Cumhuriyet Halk Partisi, Danışma Meclisi adı altında toplantı zorunluluğu getirdi.
Yakında, Eskişehir'e teftiş için gelecek parti müfettişleri de göz önüne alınarak, bu meclislerin toplanmasına karar verildi.
Önce Odunpazarı ilçesi yaptı Danışma meclisini, ardından da Tepebaşı ilçesi.
Aslında her ikisi de son derece cılız katılımlı toplantılardı.
Açılış konuşmalarının ardından, söz konusu toplantılar basına kapatıldı.
Ama öğrendik ki, kapalı bölümde yapılan konuşmalar da sıradan konuşmalar olmuş.
Kocaman salonda 30-40 kişi ile yapılan danışma meclisi toplantıları sonrasında eleştiriler de gecikmedi...
-"Madem 30-40 kişi ile bu toplantılar yapılacaktı, niye koca salonlar tespit edildi?"
-"Madem 30-40 kişi gelecekti, niye bu toplantılar parti binasında yapılmadı?"
-"Kamuoyuna yansıması gereken milletvekili ve Belediye Başkanlarının konuşması niye basına kapalı bölümde yapıldı?" gibi eleştiriler, yapılan Danışma Meclisi toplantılarının bir anlamda amacına ulaşmadığı ve "yapılmış olmak için yapıldı" algısı yarattı.
Doğrusunu söylemek gerekirse, aynı algı bizde de olmadı değil.
Bu tür toplantılar, partinin bir anlamda gövde gösterisinde bulunabilmesi için önemli bir fırsattır.
Bakın iktidar partisi, bu tür toplantıları olabildiğince değerlendiriyor.
Salona tıka basa partilileri doldurup, adeta meydan okuyor.
Ne yazık ki...
CHP de bu tür toplantılar, yapılması zorunlu olduğu için ya da yapmış denilsin diye yapılıyor.
Yukarıda da söylediğimiz gibi, partinin Odunpazarı ve Tepebaşı ilçe Danışma kurulu toplantıları son derece sönük geçti.
Sırada il danışma kurulu toplantısı var.
Ne diyelim?
Umarız İl danışma kurulu da, tıpkı ilçe danışma kurulu toplantıları gibi yapılmış olmak için yapılmaz...
.......
Bu şehrin de hastalığı bu işte...
Masallarda sıkça anlatılır ya...
Adam yolda yürürken karşısına Cin çıkmış...
-"Dile benden ne dilersen" demiş önce...
Ardından da;
-"Ne istersen yerine getireceğim ancak, senin istediğinin iki katını da komşuna vereceğim" diye eklemiş.
Adam hiç düşünmeden Cin'e dönüp cevap vermiş;
-"Bir gözümü çıkartmanı istiyorum"
Bu, her ne kadar masal da olsa;
-"Varsın ben olmayayım ama o da olmasın" mantığıdır.
Bu aynı zamanda;
-"Herkes benden beter olsun" düşüncesidir.
Ne yazıktır ki, bu düşünceyi hem kalplerinde hem de kafalarında yaşayan pek çok insan var.
Aslına bakarsanız...
Eskişehir'de bu düşüncenin hakim olduğu bir kent.
İşte bu yüzden bu kentte birlikte hareket edilemiyor.
Bu yüzden biraz olsun yükselmiş insanların paçalarından aşağıya çekiliyor.
Kendi konumlarını koruma pahasına, bir yatırım yapacak olana söylenilmedik laf bırakılmıyor.
Hiç kimse;
-"Adam büyürse vergi verir, daha çok adam çalıştırır, kente faydası olur" demiyor.
Aksine...
Büyüyüp daha yüksek cirolara ulaşmaması için, dedikodu mekanizması dahil hemen her yöntem deneniyor.
İşte bu anlatmış olduğumuz resmen;
-"Varsın ben olmayayım ama o da olmasın" düşüncesidir.
Bu düşünce ne yazıktır ki, bu şehri bulunduğu yerden daha yüksekte olmasının önünde duran en büyük hastalıktır.
Eskişehir bu hastalığı aşamadığı müddetçe, bu şehirde yaşayanlar önüne çıkan her Cin'e sırf komşusunu batırabilmek için "Bir gözümü oy" diyecektir.
Bu şehirde yaşayanlar "Az olsun ama sadece bana ait olsun" deme yerine, "Çok olsun hepimizin olsun" dediği gün, Eskişehir bu hastalıktan kurtulur.
......
Ne dersiniz? Proje siyasete kurban mı gitti acaba?
Tepebaşı belediyesinin ardından, Odunpazarı Belediyesi de Kızılinler Termal Bölgesinde ki planlamalarını tamamladı.
Öncelikle şunu hatırlatalım.
Eskişehir'in Kızılinler Bölgesi, bakanlar Kurulu kararı ile Termal Turizm Bölgesi ilan edildi.
Bölgenin planlamasını yapmak da, Tepebaşı ve Odunpazarı Bölgelerine düştü.
Tepebaşı Belediyesi, kendi Belediye sınırları içinde kalan alan ile ilgili planlamayı geçtiğimiz aylar içinde tamamlayıp, kamuoyu ile paylaşmıştı.
Dün de Odunpazarı Belediyesi, tamamladığı planlamayı tanıttı.
Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı, ESOPYA adının verildiği projeyi tanıtırken, Kızılinler Projesinin Eskişehir'e çağ atlatacak bir proje olduğunu ve Proje kapsamında Kür Merkezlerinden tutun da, Otellere, alışveriş merkezlerine hatta Golf sahalarına kadar hemen her türlü donatının bulunacağını söyledi önce.
Ardından da...
Tıpkı Tepebaşı belediye başkanı Ahmet Ataç'ın daha önce söylediği gibi;
-"Bizim yaptığımız proje kesinlikle Tepebaşı belediyesinin projesine rakip bir proje değil, birbirini tamamlayan bir projedir" dedi.
Burhan Sakallı, bir bölümü de kendi Belediye sınırları içinde bulunan Kızılinler projesinin, Eskişehir'in geleceğini kurtaracak bir proje olduğunu söylüyor.
Projenin gerçekleşip hayata geçmesini de, Eskişehir'in seçilmiş ve atanmışları ile tüm kesimlerinin birlik ve beraberliğinden geçeceğini ifade ediyor.
Bu tür projelerin genelde siyasete kurban gittiğini hatırlattığımızda ise;
-"Bu kez öyle bir şey olmayacak. Bu proje siyasete kurban gitmeyecek. Tam tersi, siyasetin Eskişehir'e kazandırdığı ve Eskişehir'i büyüten bir proje olacak" diyerek sözlerini noktalıyor.
Bu yazıyı tam tamına 8 ay önce yazmışız.
Önce Tepebaşı, ardından Odunpazarı Belediye Başkanlarının tanıtımı sonrasında ki heyecanla kaleme almışız yazıyı.
Yıllar sonra şehrin Termal Turizm ile buluşabileceği hayali ile yazmışız.
Aradan 8 ay geçti.
Ortada herhangi bir gelişme yok.
Bu olmadığı gibi, bizi ve Eskişehir halkını 8 ay önce heyecanlandıran proje, bugün hatırlardan bile çıkmış vaziyette.
Ne dersiniz?
Korktuğumuz oldu mu?
Proje siyasete kurban gitti mi?
.......
Biraz da gülmek lazım
Genç avukat, hırsızlıkla suçlanan müvekkilini hapis cezasından ancak, yaratıcı bir savunma yaparak kurtarabileceğini biliyordu. Bu nedenle savunmasını, sözcüklere "dans ettirerek" yapmaya başladı.
· "Müvekkilim, arabanın camından içeri yalnızca kolunu sokup çantayı almıştır" dedi ve yargıcın hukuka olan saygısını hedefleyerek sürdürdü konuşmasını: "Siz de takdir edersiniz ki, müvekkilimin kolu, müvekkilimin bizzat kendisi değildir" dedi ve görüşünü şöyle sürdürdü: "Yalnızca bir kol tarafından işlenen bir suç için, kişinin suçsuz öteki kolunu, bacaklarını ve bedeninin suçsuz tüm organlarını da cezalandırmış oluyorsunuz. Bu kararınızla, suçsuz organları da hiç de hak etmedikleri bir cezaya çarptırıyorsunuz. " Genç avukat bu görüşünü açıkladıktan sonra yargıca sordu: "Bu davranışınızı, kişi hukukuna olan saygınızla nasıl bağdaştırabileceğinizi açıklayabilir misiniz?" Yargıç, genç avukatın bu sözleri üzerine gülümsedi :
· "Peki, o zaman ben de kararımı aynı mantık doğrultusunda veriyorum ve müvekkilinizin, suçlu kolunu bir yıl hapse mahkum ediyorum" dedi. Sonra da kararını, gülümseyerek tamamladı : "Müvekkiliniz isterse, hapsedilen koluna eşlik edebilir."
Yargıcın bu kararından sonra gülme sırası, yargılanmakta olan hırsıza gelmişti. Genç avukatının yardımıyla takma kolunu çıkarttı, yargıca teslim etti ve öteki kolunu avukatının koluna sokarak mahkeme salonundan ayrıldı.
CHP, gövde gösterisi yapacağı toplantıları yapmış olmak için yapıyor
Cumhuriyet Halk Partisi, Danışma Meclisi adı altında toplantı zorunluluğu getirdi.Yakında, Eskişehire teftiş için gelecek parti müfettişleri de göz önüne alınarak, bu meclislerin toplanmasına karar verildi.Önce Odunpazarı...