Eskişehir Esnaf Odaları Birliği Başkanı Ekrem Birsen yaptığı açıklama ile “zincir marketler”deki çalışma koşullarını eleştirdi. Aynı zamanda zincir marketlerin semt pazarlarındaki esnaf ile meyve-sebze konusunda haksız rekabete girdiğini söyledi.
Sayın Birsen söylediklerinin tamamında haklı ama…
İsterseniz önce Birsen’in açıklamalarını biraz detaylandırayım size.
Ekrem Birsen, “Zincir marketlerde çalışan işçiler 12 saat çalıştırılıyor, asgari ücret ödenerek emek sömürüsü yapılıyor. Bir işletmede dört kişinin yapacağı iş, iki kişiye yükleniyor. Bu da hem ağır koşullara hem de çalışanların sağlığını tehdit eden bir ortama yol açıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün standartlarına tamamen aykırı bir şekilde, iş gücü hâlâ sömürülüyor. Bu durum, açık bir çifte standarttır. Türkiye’de daha ağır şartlarda çalışan bir kesim olduğunu düşünmüyorum. AVM’ler, süpermarketler ve zincir mağazalar daha yakından incelenmeli ve çalışanlar, uluslararası standartlara uygun koşullarda istihdam edilmelidir…” diye devam eden açıklamada edilen sitemlerde başkan tamamen haklı.
Yine açıklamanın devamında Birsen,
“Üstelik bu büyük mağazalar sadece işçiyi sömürmekle kalmıyor, raf ve reklam kurnazlıklarıyla halkı da kandırmaya devam ediyor. Özellikle semt pazarlarının kurulduğu günlerde, bölgedeki süpermarketler sebze ve meyve fiyatlarını düşürerek pazarcı esnafımıza haksız rekabet uyguluyor.” minvalinde konuşuyor. Sayın Başkan bu konuda da çok haklı ama…
Atladığı birkaç nokta var.
Öncelikle Ekrem Birsen mevcut hükümete oldukça yakın bir isim. AKP iktidarı ekonomik anlamda, ilk dönemlerinde liberal bir tavır içinde görünmesine karşın her zaman Neo-liberal bir politika izledi. İzlemeye de devam ediyor.
Bilmeyenler için nedir bu Neoliberalizm onu açıklayayım. Bakın direkt kitabi bir açıklamayı sizler için aldım.
“Neoliberalizm, 1940 yılından sonra ortaya çıkmış bir ekonomik sistemdir. Liberalizmde devletin serbest piyasa ekonomisi ile yönetilmesi gerektiği savunulur. Neoliberalizmin iktisadi yapılanmasında ise özel teşebbüs ekonomisi öne çıkar. Bu ekonomik sistemde özel sektörün piyasaya hakim olması hedeflenir.”
Yani, diyor ki devlet ekonomiyi özel sektöre teslim eder.
Şimdi bu hükümet ekonomiyi özel sektörün eline teslim etmiş. Piyasanın ağababalarını daha güçlendirmiş. Neoliberal düzeni kurmuş ve bu düzenden büyük vergiler kazanıyor. Bir “üç harfli” market zincirini İstanbul Borsası’nın en değerli şirketi yapmış…
Durum böyle olunca hükümet veya patronlar işçinin çalışma koşullarını tabiri caizse sallamaz. İşçinin etinden ve sütünden tamamen faydalanıp en çok parayı kazanmanın derdine düşer.
Ekrem Başkan öncelikle mevcut hükümete eleştirilerini ve şikayetlerini iletmeli. Kapitalizmin ne kadar zararlı sonuçlar doğurabileceğini AKP temsilcilerine anlatsın ki bu sitemler boşa gitmesin.
İkinci söyleyeceğim ise Sayın Birsen zincir marketleri pazarcı esnafı ile haksız rekabete girmekle suçluyor. Yukarıda da dediğim gibi bunda da haklı ancak; pazarcı esnafı olsun, küçük esnaf olsun vatandaşa daha ılımlı yaklaşmalı. Fahiş fiyat uygulayarak vatandaşı zincir marketlere yöneltmemeli. Elbette tüm esnafları zan altında bırakmıyorum. Ama bunun yanında üç harfli zincirlerin 3 liraya sattığı ürünü 6 liraya satan esnaf da olunca vatandaş bu marketlere kayıyor.
Bu marketler Neoliberal politikaların getirisiyle Sayın Birsen’in dediği gibi güç kullanarak haksız bir rekabete de girebiliyor.
Sonuca bakınca AKP’nin Neoliberal politikaları sayesinde zincir marketler rahatça her anlamda sömürgeci oluyor.
Burada yalnızca görüntüde halk ucuz alışveriş yapmış oluyor.
Konunun daha teferruatlı halini de bırakayım ekonomistler anlatsın…
Dediğim gibi Ekrem Başkan haklı ama hakkını arayacağı yer Ankara hükümeti, marketlerin müdürleri değil.
Herkese keyifli bir hafta sonu diliyorum. Sevgiyle kalın…