CHP bu halde mi seçimlere girecek?

-İl Başkanı, kendi yönetimiyle anlaşamıyor.Bırakın anlaşmayı, yönetimi toplayacak, istediği kararı yönetimden çıkartacak konumda bile değil.-İl Başkanı, Odunpazarı ve Tepebaşı ilçe Başkanları ile anlaşamıyor.Bırakın...

-İl Başkanı, kendi yönetimiyle anlaşamıyor.
Bırakın anlaşmayı, yönetimi toplayacak, istediği kararı yönetimden çıkartacak konumda bile değil.
-İl Başkanı, Odunpazarı ve Tepebaşı ilçe Başkanları ile anlaşamıyor.
Bırakın anlaşmayı, birlikte görüntülendikleri fotoğraf karesi bile yok
-İl Başkanının Belediye başkanları ile arası iyi değil.
Bırakın iyi olmamasını, Belediye başkanları içinde il başkanına muhalif olan ve bunu açıkça ilan eden belediye başkanları bile var.
-Belediye Başkanları ile il ve ilçe Başkanlarının arası feci halde açık.
Bu her ortamda kendini gösteriyor.
-Partinin tek milletvekili ortada bile yok.
Zaten olsa da pek fark etmiyor. Çünkü Eskişehir'de anlaştığı ve birlikte hareket ettiği kimse yok.
-Parti Meclisi üyesinin İl ve İlçe Başkanları ile arası berbat.
Bir türlü kabul görmüyor.
-Parti Meclisi üyesinin Belediye Başkanları ile de arası hoş değil.
Bu durumu da hemen her zaman hissetmek mümkün.
-Kadın kollarında büyük bir sıkıntı yaşanıyor.
2 Kasım tarihi'nde yapılacak olan kongre çok şeylere gebe.
-Gençlik kolları resmen Allah'a emanet vaziyette.
Sahip çıkan bile yok.
Meclis üyeleri ayrı bir problem...
-Çoğunun parti ile alakaları bile yok. Hatta içlerinde partinin yolunu bilen bile mevcut değil.
-Belediye Başkanları arasında sahte bir aynı safta duruyorlarmış görüntüsü var.
Ama herkes Belediye Başkanlarının birbirlerine karşı ne hissettiğini çok iyi biliyor.
-Partide herkes "Birlik beraberlik" ten bahsediyor ama...
İstedikleri birlik ve beraberlik kendi etrafında olsun istiyor.
-Başlayan Pazar toplantılarında herkes neyi eleştireceğini şaşmış vaziyette.
Yönetimlerden girip, belediyelerden çıkıyor her konuşan.
Kısacası...
Doğru giden hiçbir şey yok partide.
Anladınız herhalde...
CHP'den bahsediyoruz.
CHP'nin kamuoyuna da tüm çıplaklığıyla yansıyan tablosu ne yazık ki bu şekilde.
Ve ne yazık ki...
CHP böyle son derece olumsuz bir tablo ile genel seçimlere girecek.
Ve ne yazıktır ki...
Ve CHP bu haldeyken Eskişehir'de 4 Milletvekili çıkartmayı hedefliyor.
Güleceğim ama gülemiyorum iyi mi?

.......


Bu delegeler niye seçilir ki? İş olsun işte...
Partiler, önce üye kayıtlarını yapıyorlar.
Üye kaydı derken, bunun çeşitli yolları var.
Ya insanlar parti binalarına kendileri gidip "Ben sizin partinize üye olmaya geldim" diyorlar...
Ya da, partili birileri, çevrelerinde ki insanları "Gel bizim partiye üye ol" diye tutup kollarından götürüyorlar.
Netice itibarıyla, bu insanlar partiye üye oluyorlar.
Kongre süreci başladığında, partiye üye olanların isimleri şöyle bir gözden geçiriliyor.
Gerçek üye olup olmadıklarına bakılıyor.
Yaşayıp yaşamadığı veya başka partide olup olmadığı gibi küçük bir araştırma içine giriliyor.
Netice itibarıyla partinin gerçek üyeleri, bir liste halinde sıralanıyor.
Sonrasında bu partinin üyeleri, üye oldukları mahalle ya da Merkez köylerinde sandık başına giderek, verdikleri oylarla delegeleri belirliyorlar.
Partinin gerçek üyeleri tarafından belirlenen delegeler ise, Merkez ilçe Başkan ve yönetimini seçiyorlar...
Aynı zamanda, Merkez ilçe kongresiyle birlikte, il Kongresi delegeleri de belirleniyor.
İl kongresi ile birlikte de, büyük kongre ya da kurultay delegeleri belirleniyor ki...
Bu delegeler de partinin Genel başkan ve Genel yönetimini verdikleri oylarla beliriliyorlar.
Sonuç itibarıyla, partide tüm belirleyici olanlar, partinin gerçek üyeleri...
Durum böyleyken...
Partiler, sıra aday belirlemeye geldiğinde ön seçim yapmayı bir türlü tercih etmiyor.
Genel başkan ve Genel merkez yöneticileri, sıra aday belirlemeye geldiğinde, kendi inisiyatiflerini kullanıyorlar.
Üye ya da delege ile ön seçim yapmamanın gerekçesi olarak da, "Mevcut üye ve delege yapısı ön seçim yapmaya uygun değil" diyorlar...
Anlayacağınız...
Partinin üyesi, delegeleri seçerken iyi...
Delegeler, merkez ilçe ve il başkan ve yöneticilerini seçerken iyi...
Büyük kongre ya da kurultay delegeleri, Genel başkan ve Genel merkez yöneticilerini seçerken iyi...
Ama aday belirlemeye sıra geldiğinde...
Bu üye ve delegelerin yapısı müsait değil.
Buna bir anlam vermek mümkün değil.
Halbuki adayı da, aynı üye ve delege seçecek...
Ama istenen bu değil...
"Ya üye ve delege Genel başkana muhalif bir adayı seçerse?" endişesi varken hiçbir genel başkanın üyesine ya da delegesine aday belirleme yetkisi vermesi mümkün değil.
.......

Bunların hiç kendilerine güveni yok kardeşim...
Önce AK parti Milletvekili Salih Koca çıktı ve...
-"Önümüzdeki genel seçimlerde hedefimiz en az 4 Milletvekili. Hatta 5'nciyi hedefliyoruz" dedi.
Ardından...
CHP'nin Eskişehir'den sorumlu parti müfettişi İhsan Özkes çıktı:
-"En az 3, hatta 4'ncü Milletvekilini Eskişehir'de hedefliyoruz" dedi.
MHP'den il Başkanı, hedeflerinin iki ve üzeri milletvekili olduğunu söyledi.
İlginçtir...
CHP il başkanı da çıkıp;
-"MHP iki milletvekili çıkartabilir" açıklaması yaptı.
Üç partinin barajı aştığı bir ortamda AK partinin 5 milletvekili çıkartacağı iddiası gülünç.
Üç partinin barajı aştığı bir ortamda CHP nin 4 Milletvekili çıkartacağı iddiası da gülünç.
Üç partinin barajı aştığı bir ortamda MHP nin de 2 ve üzeri milletvekili çıkartacağı gülünç.
Eskişehir'de, seçimlerde olağanüstü bir durum yaşanmadığı müddetçe, 1 nci olan parti 3 Milletvekili, 2 nci olan parti 2 Milletvekili ve 3 ncü olan parti de 1 milletvekili çıkartır.
Bunun dışında söylenilenler gülünçtür gülünç...
O yüzden, Eskişehir'in daha bu günden bile aşağı yukarı belli olan oy dağılımı ortadayken,"4 Çıkartırız", "5 çıkartırız" gibi söylemlerde bulunanlar, galiba kendilerine güvenmiyor olacak ki, milletvekili sayısından çok işin suyunu çıkartma yoluna gidiyorlar...


.......

BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Adamın biri bir berbere gelir ve şöyle bakındıktan sonra, sırada kaç kişi var diye sorar?
- Beş kişi abi! diye yanıtlar berber. Şöyle bir saat sonra gelseniz...
Tamam, der ve gider adam.
İkinci gün aynı adam tekrar kapıda belirir ve sırada kaç kişi var diye sorar.
Berber, abi dört kişi der. Şöyle kırkbeş dakika gibi felan...
Üçüncü gün adam yine gelir. Yine sırada kaç kişi olduğunu sorunca bizim berber iyice gıcıklanır. Yahu der kendi kendine. Bu adam üç gündür gelip sırada kaç kişi olduğunu soruyor ama tıraşa da gelmiyor. Adama cevabını verip gönderdikten sonra da çırağına dönüp, oğlum şu adamı bir takip et bakalım nereye gidiyor, der.
- Hadi çabuk ol ama sağda, solda da eylenme, tamam mı?
Çırak hemen dükkandan fırlar ve yaklaşık on beş dakika kadar sonra da soluk soluğa döner:
- Ustam, ustam...
- Ne soluklanıyon lan öyle? Söyle bakalım adamın nereye gittiğini gördün mü?
- Hı-hı...!
- Nereye?
- Adam senin eve gitti, ustam.

Haberleri