Büyük Önder ATATÜRK, "İnsan topluluğu, kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kabil midir, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki bir cismin, yarısı toprağa bağlı kaldıkça, öteki yarısı göklere yükselebilsin? ''Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde, göklere yükselmeye layıksın" demişti.
ATATÜRK sayesinde, Türk kadını, siyasal haklarını batılı ülke kadınlarından, çok daha kolay elde etti. Atatürk, kadına 3. Nisan 1930' da, belediye seçimlerine katılma, 5 Aralık 1934'te milletvekili seçme ve seçilme hakkını verdi. 1935'teki ilk seçimlerde, TBMM' ye 18 kadın girdi. Ancak çok partili dönemde, arzu edilen boyutta hizmet sektörüne ve siyasi platforma yansımadı.
Aslında Türklerde toplum içinde, kadınla, erkeğin konumu eşitti. Devlet yönetiminde Hakan ile Hatun'un ortak karar verdikleri biliniyor. Bir yazılı emre yalnızca,"Hakan emrediyor ki" sözleriyle başlamak, o emre boyun eğmemek için geçerli bir neden . "Hakan ve Hatun emrediyor ki" ifadesi, buyruğun geçerli olduğunu gösteriyordu. Hakan, tek başına bir elçiyi kabul etmiyordu. Şölenlerde, kurultaylarda, ibadetlerde, ayinlerde savaş ve barış meclislerinde, Hakan ve Hatun birlikte yer alıyorlardı.
Yıllar geçtikçe, Türk kadınları durumu değişti. Günümüzde bir kısım kadınlarımız, başarılı olmak için, erkeklerin kurallarına göre oynamak veya 'erkek gibi kadın' olmak gerekmediğini de çok iyi biliyorlar. Bugünün başarılı kadınları, kendisi gibi olmaya karar veriyor. Başkalarının kuralları ile değil, kendi kuralları ile de sahneye çıkıyorlar.
Hülasa Türk kadını, oldukça donanımlı, hazırlıklı; bilinçli ve kadın olarak her göreve taliptir. Yaşadıklarını ve yaşananları sorgulayarak ve bunlardan ders çıkartarak, kendi çocuklarının da bu bilinçte yetiştirerek, üst düzey görevler taliptirler. Kadınların, erkek egemen bir dünyada, bunu başarmaları çok zordur.
Bütün olumsuzluklara rağmen, ülkemizde, kadınlara, tepe görev veren kurum/kuruluşlarımız da var. Bu kurumlarımızdan biri de Eskişehir Anakent Belediye Başkanlığıdır. Anakent Belediyesi Genel Sekreteri Sayın Canan DEMİR, 1. Hukuk Müşaviri, Sayın Sema ULUSARAÇ, Sosyal Hizmetler Daire Başkanı, Sayın Didem AYDIN MAKİNE, Çevre Koruma Daire Başkanı Sayın Seran Aylin ÇENER ve diğer kadın yöneticilerimiz..
Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığına atanan. Sayın Didem AYDINMAKİNA' yi de TEGV' in, Atatürk Eğitim Parkı'nda, görevli iken tanımıştım. Atatürk Eğitim Parkı'nda başarılı performans, sergiledi. Bu başarı, Sayın AYDINMAKİNA' nın, vermiş olduğu eğitim, yönlendirme ve rehberlik sürecinin de bir sonucuydu. Bu özenli süreçte, nitelikli eğitim hedefledi. Sonuçta da çok başarılı, bir performans sergiledi.
Sayın Didem AYDINMAKİNA, bugün Sosyal Hizmetler Daire Başkanı olarak görev yapıyor. Bu görev için, bir şanstır. Çünkü bir yöneticide sahip olması gereken, bilgi, deneyim, önsezi, yetki ve sorumluluk trafiğini doğru yönlendirme ve denetleme, başarı ve başarısızlıkları paylaşabilme, ekibini eğitebilme gibi, meziyetlere de sahiptir.
Sayın AYDIMAKİNA TEGV' deki çalışmalarında, elde ettiği bilgi tecrübe ve deneyimleri ile de Büyükşehir' in, sosyal alanda yapacağı çalışmalarla, kent insanına çok şey kazandıracaktır. Özellikle de kent halkı, özelikle de kadınlar için, açılan kurslarla, İnsanımız, Kendini tanıyabilme, bireysel hedeflerini belirleyebilme, yeteneklerini geliştirebilme, bunları kendisinin ve toplumun yararına kullanabilme gibi, alışkanlıklar kazanacaktır.
Yine Sayın AYDIMAKİNA, icraatı ile insan haklarına ve demokrasi ilkelerini benimseyecekler, Çevreyi koruma bilinci yanında, insanımız kendine ve çevresindekilere güven duyacak, girişimci olabilme ve bunu başarı ile sürdürebilme, yeni durum ve ortamlara uyabilme gibi meziyetler kazanacaklar.
Anakent Belediyesi' nin, kadınlara yönelik çalışmaları, diğer belediyelere örnek olacak niteliktedir. Özellikle de Anakent Belediyesi, kadınlara yönelik çeşitli kurslar açıyor. Kurs Merkezlerinde eğitim gören hanımlar, eserlerini satma imkânı da buluyor. Ev ekonomilerine de katkı sağlıyorlar.
Türk kadının, dünyadaki hem cinslerinden, hiçbir farkı yok. Kadınlar, hemen tüm sektörlerin, her kademesinde aktif olarak çalışıyorlar. Pek çoğu da başarılı kariyer çizgisine sahiptir. İlginç olanı Türkiye' de, bu kadar başarılı kadın çalışan olmasına rağmen, tepe yönetimlerde, çok az kadın yönetici var.
Sayın Prof. Dr. BÜYÜKERŞEN, her gün, 3 kadının cinayete kurban gittiğini ülkemizde, Anakente Belediyesinde, tepe görevlerde kadınlara yer vererek, kadınların, makûs talihlerini kırıyor. Diğer belediyelere ve kurum/kuruluşlara ve işletmelere de örnek oluyor.
Sayı Prof. Dr. BÜYÜKERŞEN' i kutluyoruz..
BÜYÜKŞEHİR VE KADINLAR
Büyük Önder ATATÜRK, "İnsan topluluğu, kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kabil midir, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki bir cismin,...