Kim yapmış olursa olsun, yapana değil de, yapılana bakmak lazım.
Kim yapmış olursa olsun, yapana değil de, yapılanın güzel olup olmadığına bakmak lazım.
Ve sonuç olarak...
Güzele "Güzel" demek lazım.
Eğer güzele, güzel olduğunu bile bile "güzel" demiyorsanız, içinizde fesatlık vardır, küçümseme vardır.
Dahası...
Kıskançlık vardır. Eğer...
Güzele,güzel olmadığı halde "güzel demiyorsanız ve aksine güzeli kötüleme yoluna gidiyorsanız,şunu bilin ki alınan bu tavır güzeli "kötü" yapmıyor.
Aksine...
Güzeli göz göre göre kötüleyen, insanların nazarında resmen "kötü" oluyor.
GÜZEL NE YAPILDIYSA ELEŞTİRİLDİ BU ŞEHİRDE
Bunun örnekleri çok yaşandı Eskişehir'de.
Özellikle de, Büyükşehir Belediyesi ve Büyükerşen'in içinde olduğu her durumda yaşandı bu örnekler.
Tramvay yapıldı; "Ne gerek vardı" dediler.
Porsuk düzenlemesi oldu;"Bu kadar para boşa gitti" diye eleştirdiler.
Türkiye'nin ilk yapay sahili yapıldı bu şehirde;"Çakma sahil" oldu ismi.
Korsan gemisi yapıldı; "Niye Nusret Mayın gemisi değil?" diye sordular.
Kentpark'a "İçinde çıplak heykel var. Çocukların ahlakını bozuyor", Hayal Şatosuna "Paralar hayale gidiyor" dediler.
Heykellerin Türk kültürünü yansıtmadığını söyleyip, "Tiyatro ve Senfoniye ne gerek var ki?" diye bağırdılar.
Bırakın bunları bir tarafa...
Porsuk'un çevresine özel saksılarla konulan Palmiye ağaçları için bile "Bunlar burada yaşar mı? Paralar sokağa atılıyor" dediler.
Tamam...Belki yapılan bir takım işler ve uygulamalar köyüydü, çirkindi,gereksizdi ama...
Bu yukarıda saydıklarımızın tamamı güzel işlerdi.
Birilerinin "kötü" demesine rağmen, büyük bir çoğunluk da bu işleri güzel buldu.
Çünkü...
İnsanlar duyduğuna değil, gördüğüne inandı.
Güzel olana sırf "bunu yapan puan kazanmasın" diye "kötü" diyenler, bunun bedelini çok ağır ödedi.
Çünkü, iki seçim üst üste sırf bu yüzden gitti.
"Biz daha güzelini yaparız" deme yerine güzele "güzel" diyemeyenler, insanların nazarında inandırıcı da olamadı.
BALMUMU MÜZESİNE
BU DÜŞÜNCELERLE GİTTİK
İşte bu düşüncelerle gittik önceki gün açılışı yapılan Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesine.
Yılmaz Büyükerşen'in 20 yıllık emeği Balmumu heykeller sıralanmış.
Bazıları camekan içinde, bazıları da açıkta Osmanlı Padişahları bir tarafta, hemen karşısında ise Atatürk ve Silah arkadaşları.
Biraz ilerde Cumhurbaşkanları, hemen yanında siyasi parti liderleri ve politikacılar.
Başka bir köşede sanatçılar, yanında ünlü gazeteciler.
Eskişehirspor'un efsane futbolcuları sıralanmış bir bölümde, karşısında ise Eskişehir'in gururu olmuş sporcular ve sanatçılar.
Dünyayı yöneten Ülke liderleri bir tarafta, yazarlar diğer tarafta.
Kısacası...
Yunus Emre'den Mevlana'ya, Abdullah Gül'den Kenan Evren'e hatta, Nazım Hikmet'ten Aziz Nesin'e kadar güzel bir denge kurulmuş sergide.
Gördüklerimiz karşısında hayran olduk tabii...
Sergi içinde dolaşırken, Balmumu heykelleri ile heykelleri yapılanları yan yana görüp, benzerlik karşısında hayret ettiğimiz de.
BU MÜZEYİ DE
ELEŞTİRECEKLER MERAK ETMEYİN
Müzeden ayrılırken, "Bunu da eleştirecekler" diye düşündük kendi kendimize.
Çünkü...
Yukarıda da söyledik "Güzele "güzel" demeyenlerle dolu bu şehir.
Tıpkı diğerlerine yaptıkları gibi, Balmumu Müzesini de kötüleyecekler.
Açılan sergiye ne "20 yılın emeği" gözü ile bakacaklar ne de "Türkiye'nin ilk Balmumu Müzesi" olmasına.
"Siyaset var" diyemeyecekler çünkü Siyaset içinde yer almış her aktörün heykeli konulmuş.
"Ak parti karşıtı" diyemeyecekler çünkü; Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül orada.
"Hep solcuların heykelleri yapılmış" diyemeyecekler çünkü Necip Fazıl'dan Türkeş'e, Özal'dan Demirel ve Erbakan'a kadar hepsi orada.
Ama "kötü" demek için mutlaka bir şeyler bulacaklar.
Balmumu heykeller bozulmasın diye müzenin belli bir serinlik ve loş ışık olması gerekiyor ya...
İşte hiçbir şey bulamasalar da sırf "kötü" diyebilmek için "Hem karanlık hem de soğuk" diyecekler...
Daha olmadı, çocuk edasıyla "Benzemiyor ki" eleştirisi yapacaklar.
Göreceksiniz yapacaklar bunu. Bir şekilde eleştirecekler müzeyi.
İnsanlar dinleyecekler bunu.
Sonra da gidip gezecekler müzeyi.
Sonra ne mi olacak?
Tıpkı öncekilerde olduğu gibi insanlar duyduğuna değil gördüğüne inanacaklar.
Ve bunu yapanlar, her seçim sonrası olduğu gibi "Biz nerede hata yaptık?" diye kendilerini sorgulayacaklar.
........
Heykelinin dikilmesini en çok o hak ediyordu...
Amigo Orhan, Dünyanın en büyük orkestrasının tartışmasız şefidir.
İsmi; Eskişehirspor ile birlikte anılır.
Kitleleri bir hareketiyle ayağa kaldırıp bağırtan, bir hareketiyle çık çıkmayacak kadar sessiz bırakan başka bir isim daha yoktur.
Eskişehirspor'un başarılarında tarihi bir simgedir Amigo Orhan.
Yaptığı görev, ondan sonra hiç kimseye nasip olmamış, bu yüzden de efsanesi bu günlere kadar gelebilmiştir.
Hiçbir siyasetçi tatmamıştır bu denli kalabalığı yönlendirebilmeyi.
Hiçbir sanatçı, böylesine bir muhteşem koro ile sahne almamıştır.
Hiçbir kimseye, böylesine bir koroyu yönetebilmek de nasip olmamıştır.
Kısacası...
Eskişehirspor, Amigo Orhan'dır.
Bu efsane bu şehirden çıkmış ve hala bu efsanenin ruhu Atatürk Stadyumunun etrafında dolaşmaktadır.
Dün Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller müzesini gezerken, Amigo Orhan'ın heykelini de gördük.
Heykelinin yanında da bizzat kendisi vardı.
Tam da o muhteşem "Es Es Es-Ki Ki Ki çektirirken ki pozisyonu ile yapmış Büyükerşen heykeli.
Doğrusu çok da güzel olmuş.
Doğrusu...
Çok da İsabetli olmuş.
Niye mi?
Çünkü, Amigo Orhan efsanesi bu şehirde daha uzun yıllar yaşamalı.
Çünkü...
Bu şehirde bunu hak eden insanların başında o geliyor...
..........
Vaz geçin artık şu inattan
Tramvay Eskişehir için çok önemli.
Eskişehirspor da öyle.
Eskişehirliler, bu iki önemli unsurun bir yerde buluşmasını istiyor.
Yani...
Eskişehir için önemli olan Tramvay renklerinin, Eskişehir için önemli olan Eskişehirspor renklerinde olmasını istiyor.
Hiç olmazsa, bir iki tanesinin Kırmızı-Siyah renklere bürünmesini görmek istiyor.
İlla da "Olmaz" diyorlar.
İnat ediyorlar.
Ne olur olsa?
Kırmızı-siyah renkli Tramvay ne de yakışır halbuki.
Bursa Tramvay yapıyor, renkleri Kırmızı-Siyah oluyor.
Eskişehir yapıyor, Kırmızı-Siyah olmuyor.
Gelin ne olur, vaz geçin şu inattan.
Gerçekten de Kırmızı Siyah renkli Tramvay Eskişehir'e yakışacak.
Eskişehir'in iki önemli unsuru hiç olmazsa renklerde buluşacak.
Bunu çok görmeyin...
Yapın şu işi...
Bunu da eleştirecekler tıpkı diğerleri gibi...
Kim yapmış olursa olsun, yapana değil de, yapılana bakmak lazım.Kim yapmış olursa olsun, yapana değil de, yapılanın güzel olup olmadığına bakmak lazım.Ve sonuç olarak
Güzele "Güzel" demek lazım.Eğer güzele, güzel olduğunu...