Eskişehir'de trafik sorunu var mı? Var...
Peki...
Bu sorunun sorumlulara siyaseten kesilmiş bir faturası var mı? Yok.
Eğer olsaydı, mevcut belediye başkanı "trafiği bu hale getirdin" diye daha ilk seçimde alaşağı edilirdi.
Mevcut belediye Başkanı 4 dönemdir, üstelik oylarını arttırarak seçiliyorsa, mevcut trafik sorunu karşısında seçmen tarafından sorumlu tutulmuyor demektir.
Ya da bu durum...
Trafik sorununun seçimlere herhangi bir etkisinin olmadığını gösteriyordur.
Sonuç olarak...
Sandık başına giden seçmen, oy atacağı anda trafik sorununu aklına getiriyor olsa dahi, "Aman canım bir tek Eskişehir'de mi var bu sorun" diye düşünüp, basıyordur oyu.
Eskişehir'de ulaşım ucuz mu?
Tabii ki değil.
Peki bu durumun sorumlularına siyaseten kesilmiş bir faturası var mı?
Elbette yok.
Eğer olsaydı, yapılan ilk seçimde bunun faturası kesilirdi.
Mevcut belediye başkanı 4 dönemdir işbaşında olduğuna göre, ulaşımın pahalı olmasının seçimlere herhangi bir etkisi olmadığı anlaşılıyor.
Demek ki oy atmaya giden seçmen, o anda aklına ulaşım fiyatı geldiğinde "Aman canım! Bir tek Eskişehir'de mi pahalı" diye düşünüp, oyunu yine de veriyor anlayacağınız.
Şu sıralar 30 saat sürecek bir su kesintisi gündemde.
Belediye, şebekede yapacağı geniş çaplı bir onarım için şehir genelinde 30 saat su keseceğini açıkladı.
Bu durumu kullanıp, belediye aleyhine siyasi mevzi kapma çabaları içinde olanlar var.
Şimdiden söyleyelim.
Tıpkı trafik ve ulaşım fiyatları gibi bu su kesintisinden de siyasi ekmek çıkmaz.
Bu durumdan siyaseten gol pozisyonu üretilmez.
Dahası.
Bu durumun öyle üzerine atladıkları gibi seçimlere bir etkisi de olmaz.
Hatta.
30 saat kesinti açıklayan belediye işi 20 saatte bitirip, bir de üstüne üstlük mevzudan kazançla çıkar.
O nedenle, su kesintisi duyurusuyla birlikte kamuoyunda oluşan tartışmaları v bu tartışmalarla oluşturulmak istenen siyasi algı çabalarını hep gülümseyerek izledik.
Hele hele, birkaç gün sonra unutulup, kimsenin hatırlamayacağı bir meseleyi bazılarının siyaset haritası yapma gayretlerine de resmen güldük.
Hala anlaşılmadı galiba...
Biz ne Avrupa ülkesiyiz ne de o ülkede yaşayanlarız...
Bizim ülkemizde elektrik de kesilir su da...
Akaryakıt'a da, elektriğe de sık sık zam gelir...
Çünkü biz enteresan bir ülke, enteresan bir milletiz...
***
Siyasetin mizah yüzü...
Milli Şef'in oğluydu o.
Amerika'da doktora yapmış, Profesör olmuş, ODTÜ'nün Rektörlüğü görevinde bulunmuştu.
1985 yılında SHP Genel Başkanı oldu.
1991 yılında DYP-SHP koalisyonunda ve Demirel'in başbakanlığında Başbakan yardımcılığı yaptı.
Daha sonra siyasetten kendi isteği ile ayrıldı.
Siyasete mizahı ve mütevaziliği getiren isimdi Erdal İnönü.
9 yıl önce, 81 yaşında yaşamını yitirdi.
Dün ölüm yıldönümüydü Erdal İnönü'nün.
Çok da severek girmediği kısa siyasi yaşamında hep "İyi" insan olarak anıldı.
İsmi her anıldığında da yaşadığı ve yaşattığı mizahi olayları hep şöyle anlatıldı:
-Seçmenlerden biri seçim otobüsünün önüne atılır ve Erdal Bey´e hitaben ´Ölürüm yoluna´ diye haykırır.
Erdal Bey cevap verir: Dur, ölme. Bir oy bir oydur.
xxx
-Erdal Bey bir gün İstanbul´da taksiye binmiş. Şoför:
´Sen ne kadar Erdal İnönü´ye benziyorsun´ demiş.
´O, benim´ diye cevap vermiş Erdal Bey...
Şaşırmış taksi şoförü...
´Yahu´ demiş, ´...birisi daha var. Harbiye´nin oralarda dolaşıyor. O da aynı Erdal İnönü´.
Bunun üzerine Erdal Bey, espriyi patlatmış:
´O da benim....!´
xxx
-SHP genel başkanlığı dönemimde diğer sol parti liderleri ve bürokratlarla bir restorana gider. Garsonun ´Birş ey almak ister misiniz, efendim´ sorusu üzerine ´Teşekkürler biz birbirimizi yiyeceğiz´ yanıtını verir.
xxx
-İnönü gençlik yıllarında evinde otururken mutfaktan bir çığlık duydu. Eşi Sevinç Hanım ´Erdal koş fare var´ diye bağırıyordu. İnönü istifini bozmadı ve eşine öyle seslendi:
Ne yapayım Sevinç. Ben kedi miyim... ?
xxx
Bir seçim dönemi... SHP Genel Başkanı İnönü, Diyarbakır ve Cizre'deki mitinglerde konuştuktan sonra Siirt'te halka hitap edecektir. Ancak Cizre'de bir grup protesto gösterisi yapıp parti otobüsünü taşlayınca buradaki miting iptal edilir, hiç beklenmeden Siirt'e gelinir. Seçim gezilerinde program sarkmasına alışık Siirt İl Başkanı, parti otobüsünün tam zamanında geldiğini görünce biraz şaşkın, İnönü'ye teşekkür eder. Aldığı yanıt:
Sen bana değil, asıl Cizrelilere teşekkür et...
xxx
Seçim otobüsüyle bir yere gidiliyor. Otobüsün kornası aniden bozulmuş, ötüp duruyor. Şoför otobüsü sağa çekip durdurmuş, arızayı gidermeye çalışıyor ama nafile. Yolculardan birinin şoföre:
Kablosunu kopar, diye akıl verdiğini duyan İnönü itiraz ediyor:
Durun yav, koparmayın. Bir derdi var ki inliyor. Meselenin köküne inelim.
xxx
DEP'li Sırrı Sakık, SHP'den milletvekili adayı olmak için başvurur ve İnönü'yle görüşmeye gelir:
Hakkımda bir sürü dedikodu çıkardılar. Önceden bilesiniz; ağabeyim (Şemdin Sakık) dağda devlete karşı savaşır. Kardeşlerimden biri hapiste...
İnönü şaşırır:
Yav, sizde hiç devlete çalışan biri yok mu?
***
Bir miting öncesi SHP milletvekili, İnönü'ye der ki:
Sayın Genel Başkanım siz iyi konuşamıyorsunuz, bakın Özal'a esip gürlüyor.
İnönü "Peki ne yapacağım" der. Milletvekili cevap verir:
Konuşurken masaya yumruğunuzu vuracaksınız, biz şöyle partiyiz, şöyle yaparız, böyle yaparız, diye kükreyeceksiniz.
İnönü kürsüye çıkar, yumruğunu masaya vurur ve şöyle der:
Biz öyle bir partiyiz ki, adamı...
Burada kesilir ve şöyle devam eder:
Devamını bu arkadaş söyleyecek.
İyi bir insan, iyi bir siyasetçi, iyi bir bilim adamı ve iyi bir devlet adamı olduğunu sağcısı ve solcusuyla herkese gösterdi.
Ruhu şad olsun...
***
Enteresan bir manzaraydı bu
İlk yurtdışına çıktığımızda görmüş ve şaşırmıştık.
Lokantaların önünde kuyruk vardı.
-"Allah Allah! Bu ne ki?" diye düşünmüştük kendi kendimize.
Sonradan anlattılar durumu.
-"burada, adı duyulan lokantaların önünde kuyruk olur. Kuyrukta bekleyenler, içeride yemek yiyenlerin yemeğinin bitmesini bekliyor. Çünkü; içeride masaların tamamı dolu vaziyette. Masalar boşalınca sırayla kuyrukta bekleyenler o masalara oturacak ve yemeklerini yiyecek"
O güne kadar böyle bir şey görmemiştik.
Bizde, eğer gittiğimiz lokanta doluysa, bir başkasına gidilirdi.
Sonuçta karın doyurmaktı amaç.
Hiç mi bir yerde boş yer yok. O zaman alırdık yarım ekmek, koyardık içine peynir ya da başka bir şey. Doyurduk karnımızı.
İşte o zaman karın doyurmak ile lezzetli yemek yemenin ayrı ayrı şeyler olduğunu anlamıştık.
Kuyrukta bekleyen insanların amacı bir şekilde karınlarını doyurmak değildi.
Amaçları, lezzet, damak tadı ve yenilen özel bir yemekle o anı da özel kılmaktı.
Yine...
İlk yurtdışına çıktığımızda görmüştük sokak müzisyenlerini.
İlgimizi çekmiş, önlerinde durup uzun uzadıya dinlemiştik kızlı erkekli sokak müzisyenleri gurubunu.
Dün Köprübaşında yürürken, artık Eskişehir ile özdeşlenen Papağan Çibörek önünde gördük manzarayı.
Dükkânın önünde kuyruk oluşmuştu.
Kuyrukta olanlar, oturup çibörek yiyebilmek için masaların boşalmasını bekliyordu.
Dükkanın tam önünde bulunan bankta ise iki genç, gitar ve keman ile müzik yapıyordu.
Hemen cep telefonumuzla çektik o anı.
Çünkü...
Bu manzara önemliydi bizim için...
Elbette sırf bu iki detay yüzünden bu şehrin Avrupa kenti olduğunu falan söyleyecek değiliz ama...
O anın kırıntısı bile memnun etti bizi.
***
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Büyükçe bir köpek ağzında bir torbayla
kasap dükkanına girer. Ağzındaki torbayı
yere bırakır, kasabın karşısına oturup
bekler.
-"Bu da nesi" der kasap diğer müşterilerine
bakarak.
-"Herhalde et alacak" der birisi.
Köpek de tasdik eder :
-"Hav"
-"Nasıl et istiyorsun bakalım, kıyma, kuşbaşı,
biftek?"
-"Hav" diye keser köpek kasabın sözünü.
-"Peki ne
kadar?,
bir kilo, iki kilo?"
Tekrar
-"Hav" sesi
duyulur.
Şaşıran kasap
siparişi sarar ve torbaya
yerleştirirken, etin parasının da torbada
olduğunu görür. Köpek dükkanı terk ederken kasap meraktan
çatlayacağına
köpeği takibe karar verir, dükkanı da
yardımcısına emanet eder.Köpek bir kaç
sokak ötede bir apartmana girer, üçüncü kata çıkar ve bir kapının
önünde durarak
pençesiyle kapıya vurmaya başlar. Kapıyı kızgın bir adam açar ve başlar köpeğe
bağırmaya. İzlemede olan kasap ortaya çıkar ve adama
-"Dur bir dakika " der "Ne yapıyorsun? Gördüğüm en akıllı köpek,
ona niye
bağırıyorsun ?"
Adam ;
-"Akıllı mı ?" der," bu hafta üç oldu, anahtarını yanına almayı
unutuyor
Bu işten siyasi ekmek çıkmaz!
Eskişehirde trafik sorunu var mı? Var
Peki
Bu sorunun sorumlulara siyaseten kesilmiş bir faturası var mı? Yok.Eğer olsaydı, mevcut belediye başkanı trafiği bu hale getirdin diye daha ilk seçimde alaşağı edilirdi.Mevcut...