Büyükerşen koşullarını sıralar, bizimkiler de bakar...

Cumhuriyet Halk Partisi, Baykal'ın gitmesi, Kılıçdaroğlu'nun gelmesiyle bir hava yakaladı ya, işte bu havanın da verdiği sarhoşluktan olsa gerek CHP liler son günlerde aynı lafı sıkça etmeye başladılar...
Sürekli olarak çıkıp;
-"Partimize koşulsuz gelecek olanlara kapımız açık" diyorlar.
İlginçtir...
Bu lafı "kapınız kimlere açık?" gibi bir soru sorulmadığı halde söylüyor CH pliler.
Yani, Durup dururken söylüyorlar.
Demek, bunu söyleme gereği duyuyorlar ki, söylüyorlar...
Peki...
CHP'liler durup dururken, birbiri ardına çıkıp neden "Partimize koşulsuz gelecek olanlara kapımız açık" lafını söyleme gereği duyuyor dersiniz?
Bunun cevabı çok basit...
Çünkü, bu lafın birilerine gitmesini istiyorlar.
Lafın gideceği adresi açık açık söyleyemedikleri için de, genelleme yaparmış pozlarına bürünüp söylüyorlar bunu.
Gören, CHP binasının önünde binlerce insan partiye katılmak için bekliyor da, bizim CHP'liler bunlar arasından seçme sınavı yapıyor sanacak.
Kimse kimseyi kandırmasın...
CHP, Baykal'ın gidişi ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun gelişiyle bir hava yakaladı tamam da, yakalanan bu hava ne partinin oylarını tek başına iktidara taşıyacak seviyeye ulaştırdı, ne de partiyi, CHP'lilerin 'şunu isterim, bunu istemem' gibi şımarık tavırlar takınmalarını gerektirecek bir konuma getirdi.
Bilmiyorum dikkatinizi çekiyor mu ama, CHP ile ilgili gündem yavaş yavaş yerini başka gündemlere bırakmaya başladı...

LAFIN ADRESİ BELLİ;BÜYÜKERŞEN
Her neyse, biz dönelim asıl konumuza.
Yani bu sözünü ettiğimiz CHP lilerin son günlerde sık sık sormadan söyledikleri "Partimize koşulsuz gelecek olanlara kapımız açık" lafına.
Şimdi bu lafın adresi belli.
Adres; Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen.
Yani...
CHP'lilerin "Partimize koşulsuz gelecek olanlara kapımız açık" lafı, aslında Büyükerşen'e gönderilmiş olan "koşulsuz geleceksen gel, koşulun varsa hiç gelme. Çünkü senden büyük parti var" anlamı taşıyor.
İşte bu lafı Büyükerşen'e direkt söyleyemedikleri için de, "biz herkesi kastediyoruz" diyerek, sözüm ona mektubu gizliden postaladıklarını zannediyorlar.

BU DURUMDA KİMİN KİME KOŞUL ÖNE SÜRMESİ GEREKİR?
Şimdi oturup şöyle bir düşünün.
Bir tarafta, üç dönem üst üste büyükşehir Belediye başkanı seçilmiş ve sevin ya da sevmeyin Türkiye'nin konuştuğu bir isim var.
Bu isim, DSP gibi, son iki seçimde yüzde 2'yi bulamayan bir partiden üç kez üst üste seçilerek, Eskişehir'de bir daha olması neredeyse imkansız rekor kırmış.
En son seçimde ise, iktidar partisinin yoğun uğraşına rağmen oyların yüzde 52 sini almış.
Diğer tarafta ise...
Büyükerşen'in seçildiği üç seçimden birisine liste yetiştiremeyip, diğer ikisinde de nal toplayan bir CHP.
Böyle bir tabloda sizce kimin kime koşul öne sürmesi gerekir?
Aslına bakarsanız, CHP'lilerin "Partimize koşulsuz gelecek olanlara kapımız açık" demesi bile bir koşulu öne sürmek değil midir?

CHP YE GEÇMESİ BÜYÜKERŞEN'E NE KATKI SAĞLAYACAK Kİ?
Netice itibarıyla, tabloya baktığınız zaman Büyükerşen'in bu koşullarda CHP ye öyle çok da ihtiyacı olmadığı açıkça görülüyor.
Zira, dibe vurmuş partiden bile üç dönemdir rahatlıkla seçilmesini bilecek bir konumu bulunuyor Büyükerşen'in.
Dahası...
Büyükerşen hiçbir yere gitmeyip, partisinde kalsa dört yıllık görev süresi var.
Üstelik...
Bir daha aday olması da yaşı itibarıyla zayıf ihtimal.
O halde, CHP ye geçmesi, daha doğrusu CHP'lilerin söylediği gibi "koşulsuz" geçmesinin Büyükerşen'e sağlayacağı hiçbir katkı yok.
Ancak...
Aynı şeyi CHP için söylemek mümkün değil.
Zira...
Büyükerşen'in de içinde olduğu CHP, en azından Eskişehir'de büyük bir sükse yapabilir.
Sonuç itibarıyla, Büyükerşen konumunda ki bir isim CHP ye gidecekse, koşullar öne sürmesi gayet mantıklı geliyor...
Zaten...
CHP'lilere "Partimize koşulsuz gelecek olanlara kapımız açık" lafını da, "O gelirse bizim borumuz ötmez" endişesi söyletiyor...
Anlayacağınız...
Büyükerşen eğer CHP ye giderse, koşullarıyla birlikte gider.
Bizim CHP'liler de buna nasıl engel olur, işte onu bilemiyoruz...