Adayın tanınır olması çok önemli…
Geniş kitlelerin tanıdığı bir ismin seçilme şansı bir hayli yüksek.
Adayın bilinir olmasının da önemi büyük.
Geçmişinde başarıları bilinen bir adayın seçilme anlamında büyük avantajı var.
Adayın güvenilir olması da son derece önemli…
Zira güvenilir olmayan insanların seçilmesi çok zor…
Adayın, aday olduğu görevi layığı ile yapıp yapamayacağı, talip olduğu görevin üstesinden gelip gelemeyeceğine ilişkin algı da bir hayli önemli…
çünkü seçmenlerin büyük bir bölümünün “Bu adam bu işi yapar” kanaatinde olması gerekiyor.
Son olarak…
Adayın, toplumun hemen her kesiminden oy alabilecek özelliklerinin olması gerekiyor…
Burada, kişisel özellikler, sağlıklı iletişim ve sosyal yaşam devreye giriyor…
İşte, yukarıda saydığımız özelliklere sahip bir adayın önünde, seçilememe gibi bir olasılık kesinlikle olamaz…
Yukarıda yazdığımız özellikler, Apartman yöneticisi seçerken de geçerlidir, Cumhurbaşkanı seçerken de…
Milletvekili seçilirken de bu özelliklere bakılır, belediye başkanı belirlenirken de…
O yüzden…
Cumhurbaşkanlığı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısında yer alacak olan aday isimleri konuşuluyor ya…
Konuşulan isimlere bir de bu özelliklerine göre bakın isteriz…
Hangisi daha tanınır, daha bilinir, daha güvenilir, daha çok makama yakışır ve her kesimden oy alır?
.....
Yılmaz hoca sözünü tutmuş…
Fotoğrafı Orhan Kesikoğlu gönderdi…
Büyükşehir belediye başkanı yılmaz büyükerşen geçtiğimiz yaz Ayvalık’a gitmiş, burada Küçükköy’e de bir ziyarette bulunmuştu.
Bu ziyarette Küçükköy halkı, Büyükerşen’den Köy meydanına bir Atatürk büstü istemiş.
Büyükerşen de “hay hay” demiş…
Sözünü unutmamış Büyükerşen…
Yaptığı Atatürk büstü ile kaidesini Küçükköy’e yollamış…
Yolladığı büst kaidesiyle birlikte Küçükköy meydanına konulmuş…
İşte o büstün önünde fotoğraf çektiren Orhan Kesikoğlu “Yılmaz Hoca Küçükköy’lülere verdiği sözü tuttu. Büst köy meydanına dikildi. çok da güzel oldu” diyor…
Fotoğrafa baktık, gerçekten de güzel olmuş…
.....
Araya ne girdi?
AK Partinin Eskişehir’deki 3 vekili, yani, Genel Başkan yardımcısı Harun karacan, Eski bakan Nabi Avcı ve Emine Nur Günay, il başkanı Dündar ünlü ile birlikte bir araya gelmişti geçtiğimiz ay.
Devam eden ve yeni yapılacak olan yatırımların konuşulduğu belirtilmiş, söz konusu toplantıların sık sık tekrarlanacağı ifade edilmişti…
Hatta…
Bir masanın etrafında otururken, her birinin gülümseyen yüzleriyle servis edilmişti toplantının fotoğrafları…
Ertesi gün, “Hiçbir şey konuşmayıp, çay-kahve içseler ve sohbet etseler bile yeter” yorumunda bulunmuştuk…
Dahası…
-“Eğer bu toplantıların bir ikincisi, bir üçüncüsü olursa, işte o masadan Eskişehir adına iş çıkar” demiştik…
Toplantının üzerinden epey bir zaman geçti.
AK Partinin Eskişehir’deki en önemli aktörlerinin aynı masa etrafında oturduğu ikinci bir toplantı olmadı.
Halbuki söz konusu toplantıların devam etmesi konusunda her biri bir hayli kararlı görünüyordu…
Başka bir nedeni varsa bilemeyiz ama bize göre söz konusu toplantıların arasına galiba Sanayi ve Ticaret Odası seçimleri girdi…
.....
Siz ne olur okumayın be kardeşim!
Fotoğrafı Ali Naki Erdoğan çekmiş…
Dördü kız, üçü erkek 7 üniversite öğrencisi genç.
Yayılmışlar Porsuk sahili kenarında bulunan yeşil alana.
Tahmin edeceğiniz gibi çekirdek çitliyorlar…
Yine tahmin edeceğiniz gibi yedikleri çekirdeklerin kabuklarını, üzerine oturdukları çim alana atıyorlar…
İlk insanların, yaşadığı mağaraya pisliğini yaptığı cinsten bir davranış içindeler anlayacağınız…
Hem de, gelip geçen insanların bakışlarından ve uyarılarından etkilenmeden…
Hem de, karşılarına dikilen “çekirdek yiyen eşek” heykeline bile aldırış etmeden…
Hem de, gayet doğal bir davranış içindeymişçesine yapıyorlar bunu iyi mi?
Artık söylenecek söz kalmadı…
Artık denilebilecek bir kelime de yok…
Bu yaratıklara söylenebilecek en son söz “Siz ne olur okumayın kardeşim!” olmalı…
çünkü gerçekten okumasın bunlar…
Zira…
Doktor olsalar bunların yüzünden insanlar ölür.
Mühendis olsalar, bunların yaptıkları binalar çöker…
Muhasebeci olsalar yaptıkları hiçbir hesap tutmaz bunların.
öğretmen, gazeteci falan olsalar, herkesi kendilerine benzetip, milleti zehirlerler…
O yüzden bunlar kesinlikle okumasın…
Eğitim falan da almasın…
Bulalım bunlara birer Mağara, oturup yattıkları yerde hem yesinler, hem de sç..nlar…
Hiç olmazsa en iyi bildikleri işi yapmış olurlar…