ÇAMUR AT İZİ KALSIN...

Türkiye’ de, kişi/kişiler, hatta kurum/kuruluşlar, haklı veya masumken, iftiraya uğradı. Haklılığı, yargı tarafından kanıtlandıktan sonra bile, yine de zarar göremeye devam ettiler. Yıllarca da iftira atılmış halleriyle...

Türkiye' de, kişi/kişiler, hatta kurum/kuruluşlar, haklı veya masumken, iftiraya uğradı. Haklılığı, yargı tarafından kanıtlandıktan sonra bile, yine de zarar göremeye devam ettiler. Yıllarca da iftira atılmış halleriyle anıldılar.
Ayrıca insan, toplum ve ülkemiz için, atasözlerimiz vardır Bu sözler zamanla unutuldu. Bu sözlerden biri de," OKULA, CAMİYE, KIŞLAYA SİYASET GİRMEMELİ" sözü idi. Bu söz de mazide kaldı. Bugün, siyasetin, etnik ve ideolojik akımların girmediği kurum/kuruluş kalmadı. Son kale Türk Silahlı Kuvvetleri de, bu gelişmelerden nasibini aldı. Siyasetçilerin, etnik ve ideolojik grupların, hedef tahtası haline geldi
Son yıllarda, TSK içindeki, siyasi, etnik ve ideolojik köstebekler, TSK ile ilgili belgeleri yandaş medyaya sızdırdılar. Buna rağmen TSK, bütün bu süreçte yaşananlar karşısında, hukuka olan saygısını, en açık bir şekilde gösterdi.
Son olarak Bülent Arınç' a, suikast bahane edilerek, Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı'ndaki kozmik odaya girildi. 26 gün arama yapıldı ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin saklayacak, gizleyecek hiçbir şeyi olmadığı için, TSK tarafından arama ve inceleme sırasında hiçbir müdahalede bulunulmadı. Sonuçta da Genelkurmay Başkanlığı, Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu, Ankara'da hakim tarafından incelenen, kozmik odadaki yılların emeği olan planların, güvenlik prensibinin kaybolması nedeniyle, iptal edileceğini söyledi.
Elbette Kozmik Odaya, ne amaçla girildi en iyi bu kararı verenler bilir ama Bu arama, hafızalarda pek çok soru da yarattı. Önümüzdeki ay ve yıllarda, zihinlerdeki bu sorular mutlaka cevabını bulacaktır Mademki yasalara aykırı, hiçbir şey bulunamadı, o zaman bu kararı veren merciler, asılsız haber ve yorum yapan medya, hakkında da yasal işlem yapılmalıdır. Çünkü mesnetsiz suçlamalar, yandaş medyanın, önyargılı tavrı ve yargısız infazı, ülkemizin gözbebeği olan Türk Silahlı Kuvvetlerini yıprattığı gibi, kamuoyu nazarında güven de kaybettirdi. Hatta töhmet altında bıraktı.
Haksız karar alınması ve yayın yapılması, sonucu, yıllarca, emek verilerek, hazırlanan planlarla ilgili güvenlik prensibi kaybolmuş, bu nedenle de bu planlar iptal edilmiştir. Buna sebep olan kişi/kişiler de, mutlaka yargılanmalı, hak ettiği ceza da verilmeli, yaptıkları da yanlarına kâr kalmamalıdır. Aksi halde, bu tür haksız ve asılsız suçlamalar ve senaryolar devam eder, ülke bütünlüğü ve bağımsızlığı da tehlikeye girer.
Şu bir gerçek ki TSK ile ilgili bugüne kadar ortaya atılan ve asılsız da çıkan senaryo yazan ve suçlamalarda bulunan, kişi/kişiler, hakkında herhangi bir soruşturma yapılmadığı gibi, ceza da verilmedi. Oysa Adalet, hakkın gözetilmesi ve yerine getirilmesidir. Hak gözetilmiyor, suçlular da ceza almyorsa, hukuk devleti vardr demek mümkün mü?
Elbette TSK, inançla, eskiden olduğu gibi gelecekte de tüm faaliyetlerini, kendisine verilen yetki ve yasalar çerçevesinde sürdürmeye devam edecektir. Çünkü her asker bilir ki hayata önemli olan, ne zekâ, ne para, ne şöhrettir. Önemli olan benimsedikleri inanç ve insani değerlerdir. Suikast planı suçlamasıyla, hakkında ikinci kez tutuklama emri çıkarıldığı için, intihar eden Deniz Yarbay Ali Tatar, bu düşüncelere en güzel örnektir.
Şu bir gerçek ki dış ve iç şer odakları, etnik ve ideolojik gruplar, hedeflerinin ve senaryolarının önünde, Türk Silahlı Kuvvetleri' ni engel olarak görüyorlar. Bu engeli kaldırmak için, akla hayale gelmeyecek, yöntem ve senaryolarla, yıpratmaya çalışıyorlar. Oysa yıpratılan ve zara gören TSK' dan çok Türk milletidir.
Türk halkı, türbinden saha inerek, artık tepkisi göstermeli, Türk Silahlı Kuvvetleri' ne de sahip çıkmalıdır. Nitekim CİA BaşkanıGeorge J. TENET, Amerikan üniversitelerinde gençlere, " ÜLKENİN ÇIKARLARINI SAVUNANLARA VE BU UĞURDA KENDİSİNİ FEDA ETMİŞ OLANLARA, HER FIRSATTA SAYGINI GÖSTER. BUNU KENDİ ÖZ CABALARINDA ONLARINKİNE EKLEYEREK ORTAYA KOY. ORDUNUN, GÜVENLİK GÜÇLERİNİN KAMUNUN ESENLİĞİ İÇİN ÇALIŞANLARA, DESTEK OLMAK EN KUTSAL GÖREVDİR." "demiştir.
Bugün ülkemizde, bunun tam tersi yapılıyor. Belli kesimler tarafından, TSK 'yı yıpratmak ve etkisiz hale getirmek, için de her yol mubah sayılıyor. Ayrıca TSK, " Kurumun hiçbir birimi, kurumsal olarak yasadışı bir faaliyetin içinde olmamıştır ve bundan sonra da olması mümkün değildir. Her kurumda olabileceği gibi, eğer bireysel hata yapan, ya da suça bulaşanlar varsa, yetkili yargı mercileri, gereğini yapacaktır." açıklaması yapmasına rağmen, malum çevreler ve medya, TSK' ya yönelik asimetrik ve psikolojik savaşı, tüm şiddeti ile sürdürüyor. Yandaş medyanın, her gün TSK aleyhine haber yapması da bir alışkanlık halini almıştır. Hülasa " ÇAMUR AT İZİ KALSIN" atasözü, bu kesimlerin izlediği yol oldu.
Hülasa, dış güçlerin ve bazı iç şer odakların, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni, bilinçli olarak yıpratmaya çalıştığı, ülke içinde, bazı grupların da buna çanak tutuğu ortada.
Türk halkı, artık gerçekleri görmeli, TSK' ya da sahip çıkmalıdır.

Haberleri