Bu ikilinin arası fena bozulmuş diyorlar...

AK parti il başkanı Dündar Ünlü Halil Ünal’ın başkanlığındaki Eskişehirspor yönetiminde yer alan br isimdi.Aynı zamanda.Dündar Ünlü ile Halil Ünal Pancar kooperatifi yönetiminde de birlikteydi.Mesut Hoşcan’ın kazandığı...


AK parti il başkanı Dündar Ünlü Halil Ünal'ın başkanlığındaki Eskişehirspor yönetiminde yer alan br isimdi.
Aynı zamanda.
Dündar Ünlü ile Halil Ünal Pancar kooperatifi yönetiminde de birlikteydi.
Mesut Hoşcan'ın kazandığı kongrede de Dündar Ünlü Halil Ünal'ı desteklemişti aleni olarak.
Hoşcan yönetiminin sıkıntıya düşmesiyle birlikte, istifa etmelerine yönelik ilk açıklama da Dündar Ünlü'den gelmişti.
Eskişehirspor'un geçtiğimiz günlerde yapılan kongresinde Halil Ünal'ın yeniden kulüp başkanlına gelmesinde de Dündar Ünlü'nün büyük payı oldu.
Kısacası...
Dündar Ünlü bugüne kadar hep Halil Ünal'ı destekledi.
Belki de...
Eskişehirspor'un başına yeniden Halil Ünal'ın gelmesi konusunda Bakan Nabi Avcı, Milletvekili Harun Karacan ve eski vali Güngör Azim Tuna'yı ikna eden de Dündar Ünlü oldu.
Ancak...
Söylenenlere bakılırsa bu ikili arasında bir şeyler ters gitmiş.
Dündar Ünlü, Eskişehirspor'un başına yeniden gelmesinde büyük katkısı olduğu Halil Ünal ile mesafeli olmaya başlamış.
Hatta.
Bazı yerlerde Halil Ünal'a olan kızgınlığını aleni bir şekilde söyler hale gelmiş.
Dündar Ünlü'nün, başından beri desteklediği Halil Ünal'a neden kızdığı? Neden araya mesafe koyduğu ve neden eleştirmeye başladığını bilemiyoruz.
Ancak...
Söylenenlere bakılırsa sıkıntının nedeni, Halil Ünal tarafından yapılan yönetim kurulu listesindeki bazı isimler olmuş.
Yine söylenenlere bakılırsa, Ünal'ın yaptığı liste ile ilgili olarak Ünlü'nün görüşünü almaması ve yine listede Ünal'ın karşı çıktığı isimlerin olması, ikili arasına böylesine bir mesafenin girmesine neden olmuş.
Ve yine söylenenlere bakılırsa...
Dündar Ünlü, Eskişehirspor'da Halil Ünal'a bugüne kadar vermiş olduğu destek konusunda "Benden bu kadar! Bu iş buraya kadarmış" diyormuş...
.....
Odunpazarı'nı da kutlamak lazım...

Dün bu köşede Tepebaşı Belediyesi'nin Gaffar Okkan Caddesi üzerinde verdiği ve yaklaşık 15 bin kişinin katıldığı iftar programını yazmıştık.
Yazımızın sonunu da "CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun yerinde olsaydık bu iftar yemeğine katılırdık. Onun yerinde olsaydık, bu iftar yemeğinde Türkiye'ye 'İşte Ramazan ayının paylaşımcı yüzü budur' mesajını verirdik. Kılıçdaroğlu'nun yerinde olsaydık, bu iftar yemeğine katılıp 'İşte bizim sosyal belediyecilik anlayışımızın vatandaş nazarında kabul görmüş en somut örneği budur' derdik" diye bitirmiştik.
Önceki gün Odunpazarı Belediyesi Ihlamurkent'te geniş kapsamlı bir iftar yemeği düzenledi.
Binlerce insan katıldı bu yemeğe.
Bazı okurlar arayıp hatırlattı.
-"Tepebaşı'nın organizasyonu çok güzeldi ama Odunpazarı'nın Ihlamurkent'te verdiği iftar da hiç fena değildi" diye.
Son derece doğru söyledikleri.
Odunpazarı Belediyesi Ihlamurkent'te benim diyecek bir kurumun yapamayacağı bir organizasyona imza atmış. Ramazan ayında güzel ve anlamlı bir iş gerçekleştirmiş.
O halde bze de "Kılıçdaroğlu'nun yerinde olsaydık, Eskişehir'de iki gün geçirip,hem Tepebaşı'nın Gaffar Okkan caddesi üzerinde düzenlediği, hem de bir gün sonra Odunpazarı Belediyesinin Ihlamurkent'te düzenlediği iftar yemeklerine katılır, 25-39 bin Eskişehirli ile bir arada olurduk" demek düşüyor.
Bu arada...
Belediyelerin yaptığı iftar organizasyonlarını eleştiren ve "halkın paraları siyasete alet edilerek yemeklere harcanıyor" diyenler var.
Bunlara iki türlü katılmıyoruz...
Birincisi, içinde bulunduğumuz kutsal ayın bir şekilde paylaşımcı özelliği hayat buluyor bu iftar yemeklerinde.
İkincisi ise...
Paraların nereye gittiğini bilmek, nereye gittiğini bilmekten her zaman daha iyidir...
.....

Demokrasi mi dediniz?

Demokrasinin en basit şekilde tanıtımı yapılırken iki önemli unsur vurgulanır...
Birincisi: Düşünce ve ifade özgürlüğüdür...
Düşünce ve bu düşünceleri rahatlıkla ifade etme özgürlüğünüz varsa, demokrasinin işlediği bir ortamda yaşıyorsunuz demektir.
Diğeri ise...
Örgütlenme özgürlüğüdür...
Başkalarının özgürlüğünü kısıtlamayacak ve yasalara aykırılık teşkil etmeyecek şekilde örgütlenebiliyorsanız, yine demokrasinin işlediği bir ortamda bulunuyorsunuz demektir.
Paketler sayesinde daha da demokratikleştiğimiz falan söyleniyor ya yaşadığımız ülkede...
Hepsi hikaye...
Demokrasinin olmazsa olmaz iki tanımına bakın...
Düşünebiliyor musunuz?, düşündüğünüzü ifade edebiliyor musunuz? Ve örgütlenebiliyor musunuz?
Eğer bunlar varsa, demokrasi vardır...
Yoksa...
Demokratik olmadığınızın üzerini paket falan asla kapatamaz...

.......

BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM

Zengin ve ikram seven ağanın konağına bayramda önce bir molla gelmiş, peşinden de Bektaşi... Ağa ikisini de ağırladıktan sonra ocak başında kahvelerini içerken mollaya sormuş:
— Tütün içer misiniz?
— Estağfurullah, mekruhtur!
— Ya içki?
— Aman efendim haramdır, hiç olur mu?
— Ya kadınlarla ilişkiniz?
— Hiç olur mu, biz harama uçkur çözmeyiz!
— Saz, çalgı, musiki?
— Tövbe tövbe! Bunları, bana sorarak günaha giriyorsunuz.
Ağa, Bektaşi'ye dönmüş, aynı soruları ona da sormuş, Bektaşi her soruya;
— Eyvallah imanım, emrin olur! diye cevap vermiş...
Yemek bitmiş, misafirler yola çıkarlarken ağa onlara diş kirası vermiş. Mollaya bir altın, Bektaşi'ye de elli altın. Bunun üzerine Molla itiraz etmiş:
— Böyle bir kâfir adama elli altın, bana bir altın veriyorsun. Sana yakıştı mı bu ağam?
Ağa gülmüş;
— Onun masrafı ağır be Molla! 










Haberleri