CAMİLER VE TOPLUM KATILIMI

Çevre ile ilgili, pek çok öneri, eleştiri ve şikâyet gelir. Oysa birçoğu, belediyelerle olduğu kadar, halkımızla ilgilidir. Çünkü belediyelerin, bazı alanlarındaki görevlerinde, vatandaşa da görev düşüyor. Nitekim Çarşı...

Çevre ile ilgili, pek çok öneri, eleştiri ve şikâyet gelir. Oysa birçoğu, belediyelerle olduğu kadar, halkımızla ilgilidir. Çünkü belediyelerin, bazı alanlarındaki görevlerinde, vatandaşa da görev düşüyor. Nitekim Çarşı Cami çevresinde bisikletler, CAMİ pencerelerine ve karşı duvara asılmış afişlerin sebep olduğu, görüntü kirliliği, ayrıca elektrik direklerine asılan reklamlardan, sürekli şikâyetler gelir. Oysa Camilerin çevresini, temiz ve düzenli tutmak, her kesimin sorumluğundadır.
Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:""İbrahim ve İsmail'e: "Tavaf edenler, orada ibadet amacıyla oturanlar, rüku ve secde edenler için Evimi (Kabe'yi) temizleyin!" diye emretmiştik" (el-Bakara, 2/135).
Cami çevresine ve pencerelere, asılan afişler için, pano yapılarak, arzu edilen etkinlikler, halka duyurulabilir. Bu alanda, ODUNPAZARI BELEDİYESİ ve zabıtasının, gösterdiği gayret, memnuniyet vericidir. Ancak yeterli değildir. Aynı titizlik, müftülükler, Cami dernekleri, cami cemaati ve tüm vatandaşlar tarafından göstermelidir.
Yerel seçimlerde, belediye başkanları, "KATILIMCI BELEDİYE" vaadinde bulundular. Ancak bunun, eğitimini yapmadılar. O nedenle de yasal zorunluluk dışında, halkımızın, kendi isteği ile belediye hizmetlerine katılımını sağlayamadılar. Oysa çağımızda, her alanda, özelliklede çevre temizliğinde, toplum katılımı olmazsa olmaz konumdadır. Nitekim Atalarımız, "Herkes kapısının önünü süpürse, sokaklar tertemiz olur" demişlerdir.
Elbette Eskişehir'de, her üç belediyenin de, aynı partiden olması en idealidir. Ancak bugünkü tablo da demokrasinin gereği olup, Eskişehirli seçmen açısından da olumlu puandır. Ancak siyaset, toplum katılımı önünde engel teşkil etmemelidir. Aksine kentteki çevre sorunlarında, herkes eline taşın altına koymak zorundadır. Çünkü çevre temizliği, belediyelere, bırakılmayacak kadar önemlidir.
Toplu katılımı," kendi kedine yeterlilik" ülkemizde de yıllardır istenen boyutta olmasa da bazı icraatlarda yer veriliyor. Ancak sürekli ve kalıcı değil, kişiye veya siyasi iradeye göre, ya kalıcı oluyor, ya da ortadan kaldırılıyor. Bilhassa çok partili dönemde siyasi iradenin gelecek hesapları, toplum katılımının önünde en büyük engel teşkil etti. Sonuçta da vatandaş, her türlü hizmeti, devletten bekledi.
Aslında ülkemizde, halk ve kurum/kuruluşların, toplum katılımı kavramını tanımlama şeklinin, en önemli belirleyicisi, kavramın, bir araç mı, yoksa bir amaç mı olarak algılandığıdır. Genel kanı toplum katılım, belirli bir amacı ve hedefi gerçekleştirmek için kullanılan bir araçtır. Bu bilinç, halka verilmediği sürece, belediye hizmetlerine halk katılımlını sağlamak mümkün değildir.
Algılama, ne yönde olursa olsun, toplum katılımının, her alanda, en önemli öğe olarak tüm dünyada kabul görmüştür. Son yıllarda, ülkemizde de toplum katılımı alanında ciddi gelişmeler var. Özelliklede sivil toplum örgütlerinin, katkısı küçümsenmeyecek boyutlardadır. Ancak bu kişi bazına da indirilmelidir. Batı ülkelerinde, her ev sahibi evinin önündeki kar'ı temizlemek zorundadır. Hatta temizlemeyen ev sahipleri cezalandırılır, Bizde ise bu hizmetler, belediyelerden beklenir.
Belediyeler, toplum katılımını, icraatlarına sağlarsa, hizmetleri daha kolay sağlar, Özellikle de karar verme sürecine, toplum katılımı olması halinde, alınan kararların, icraata yansıtılması, daha verimli olacaktır. Toplumdaki kaynaklar, harekete geçecek, hizmetlerin maliyetlerini düşecek, Halk belediye hizmetleri üzerinde, bilgi sahibi olurken daha da bilinçlenecektir.
Şu bir gerçek ki Eskişehir'deki belediye hizmetlerinde, toplum katılımı yok denecek kadar azdır. Tüm hizmetler, belediyelerden bekleniyor. Belediyelerin tolum katılımı alanında bir gayret ve çabası yok. Hâlbuki halka rağmen, belediyelerin hizmet getirmesi, halkın da hizmet alması mümkün değildir
Ayrıca toplum katılımı için, belediyelerden bürokratik formalite ve engeller kaldırılmalı, en önemlisi de teknolojik alt yapıyı gerçekleştirilmeli, şeffaflık; karar süreçleri ve sonuçları, açık, ulaşılabilir nitelikte şeffaf olmalı, her türlü gizlilik ortadan kaldırılmalıdır. Vatandaşlar "Yalın Yurttaş Kimliği" ile sorunlarını, belediye yöneticilerine iletebilmelidir.
Siyaset, farklı toplumsal taleplerin, karar süreçlerinde bir araya gelerek kamusal alanda birlikte hayat bulmasıdır. Bu tür tanımlanan siyaset, bunu gerçekleştirecek birbirini tamamlayan, bazı öncüllere dayanmak zorundadır. Bunun için de, Belediyelerde, Karar süreçlerinin ölçeğe bağlanması; alınacak kararların niteliğine göre, katılımda dar, ya da geniş ölçek uygulanması, tüm konularda, mümkün olduğu kadar, toplumla birlikte, yeni karar süreçleri oluşturması gerekir. Çünkü halka rağmen, sorunların çözümünde ve belediye hizmetlerinde başarılı olmak mümkün değildir.

Haberleri