ÇAMUR AT, İZİ KALSIN...

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, İstanbul Güngören, 27 Temmuz akşamı meydana gelen 18 kişinin ölümü ve 100’den fazla kişinin yaralanmasına neden olan bombacıların yakalandığını açıkladı. Ve " Yakalananların hepsi PKK...

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, İstanbul Güngören, 27 Temmuz akşamı meydana gelen 18 kişinin ölümü ve 100'den fazla kişinin yaralanmasına neden olan bombacıların yakalandığını açıkladı. Ve " Yakalananların hepsi PKK militanı ve eylemi örgüt adına gerçekleştirdikleri tespit edildi" dedi
Oysa bazı kişi/kişiler, sivil toplum örgütleri ve köşe yazarları katliamın Ergenekoncular tarafından yapıldığını iddia etmişlerdi.
Elbette kısa sürende, failleri bulan, emniyet teşkilatını kutlamak gerekir. ABD konsolosluk baskınının arkasındakileri ve Güngören'deki adi ve alçak saldırıyı yapanları, çok kısa süre içerisinde ortaya çıkardı. Deşifre etti. Gerçekten de Türkiye giderek bu anlamda, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın da dediği gibi "faili meçhuller ülkesi" olmaktan çıkıyor.
Dikkat ettik. Katliamın olduğu ertesi gün, bazı kişi/kişiler, sivil toplum örgütleri ve bazı köşe yazarları, Ergenekoncuları suçlu ilan ettiler. Bu kesimler sonuç karşısında, biraz olsun utandılar mı bilinmez ama her olayda olduğu gibi bu olayda da aklı ile değil de ,kin ve nefret duyguları ile hareket ettiler.
Aslında katliamın, Ergenekonculara yüklenmesine şaşmamak gerekir. son yıllarda, Türkiye' de, olaylar ve bazı gelişmelere karşı yargısız infaz ve önyargılı davranmak artık olağan hale geldi. İnsanlar, yargı önüne çıkmadan haklarında hüküm veriliyor, Oysa hakkında yargı kararı kesinleşinceye kadar, herkesin suçsuz olması evresel bir eğilimdir. . Maalesef son günlerde, ülkede meydana gelen terör olaylarını, provokasyonları, katliamları, komploları, cinayetleri ve mafya çeteleşmelerini, "Ergenekon" a bağlamak, adeta moda oldu. Nerdeyse ekonomik gelişmelerden de sorunlu tutulacaklar. Halbuki Ergenekon' la ilgili konular hala iddia halindedir. Bu alanda da kesin yargı kararı da yoktur.
Hatırlıyorum da köşe yazarı Mümtaz'er Türköne, "Katliamın sorumlusu kim?" başlıklı yazısında şunları yazmıştı: "Öncelikle bombaların PKK'ya mal edileceği, Türk ordusunun bölgede yürüttüğü operasyonların da gerekçe olarak gösterileceğine dair işaretler var... PKK'nın ilan ettiği strateji içinde bu eylemin anlamı da yok. Akla en yakın ihtimal bu eylemin Ergenekon gündemiyle yakından alâkalı olduğu." Demişti. Yine Ahmet Altan ise dolaylı olarak Güngören katliamını "Türkiye'nin en büyük hukuki operasyonu olan Ergenekon'u bir anda kenara itmek" için yapıldığını iddia ederek, "Saldırının hemen ardından, saldırgan olarak PKK gösterilmesinin doğru" olmayacağına dikkat çekmişti.
Ayrıca Gülay Göktürk de Güngören'de yapılan canavarca saldırıyı 'Ergenekon terör örgütü' kaos yaratmak amacıyla düzenlediğini iddia ediyordu. Hatta bazı medya ve köşe yazarları da en güvenilir kurum olan Türk Silahlı Kuvvetleri hakkında bile, önyargılı davranıyor, akıl almaz senaryolar üretiyorlar. Hatta yargısız infaz da yapıyorlar.
Ergenekon davasındaki kişi/kişiler suçlu veya suçsuz bu bilinmez. Bunu ancak Türk adaleti belirleyecektir. Hal böyle iken, her olayı Ergenekon'a bağlamak veya yargısız infaz yapmanın özellikle de iddia ve ifadeleri abartarak ve saptırarak, kamuoyu ile paylaşmanın da mutlaka bir cezası olmalıdır. Türk adaleti, yargısız infaz yapan kesimlere, caydırıcı ceza vermedikçe de yargısız infaz artarak devam edecektir.
Elbette terör örgütü kuranlar, maksatları ve hedefleri ne olursa olsun, Türkiye' ye ihanet içindedirler. Hak ettikleri cezayı da yargı verecektir. Ancak yasal otoritenin, ya da mahkemenin izni olmadan Kişi/kişilerce verilen fiziksel cezalandırma, ahlaki olmadığı gibi etikte değildir. Hukuka da saygısızlıktır. Veya başka bir terördür.
Devlet dışı unsurlar da, değişik şekillerde yargısız infaz yoluna gidebilir ancak genelde bu eylemler daha çok suikast ve cinayet olarak gündeme gelir. Hatta bazı durumlarda, dünyadaki devletlerin belirli bir organı ve bu organın mensupları tarafından önceden planlanarak ve gizli bir şekilde uygulayabilirler.
Yargısız infaz, ne amaçla yapılırsa yapılsın, insani ve ahlaki değildir. Hukuka ve kişi/kişilere karşı saygısızlıktır. Kişilik haklarına saldırıdır.Bunu neoliberal ve taşeron yazar ve konuşurların yaptıkları yanlı, endeksli, yanlış ve içi boş yorumlarda, net bir şekilde görmek mümkündür.
Ayrıca İnsan, yaşamının her anında ve her fırsatta eleştiri yapıyor, bunu yaparken de ayrı zevk alıyor. Ancak bazen önyargı ve yargısız infaz gibi ettik olmayan tavır ve davranış içinde de oluyor. Oysa " ÇAMUR AT İZİ KALSIN" felsefesi ile hareket edenler, gün gelir, ektiklerini biçerler. Veya pişman olurlar ama iş işten geçer, telafisi de mümkün olmaz...

Haberleri