1999… Unutulmaz o yılın adı…
Nedeni de ‘’felaket yılı’’ olması…
17 Ağustos’unun gece yarısı Marmara Bölgesi şiddetli olarak sarsıldı.
Binlerce yapı dayanamadı o sarsıntıya… Yıkılıp enkaz haline dönüştüler.
Çok sayıda yerleşim birimi haritadan silindi.
Ne yazık ki, can kaybı da çok fazla oldu.
Tespit edilip açıklananların sayısı bile on binlerle ifade ediliyor.
Şiddetli sarsıntıdan etkilenen iller arasında Eskişehir de var.
Çok katlı bir bina yıkılıp enkaz haline dönüştü.
O enkazın altında 33 can kaybedildi.
Onu dışında da kendiliğinden ve kontrollü olarak yıkılan yapılar da oldu.
Neyse ki, can kaybı yaşanmadı.
‘’Ciddi hasar’’ gören bina sayısı da oldukça fazla…
Yıkılmaları gerekiyordu.
Yıkılanların sayısı çok az…
Neyse…
O yıla dair söylenecek daha çok şey var.
Ancak sözü daha fazla uzatmaya gerek yok.
Uzun sözün kısası, 17 Ağustos 1999, ‘’felaket yılı’’ olarak belleklere kazındı.
Belleklere kazınan bir şey daha var.
O da büyük felaketten sonra söylenilenler.
‘’Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’’ denilip durdu.
Söylenilenlere bakılırsa neler yapılacaktı neler…
‘’Yapı stoku ciddi kontrolden geçirilecek. Depreme dayanaksız yapılar dönüştürülerek sağlıklı bir yapı stoku oluşturulacak’’…
‘’İnşaat sektörü sıkı bir denetim altında tutulacak ve sağlıksız yapılaşmaya izin verilmeyecek’’…
‘’… Deprem riski yüksek olan ülkemiz depreme hazır hale getirilecek…’’
Ve benzeri sözler…
Defalarca yinelendiler.
O günlerden bu yana 23 yıl geçti.
Denilenler yapıldı mı?
Bir başka deyişle de Türkiye ‘’depreme hazır’’ hale getirildi mi?
Sorunun yanıtı belli…
Ne yazık ki hayır.
Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Can Ayday da soruyu yanıtladı.
‘’… Biz Jeoloji Mühendisleri yıllarca yetkililere “Önlem alın, ülkemiz, deprem bakımından riskli bir bölgede” dedik. Anlatamadık. Doğa ve Bilim bu durumu bizlere 17 Ağustos 1999 da çok acı bir şekilde anlattı. Bunun sonucu 35.000 canın bir anda yok olması, 70.000 kişinin ise yaralanması ve sakat kalması oldu. 23 yıl geçti, ama bizler bu konuda 23 yılda deprem zararlarını azaltıcı, depremi önlemeye yönelik çalışmalar yaptık mı? Bu soruya öncelikle TMMOB’ye bağlı Jeoloji Mühendisleri Odası olarak olarak “Hayır” diye cevap veriyoruz…’’
Oda Başkanı Can Ayday’ın yanıtı da böyle…
Türkiye geneli böyle, peki ya Eskişehir’deki durum ne?
Eskişehir, aktif fay hattı üzerinde yer alan bir yerleşim birimi…
Doğal olarak deprem riski çok yüksek…
Yapılması gereken çok şey var.
Peki, yapılması gerekenler yapıldı mı?
Can Ayday bu soruyu da yanıtlıyor.
“…Bu yerleşim yerinde Deprem konularında birçok çalışmalar yapılmıştır. Jeoloji Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi olarak bu konuda sorumlu olan valiliği, belediyeleri ve tüm yetkilileri, bir kez daha uyarıyoruz. Uyarımızın bu kez gerekli yerlere ulaşmasını, sorumluların bu kez kulaklarını tıkamamalarını diliyoruz. Jeoloji Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi olarak mesleğimizin gereğini yapmak, deprem gerçeğini tüm Eskişehir kamuoyu ile paylaşmak ve sorumluların bu konuda görevlerini yapmalarını 23. yılda bir kez daha istiyoruz. Jeoloji Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi olarak sorumlulara mesleki açıdan her türlü desteği vereceğimizi bir kez daha duyuruyoruz.”
Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Can Ayday, ‘’Eskişehir depreme hazır değil’’ gerçeğini ortaya koyuyor.
Beraberinde yaptığı bir uyarı var.
‘’İlk kez’’ yapmıyor.
Daha önce de defalarca benzeri uyarılar yapıldı.
Can Ayday da bunu söylüyor ve ‘’bu kez sorumluların kulaklarını tıkamamalarını diliyoruz. Bu konuda sorumluların görevlerini yapmalarını 23. Yılda bir kez daha istiyoruz’’ diyor.
Bu, yalnızca onun isteği değil…
Kentte yaşayan tüm insanların isteği…
Yıllarca karşılıksız kaldı.
Umarız ki artık karşılıksız kalmaz…
Büyük felaketin 23'üncü yılında bir kez daha yinelenen uyarı ve istek
1999… Unutulmaz o yılın adı…Nedeni de ‘’felaket yılı’’ olması…17 Ağustos’unun gece yarısı Marmara Bölgesi şiddetli olarak sarsıldı.Binlerce yapı dayanamadı o sarsıntıya… Yıkılıp enkaz haline dönüştüler.Çok...