Bundan sonra yapılacak olan

Osmangazi Üniversitesi'nde Rektörlük seçimleri yapıldı.
Bu seçimler neticesinde en çok oyu alan 6 isim YÖK'e, YÖK'de en çok oyu alan 3 ismi Cumhurbaşkanına gönderdi.
Netice itibarıyla da...
Cumhurbaşkanı Osmangazi Üniversitesi Rektörünü atadı.
Ancak...
Cumhurbaşkanı, seçimlerde 116 oy alan Prof Dr Gaye Usluer'i değil de...
80 oy alıp, ikinci sırada bulunan Prof Dr Fazıl Tekin'i Rektör olarak atadı.
Bu durum da, ister istemez tartışma konusu yarattı.
Cumhurbaşkanının yapmış olduğu atamaya karşı çıkanlar oldu, destekleyenler de.
Önceki gün bir Gazetenin Manşetine taşınan Rektörlük ataması ile ilgili vatandaşların yazılı yorumları yer almış internet sitesinde...
Yukarıda söylediğimiz gibi, Cumhurbaşkanının yaptığı atamaya tepki gösterenler var, onaylayanlar da...
İşte bunlardan bir kaçı;
—Atamayı Cumhurbaşkanı yapacaksa, seçim niye yapılıyor anlayamıyorum...
—Sezer oy alamayanları bile atıyordu. Gül en azından 2 nciyi atamış.
—AKP'nin kadınlarla arası iyi değil. Tür banı olsaydı atanırdı.
—Sezer'i aynı atamalar yüzünden eleştirenler şimdi ne diyecek?
—Başka ne beklenirdi ki. Bu daha ilk raunt. Takke düştü.
—Sinirlenmeyin canım, biz 7 yıldır sinirlendik mi?
—Kadınları 2 nci sınıf gören zihniyetin bir göstergesi bu.
—Abdullah Gül başkalarının güvendiği değil, kendi güvenebileceği insanları seçti bence.
—Adalet bunun neresinde?
—Sezer atarken iyi de, Gül atayınca kıyamet mi koptu?
—Daha bunlar ısınma hareketleri, bekleyin daha neler olacak?
—Üniversitede Tıp ağırlığı var. Fazıl tekin'in 80 oy alması büyük başarıydı. Gül doğru insanı atadı.
Böyle gidiyor yorumlar...
Yukarıda da söylediğimiz gibi...
Cumhurbaşkanının, seçimlerde ikinci sırada olan adayı Rektör atamasına tepki gösterenler var...
Doğru bulanlar da...
Bu karşılıklı düşüncelerin ifade edilmesi, belki bir müddet daha devam edecek.
Ancak şu bir gerçek ki, sonuç değişmeyecek.
Zira...
Atama yapılmış, atanan isim görevine başlamış.
Aslında bundan sonra yapılacak olan, Atananın, atanmayanı da yanına alarak kurumu daha iyi yerlere getirme çabası içine girmesi...
Atananın, atanmayana verilen oylara saygı duyması...
Atanmayanın da, Atanana verilmiş görevi ( haksızlığa uğradığını düşünse de) kabullenmesi...
Aslına bakarsanız...
Her iki tarafın da haklı yönleri var...
Her iki taraf da haklı ise, ortada bir sorun var demektir.
Sorun ise bize göre sistemden kaynaklanıyor.
Ancak yukarıda da söylediğimiz gibi, bundan sonrası için sonucun değişmesi mümkün olmayacaksa...
Yapılacak şey, zor da olsa seçimi unutup, hizmete hep birlikte ve el ele bakmak olmalı...