Bürokrasinin siyasete kurban gitmesine alıştık artık...

Eskişehir'e Vali olarak atandı...
Birileri veto etmiş olmalı ki, daha yerine alışamadan Elazığ Valiliğine atandı.
Hâlbuki , daha "Hoş geldin" ziyaretleri devam ediyordu.
Elazığ'dan sonra Merkez valiliğine çekildi.
Ankara'ya taşındı.
Bir gün İçişleri Bakanlığından çağırdılar.
-"Eskişehir Valisi oldun" dediler.
Aylardır kesmediği sakal vardı yüzünde.
Çünkü, beklemiyordu böyle bir atama.
Üstelik...
Daha önce atandığı ve iki ay bile duramadığı bir şehrin Valiliğine tekrar atanacağını rüyasında bile görse inanmazdı.
Uzun süre inanamadı da...
Öyle büyük torpili falan da yoktu bir ilin valisi olabilecek.
Ama bir gerçek vardı ve kararnamede isminin karşısında Eskişehir yazıyordu.
İkinci kez Eskişehir Valisi olarak geldi şehre.
Gelir gelmez de "Kimse hoş geldin ziyaretime gelmesin" talimatı verdi.
-"Çünkü ben gideceğim" dedi.
Odalardan, derneklere, sendikalardan Taksi duraklarına kadar gitmedik yer bırakmadı.
O güne kadar kapısından içeriye Vali girmemiş pek çok sivil toplum örgütü Vali ağırladı.
Sağcısından solcusuna kadar her sendika, Valiyi misafir etti.
Kısacası...
Sıra dışı ama herkesin de hoşuna giden bir gelenek başlattı.
İşte tam bu sırada, Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edildi.
Başına da Vali'yi geçirdiler.
Projeyi ve bu projenin başına Vali'nin geçeceğini ilk duyduğumuzda;
-"Bu iş Valiyi ya büyük illerden birine Vali yapar, ya da aynı Vali'yi merkeze çeker" demiştik kendi kendimize.
İkincisi oldu.
Vali Kadir Koçdemir, son çıkan kararname ile merkeze alındı.
Vali Koçdemir'in merkeze alınmasıyla ilgili herkes bir şey söylüyor.
Belki bir ölçüde herkesin söylediğinde doğruluk payı olabilir.
Ama bize göre, Vali Koçdemir'in merkeze alınmasında ki en büyük neden, iktidar partisi Milletvekillerinin isteklerini yerine getirmemesidir.
Basite indirgersek...
İktidar partisinin talep ve isteklerini yapmamasıdır.
Vali Koçdemir'in Türk dünyası başkenti gibi büyük bir projenin ortasında görevden alındığı hesap edildiğinde, Koçdemir'in, istenileni yapmamakla iktidar vekillerini çok da kızdırdığı ortaya çıkıyor.
Sonuç olarak...
Vali Koçdemir " Ben iktidar partisi vekillerinin söylediği her şeyi yapan bir memur değilim. Ben partinin değil Devletin Valisiyim. Korumam gereken parti değil devlettir" düşüncesiyle hareket edip, merkeze çekilmeyi göze almıştır.
İktidar Partisi vekilleri ise "Bizim dediğimizi yapmayan vali, büyük bir projenin orta yerinde bile görevden alınır" düşüncesiyle güç gösterisinde bulunmuştur.
Netice itibarıyla da...
Bürokrasi, her zaman olduğu gibi bir kez daha siyasete kurban gitmiştir.
........

Fikret Arslan CHP'den mi aday olacak yoksa?
Cumhuriyet Halk Partililer geçtiğimiz günlerde Sivrihisar'a tam anlamıyla bir çıkartma yaptı.
Büyükşehir belediye Başkanı Büyükerşen, Milletvekili Kazım Kurt, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Parti Meclisi üyesi Gaye Usluer ve İl başkanı Erman Gölet ile yöneticilerin olduğu bir çıkartmaydı bu.
Sivrihisar'da gerek yapılan toplantı, gerekse ilçe gezisinde ise "Sivrihisar'da CHP'li bir Belediye Başkanı olacak" denildi.
Sivrihisar'ın mevcut belediye Başkanı Fikret Arslan, Demokrat parti'den seçilmiş bir Belediye Başkanı.
İlçede de çok seviliyor.
İki kez İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alındı.
İkisinde de mahkeme kararı ile geri döndü.
Hala Belediye başkanlığı görevini sürdürüyor.
Ve hala ilçede çok seviliyor.
İlçeye çıkartma yapan CHP'lilerin "Önümüzde ki seçimlerde Belediye CHP'li olacak" söylemeleri ister istemez;
-"Acaba Fikret Arslan CHP'den mi aday gösterilecek?" sorularının sorulmasına yol açtı.
Ne dersiniz?
Olabilir mi?
.............

Bir de bizim yeni Stadyumun resmini gösterseniz de, merakımız giderilse...
TOKİ Eskişehir'e bir Stadyum yapacak.
Yeni Stadyum Sazova'ya yapılacak.
Ve maliyeti de 107 milyon lira olacak.
İşte, TOKİ'nin, mevcut Atatürk Stadyumu yerini alma karşılığında Sazova'ya yapacağı yeni Stadyum ile ilgili bildiğimiz her şey bundan ibaret.
Soruyoruz; söylemiyorlar.
Milletvekili mecliste soruyor, ona da söylemiyorlar.
Çok sorunca da bizi azarlayıp;
-"Anlatıyoruz anlatıyoruz bir türlü anlamıyorsunuz" diyerek, bir de bizleri geri zekalı konumuna sokuyorlar.
Daha, yeni yapılacak olan stadyumun kaç kişilik olduğunu bile doğru dürüst bilmiyoruz.
Sağ olsun Milletvekilleri bir "33 Bin kişilik" diyor, bazen de "30 Bin kişilik"
Nasıl bir Stadyum olacağı, çevresinde nelerin bulunacağı tam bir muamma.
Bırakın projeyi, bir resmini bile göstermiyorlar yapılacak olan Stadyumun.
-"yapıyoruz ya işte daha ne istiyorsunuz?" diye bir de suyun üzerine çıkıveriyorlar iyi mi?
Aynı Stadyum Samsun'da da yapılıyor.
Samsun, Spordan sorumlu Bakanının memleketi.
Samsun'a nasıl bir stadyum yapılacağını detayına kadar anlatıyor Bakan.
Elinde, yeni yapılacak olan Stadyumun resimleriyle dolaşıp duruyor.
Eskişehirli ise, sanki sürpriz yumurtadan hangi oyuncak çıkacak misali, öylece bekliyor inşaatın başlamasını.
Hani diyoruz ki aynı bakana;
Şu Eskişehir'e yapılacak Stadyumun da hiç olmazsa bir resmini gösterseniz de, bu şehir de bir türlü anlamadığı meseleler yüzünden, kendi şehrinin milletvekilleri nazarında geri zekalı olmaktan kurtulsa...

............

BİRAZ DA
GÜLMEK LAZIM
Bir uçak Afrika'nın balta girmemiş ormanlarının üzerinden geçerken düşer. Uçak küçük bir nakliye uçağıdır ve sadece Amerikalı pilot kurtulur. Ormanda yaşayan bir zenci kabile bu pilotu bulur. İyileştirir ve pilot gel zaman git zaman bu kabilenin içinde yaşamaya alışır. Derken yıllar geçer ve kabilede çocuklar beyaz ve sarışın doğmaya başlar. Bir, iki... Kabile şefi bakmış ki bu iş böyle olmayacak pilotu karşısına alıp konuşmaya karar verir. Pilotu çağırır ve sorar:
- "Nedir bu, yani sen geldikten sonra çocuklarımız beyaz doğmaya başladı?" der şef.
Pilot da kendini savunmak için şöyle der:
- Sayın şefim siz burada ormanların içindesiniz bilmezsiniz, doğal seleksiyon denen birşey var yani canlılar zaman geçtikçe özelliklerini değiştirir. Mesela şu atı ele alalım; bakın at çok güzel beyaz bir at, ama yavrusu siyah olmuş?
Şef bir ata bakar, bir yavrusuna, bir de pilota ve şöyle der:
- Tamam sen onu unut, ben de bunları unutacağım.