmeli Eskişehir'in, partilere değil, "TAKIM RUHUNA" ve "DOĞAL LİDERLERE" ihtiyacı vardır. Genel seçimleri, Eskişehir için ciddi bir fırsattır. Parti tutkusu bırakılmalı, barajı geçebilecek siyasi partilerde, "BAKAN" VE "DOĞAL LİDER" olabilecek insanlar tercih edilmelidir. Ayrıca ildeki çalışkan bürokratlara, sahip çıkılmalıdır.
Ayrıca Eskişehir' de, her alanda görev alan insanlarımız, ya görevlerini takım ruhu içinde yapsınlar, ya da bu işi yapacakların önünü açsınlar. Çünkü Eskişehir' in, zaman kaybedecek vakti olmadığı gibi, gidebileceğimiz bir başka Eskişehir' de yoktur.
Diğer yandan demokrasi ile yönetilen ülkelerde, her türlü sorunun çözümü, seçmenin elinde olduğu göre, bugünkü tabloda, seçmeninde sorumluluğu vardır. Acaba seçmen, her alanda, Eskişehir sevdalısı, girişimci, yatırımcı, risk alan, kararlı, müteşebbis en önemlisi de karizmatik insanları, iş başına getirse, bu günkü arzu edilmeyen tablo meydana gelir miydi?
Eskişehir'deki, kişi/kişiler, kurum/kuruluşlar ve sivil toplum örgütleri, özellikle de belediye meclis üyeleri, başkalarının üzerinden, prim yapmayı düşünmemeli, her türlü siyasi düşünce, bir tarafa bırakılmalı, vicdanının sesini dinleyerek, kenttin sorunları karşısında, birlikte hareket etmelidir. Çünkü söz konusu olan Eskişehir'dir.
BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR
AK partinin, çoğunlukta olduğu Büyükşehir Belediye meclisinde, sık sık yaşanan tartışmalar, kamuoyunda kaygı ile izleniyor. Geçmiş yıllarda da Anakent Belediye Başkanı Sayın Prof. Dr. Büyükerşen ve Tepebaşı Belediye Başkanı...