ÇAĞDAŞ VE KALİTELİ ÜNİVERSİTE

Anadolu Üniversitesi okuyan, 25 bin örgün eğitim ve 1.324.000’ açık öğretim öğrencisi var Ayrıca Anadolu Üniversitesi, Rektörü Prof. Dr. Davut Aydın, Açık öğretim Fakültesi’nde, başarılı olan öğrencilerin, örgün...

Anadolu Üniversitesi okuyan, 25 bin örgün eğitim ve 1.324.000' açık öğretim öğrencisi var Ayrıca Anadolu Üniversitesi, Rektörü Prof. Dr. Davut Aydın, Açık öğretim Fakültesi'nde, başarılı olan öğrencilerin, örgün bölümlere yatay geçiş yapabileceklerini açıklaması, AÖF' ye, talebi ve mevcut rakamları da daha da artıracaktır. Beklide Türkiye' de, birkaç AÖF' veya üniversitesi daha açılacaktır.
Ebette rakamlar değerlendirildiğinde, pek çok kişi bu tabloyu takdir edecektir. Ancak kaliteli ve nitelikli eğitim açısından değerlendirildiğinde, "KİTLE ÜNİVERSİTESİ" nin veya AÖF' nin, kalite açısından, ne ülke, ne de insanımız açısından, beklenen faydayı sağlamadığı da bir gerçektir. Çünkü Kitle Üniversiteleri, rasgele bir bireyler topluluğudur. Böyle üniversitelerde, kalite düşer. bilinçli kişilik ortadan kalkar. Fertlerin duyguları ve düşünceleri tek tarafa yönelir. Kolektif bilinç oluşur. Kitlelerin zihniyetinde, tekelleşme olur. Öğretim, ön plandadır. Kaliteli ve nitelikli eğitim vermek, güç olur. Mezunları iş bulmada güçlük yaşar.
Bugün, Anadolu Üniversitesi, açık öğretim nedeniyle, dünyanın en kalabalık ikinci üniversitesi konumundadır. Ancak YÖK' ün, tespiti ettiği bölünecek üniversiteler arasında yoktu. Oysa üniversitenin, bünyesindeki Açık Öğretim Fakültesi, Eskişehir' de, bir üçüncü üniversite haline getirilmesinde, Anadolu Üniversitesinin, AÖF dışındaki fakültelerden, mezun olan insanlarımız açısından büyük yarar vardır.
Nitekim 29 Kasım 2008 tarihli yazımda, "İzmir' de, bir sohbet, Eskişehir'deki Üniversiteler de konu edildi. Çok olumlu görüşler yanında, eleştiri de yapıldı. Bu eleştirilerden biri de, "Açık Öğretim Fakültesi" idi. Bu Fakültenin, Eskişehir'deki her iki üniversitemize de zarar verdiğini, mezunlarının iş bulmada güçlüklerle karşılaştıkları da söylendi. Elbette bu hususlardaki olumsuzlukları, en iyi her iki üniversitemizden mezun olan insanlarımız bilir ama Açık Öğretim Fakültesi' nin, üniversiteye dönüştürülerek, Anadolu üniversite bünyesinden ayrılması, örgün eğitim mezunlarını, iş bulmada rahatlatacak, engelde teşkil etmeyecek "demiştik. Ancak bu öneri doğrultusunda tek girişim olmadı. Oysa çağımızda üniversiteler, bir rekabet ve yarış ortamı içine girdiler. Başarılı olabilmek için, üniversiteler endüstri ile işbirliği yapmak, toplumla iç içe olmak, en iyi akademisyen kadrosunu kurmak ve öğrencileri, almak için ciddi uğraş veriyorlar.
Elbette rekabetti öne çıkaran üniversiteler, eğitim ve araştırmada dinamik olan, sanayi ve kurum/kuruluşlarda ve toplumda etkin olan üniversitelerdir. Hedef ise daha çok öğrenci değil, daha kaliteli ve nitelikli eğitimdir. Bu hedef ülkelerin ve insanların istikbali açısından çok önemlidir. Bugünün üniversiteleri, çağın gereği ve toplumun istekleri doğrultusunda kendilerine yön verir ve yapılanır. Çünkü çağımızda üniversiteler Ar-Ge çalışmaları için, alternatif kaynaklar aramaktadır. Araştırma ve geliştirme çalışmaları ise disiplin ve sabır ister.
Çağımızda üniversiteler arasından, İyi öğrenci almak için rekabet, her geçen gün artmaktadır. Toplum üniversiteleri, bilgi ve teknoloji üreten ve ülke sorunlarına da çöz bulan kurumlar olarak görmektedir. Her kurum/kuruluş, üniversitelerden danışmanlık almak istemektedir. İşletmeler ve kurum/kuruluşlar, kendi gelecekleri için, yaşamsal önem taşıyan temel araştırmaları, kendilerinin yapmaları yerine, üniversitelerle işbirliğine gitmektedirler.
Dünyada, hatta ülkemizde de, üniversiteler, temelleri teknolojiye dayanan yeni firmaların beşiği haline geldi. Üniversiteler, temel araştırma çalışmalarını dışarıya yaptırma isteği artan endüstri kuruluşları ile ortak araştırma ve geliştirme projelerine başlattı. Çokta başarılı sonuçlar alıyorlar. Ayrıca çağımızda, yurt dışı eğitim olanakları ve öğrencilerin artan hareketliliği nedeniyle, dünyadaki ileri gelen üniversiteler, en iyi öğrencileri almak için dünya ölçeğinde rekabet etmektedirler. Akademik kadrolarını, global arenadan karşılamaktadırlar
Bu yarışı kazanacak olan üniversiteler, akademik kurumlar ile endüstriyel ve diğer araştırmayı bir araya getiren ve öğrenciler, akademisyenler ve firmaların göz ardı edemeyeceği uluslararası "KNOW-HOW HUB" çekirdeği olmayı başaracak üniversitelerdir. Şayet YÖK izin verirse! Eskişehir' deki, Osmangazi ve Anadolu Üniversitelerimiz, hedef olarak çağımızın rağbet ettiği üçüncü kuşak üniversiteyi hedef seçmelidir. Çünkü ülkemizin kalkınması, sorunlarının çözümü, üniversitelere verilecek daha fazla özgürlük ve eğitim sisteminin, daha da geliştirilmesi ile eşdeğerdir. Ayrıca üniversitelerde kalite, öğrenci artış ile değil, nitelikli öğrenci, nitelikli öğretim üyesi ve nitelikli alt yapı, en önemlisi de bilgi ve teknoloji üretme ve ülke sorunların, çözme performansı ile eşdeğerdir.

Haberleri