BOR MADENİ VE ÇEVRE

4 Temmuz 20 14 tarihli yazımızda bir vatandaşımızın, "…Kırkalı, bir vatandaş, Kırka Bor İşletmesi, çökeltme havuzlarının taşmak üzere olduğunu söylenmiş, Kırka’ daki mevcut çökeltme havuzlarının, yetersiz kaldığı,...

4 Temmuz 20 14 tarihli yazımızda bir vatandaşımızın, "...Kırkalı, bir vatandaş, Kırka Bor İşletmesi, çökeltme havuzlarının taşmak üzere olduğunu söylenmiş, Kırka' daki mevcut çökeltme havuzlarının, yetersiz kaldığı, yoğun yağmur ile birlikte, bazı tarım ve mera arazilerinin, çökeltme havuzlarından taşan sularla, zarar gördüğü iddia etmişti. Ayrıca çökeltme havuzlarının sızıntı yaptığını, bitki ve ağaçların kuruduğunu da söylemişti." sözlerine yer vermiştik.
İstikbal Gazetesi' ne, Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen açıklamada, " Kırka işletmemiz bünyesinde, bulunan çökertme havuzlarının çevreye olumsuz yönde etkilediği, yetersiz kaldığı, yoğun yağmurla bazı yerlerin su altında kaldığı, meralara taştığı yönündeki iddialar doğru değildir " ifadeleri yer aldı.
Bu durumda, ya halkın bizlere aktardığı bilgi yanlış, ya da Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü nün açıklamaları, doğru değildir. O nedenle de her iki tarafın sorunla ilgili görüşlerine katılmak istemiyoruz. Çünkü önemli olan tartışma değil, varsa mevcut sorunu çözmektir.
Sivrihisar'da, Kaymaz Altın Maden Yatağı ve ABERSAN Çevre Hizmetleri ve Tic. A.Ş tarafından, Sivrihisar' da, gerçekleştirilmek istenen, Sanayi Atıkları Geri Kazanım ve Bertaraf Tesisi Projesi ile ilgili mücadelemizde, atıklarla ilgili projelerin, ne kadar önemli olduğunu gördük. Ülkemizdeki evsel ve sanayi atıkların, çevre kirletmesini önlemek amacıyla, katı atıkların, çevre ortamlarında izole edilmesi için, "düzenli depolanması" yanında , "yakma ve küllerini düzenli depolama" ve "atık azaltma/tekrar kazanma/geri kazanım" gibi işlemlerle yok edilmesi, hem çevre, hem de insan sağlığı açısından, olmazsa olmaz konumdadır. Ancak bu alanda yapılacak, tesis/tesislerin, mutlaka standardına göre yapılması da şarttır.
Vatandaşlar, Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü' nün, Kırka' daki çökertme havuzları ile ilgili kaygılarında haklıdır. Çökertme havuzlarının, mutlaka standardına göre yapılması gerekir. Çünkü söz konusu olan, çevre ve insandır.
Ayrıca Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü' nün, Kırka tesislerindeki, çökertme havuzları ile gerekli olan, "Yeraltı Suyu ve Hava Kalitesini İzleme Ünitesi", "Atık Stabilizasyon ve Atık Su Arıtma Ünitesi", "Atık analiz ve Kabul Ünitesi","Endüstriyel Hijyen ve acil Müdahale ünitesi", "İdari ve Teknik Hizmet ünitesi" ve "makine parkı" gibi birimler, var mı, bilinmez ama bunların yapılması, çevre ve insan sağlığı açısından şarttır.
Ayrıca tesisin, çökertme havuzlarının, "Düzenli Depolama Tesis Plan ve Kesiti", "Depolama Taban Kesiti", "Yerleşim Planı ve Proses Akış Diyagramı" hakkında bilgi sahibi olmadığımız için, bu alandaki bilgileri, okuyucularımızla paylaşamıyoruz. Yorum da yapamıyoruz.
Diğer yandan, genelde bor atıklarına, zenginleştirme sırasında, atığa kaçan Bor' un, tekrar kazanılması amacıyla, suda bekletme, mekanik dağıtma, sınıflandırma, gravite yöntemleri, manyetik ayırma, elektrostatik ayırma, soda (içi, çözeltme, flokulasyon, flotasyon, ısıl işlem (kalsinasyon, dekrepitasyon) ve briketleme yöntemleri, uygulanıyor mu bilinmez ama bu yöntemin, hayata geçirilmesi gerekir.
Elbette Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü' nün, kırka tesislerinin, ÇED raporunu ve çökertme havuzlarını, görmediğimiz için, açıklamayı doğru kabul etmek mümkün değildir. Çünkü bu alanda, yıllardır mücadele etmiş bir kişi olarak, söylene değil gördüklerimize inandık. Çünkü ülkemizde, kimse halk tabiriyle "yoğurdum kara " demiyor.
Kaymaz Maden yatağı ile ilgili mücadelemiz nedeniyle, Koza tarafından Bergama- Ovacık Maden Yatağına götürüldüm. Tepkileri de göz önünde bulundurarak, gözlemde bulunduk.
Koza Altın İşletmeleri A.Ş tarafından işletilmekte olan, Kaymaz Altın Maden Yatağı ile ilgili çalışmaları da yerinde izledik. İşletme sorumlusu, Proje Müdürü Dr. A. Vedat OYGÜR sayesinde, fizibilite çalışmaları ve ÇED raporunda hakkında bilgi sahibi olduk. İşletmenin, her aşamasını da yakından izlettiler.
Öte yandan son yıllarda. T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, toplumda, çevre duyarlılığı ve reaksiyon, yasal denetimle, çevreyi koruyan, çevre bilincini yaygınlaştırmaya yönelik çalışmalar yürüten, çevre mevzuatına uyumlu faaliyet gösteren sanayi tesislerinin yaptıkları çalışmaları tespit etmek ve ödüllendirmek amacıyla düzenlenen, "Türkiye'nin En Temiz Sanayi Tesisi" yarışması yapmaktadır. Bu yarışma maden yatakları içinde geçerli olmalıdır. Nitekim İlimizde faaliyet gösteren, TÜLOMSAŞ, bu alanda birinci seçildi. 05. Haziran 2013 tarihinde, Çevre Beratı' nı aldı.
Çevre ve insan, madenlerden daha da önemlidir. Çünkü içinde yaşadığımız doğal çevre, bütünüyle hayvan, bitki türlerin, yaşamını yöneten ve yıkıcı süreçler ile yapıcı süreçler arasında, ortaya çıkan bir denge sistemidir. Madenler, bu dengeyi tehlikeye sokmadan işletilmelidir. Aksi halde, yaşam büyük zarar görür.
Ayrıca Anayasa`nın, 56. Maddesi: Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir." der.
Aslında ülke genelinde ve Eskişehir' de, madenlerle ilgili anlaşmazlıkları çözecek veya ortak payda da birleştirebilecek, "BAĞIMSIZ ÇEVRESEL YÖNETİM " mutlaka oluşturulmalıdır. Bu yönetim, hem bölge halkını, hem de şirketleri rahatlatacak, güvensizliği de ortadan kaldıracak, sorunları ve anlaşmazlıkları da kısa sürede çözülecektir.

Haberleri