BOR MADENLERİ

Dünyada, sanayinin gelişmesinde, lokomotif bir sektör olan madencilik, ülkelerin ve kentlerin, kalkınmasında, sürükleyici bir rol oynar. Madencik, aynı zamanda, sanayinin itici gücü, katma değeri yüksek olan, kaynak ve istihdam...

Dünyada, sanayinin gelişmesinde, lokomotif bir sektör olan madencilik, ülkelerin ve kentlerin, kalkınmasında, sürükleyici bir rol oynar. Madencik, aynı zamanda, sanayinin itici gücü, katma değeri yüksek olan, kaynak ve istihdam yaratan bir sektördür.
Ne var ki ülkemizde, madenler, ne sanayinin lokomotifi, ne de kentlerin ve yerleşim alanlarının, kalkınmasın itici gücüdür. Nitekim Eskişehir'de çıkarılan ve dünyanın da en stratejik madeni olan BOR' un, ne Eskişehir' e, ne de çıkartıldığı Seyitgazi ve Kırka ilçelerimize, katkısı yok denecek kadar az olduğu gibi, çevresine de ciddi zararı vardır.
BOR madeni çıkartılan bölgelerde, insanlar ve bitkiler üzerinde olumsuz etkisi vardır. Çok yüksek dozda alınması, merkezi sinir sistemini etkileyerek bulantı, kramp, sara ve koma belirtilerine yol açmaktadır. Araştırmacılar tarafından öldürücü doz olarak 5 – 45 gr. arasında değişen değerler verilmektedir.
Ayrıca yıllardır, Bor madeni, Eskişehir'in gündemindedir. Nitekim geçmiş yıllarda, Borla ilgili bir yazımızdan sonra, ESO Genel Sekreteri Sayın Y. Emre HEPER, " ... ESO ve iki üniversitemiz ile birlikte, OSB kurulan Teknoloji Geliştirme Bölgesi çok özet anlatımıyla bilimsel çalışmaları ve bunların ticarileşmesini teşvik eden, bir merkezdir ve şu anda 20 ye yakın firma burada faaliyet göstermektedir. Onlardan bir tanesi de BORTEK ldt şti. tarafından, Bor Nitrür ve Kübk Bor Nitrür konuların çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalar, Aralık ayı başında odamızda yapılan bir törenle, BOREN Bor Enstitüsü tarafından da desteklenmeye değer bulunmuştur. Bu Boren tarafından desteklenen, ilk özel projedir. Bilgilerinize rica ederim." demişti.
Bu çalışmalar, ne seviyede bilinmez ama Eskişehir' de, bu alanda arzu edilen bir gelişme yok. Oysa Bor Madeni ile ilgili her türlü çalışmada, üniversitelerle, sanayimiz arasında işbirliği şarttır. Ayrıca Bor'la ilgili olarak, aşılması gereken çok büyük engeller var. Eskişehir, bu alandaki engelleri aşabilmesi için, çalışmalarını, yerel, ulusal ve global alanda sürekli ve kalıcı bir şekilde sürdürmek zorundadır.
Geçmiş yıllarda, Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Ömer Yüngül, Türkiye'nin, bor ve hidrojen kaynaklarını değerlendirmek amacıyla, bir dizi Ar-Ge çalışması yürüttüklerini, bir yakıt pili ürettiklerini belirterek, " ...Yakıt pilini hazırladık. Şubat, ya da, Mart ayında, piyasaya tanıtacağız. Pil, hemen tüm sektörlerde kullanılabilecek. Özellikle dizüstü bilgisayar, telsiz gibi aletler için enerji jeneratörü olacak. Bor'a dayalı enerji yatırımları konusunda, dünya çapında ses getirecek, başka projelerimiz de var. " diyerek umutlandırmıştı. Ancak bugüne kadar bu alanda olumlu bir gelişme göremedik.
Dünya bor rezervlerinin büyük bölümü, Türkiye'de bulunuyor. Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünce, 2002 yılında başlatılan Bor Master Arama Projesi kapsamında, yapılan sondaj çalışmaları sonucunda, 2 milyar ton olan bor rezervlerinin 1 milyar ton artırılarak, 3 milyar ton düzeyinde olduğu saptanmıştı. Bu miktar, dünya bor rezervinin, yüzde 72'sine karşılık geliyor.
Elbette dünyanın, en stratejik madeni olan ve diğer ülkelerde de çok az bulunan bor üretiminde, mevcut kapasite ile gelen talepler karşılanmayacaktır. Hatta yok satacaktır. Bor ürünlerinde talepleri karşılamak amacı ile mevcut tesislerde kapasite artırımına yönelik projeler ile ürün çeşitliliğini artırmaya yönelik, katma değeri yüksek yeni rafine bor ürünleri projelerinin gündeme alınması olumlu bir gelişmedir.
Türkiye, dünyanın en stratejik madeni olan Bor rezervlerini, hoyratça harcamamalı veya üretim ve satış kapasitesi artırmamalı Türk işadamlarına bor'un satışını yasaklamamalı, bu alanda yapılacak her çalışmaya, özellikle de AR-GE çalışmalarına sınırsız destek vermelidir.
Ayrıca Danıştay, 1.dairesi 1.Mayıs 2000 tarihinde 2000-50 200-67 kararı ile " Eti Holding A.Ş tarafından, ham olarak işletilebildiği ölçüde, rafine bor olarak yurt dışına ihraç edilerek satılan bor tuzlarının, aynı biçimde, ham bor ve rafine bor olarak, yurt içinde Türk vatandaşı kişi ve firmalara da satılabileceğine" karar vermişti.
Ancak Danıştay Dava Daireler Kurulu da, " Bor madeni, Yunanistan'a satılabilir ama Türkiye'de Türk sanayicisine, bor satılmaz" diyen rekabet kurulu kararını onayladı.
Danıştay Dava Daireler Kurulu kararı, bugün geçerli midir bilinmez ama Türkiye' ye, Bor'la ilgili engelleri, ortadan kaldırmalı, sanayinin MOTORU olması ve kentlerin kalkınması için de her türlü önlem alınmalıdır.
Bor madeni, tarımdan nükleer tesislere ve uzay çalışmalarına, kadar pek çok alanda alternatifsiz bir maddedir. O nedenle de bor madeni, özelleştirilmesinin önünü açacak her türlü uygulamanın, ülke ve kamu yararına aykırıdır. Ayrıca Bor'la ilgili Ar-Ge çalışmalarına hız verilmeli, çıkarıldığı yerleşim alanlarına, katkı sağlayacak yasal düzenlemeler mutlaka yapılmalıdır. Çünkü HER KÜLFETİN, NİMETİ VAR...

Haberleri