Cuma günü, Sayın BAYKAL' ın evinde, kendisi ile görüşen, CHP Grup Başkanvekili Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU, Baykal' ın, parti içinde uzlaşmadan yana olduğunu açıkladı. Ancak CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş, salı günü yaptığı konuşmada "Kurultay'da, Deniz Baykal dışında kimsenin ortaya çıkmaması gerektiğini" iması etmesi, CHP kurmaylarının, Sayın BAYKAL' da ısrarcı olacaklarını gösterdi. CHP yönetiminin, yaptığı açıklamalar ve tüm anketlerde, birinci sırada görünen KILIÇDAROĞLU 'nun bile, "adaylığı ağzına alamıyor olması" CHP parti içi demokrasiden halâ söz edilemeyeceğini, Baykal'ın ise onursal değil, kesinlikle Genel Başkan gibi, hareket edeceğini açıkça gösteriyor.
CHP tabanı, "İLLE DE BAYKAL" diyerek, hala "eski hamam, eski tas" felsefesini sürdürmek istiyor. Oysa XXI. Yüzyılda, lider dönemi bitti. Liderin tanımı da değişti. Karizmatik bir kadronun temsilcisi insanların üzerine odaklanan, icraat ve uygulamalar, siyasi partilerde, Kurum/kuruluşlarda ve toplumda hala pirim yapıyor ama Lider, ekibi, düşleri, projeleri ve programı ile liderdir. .
Sayın BAKAL' ın, istifadesi ile oluşan, gelişmeler gösteriyor ki CHP' de, icraata LİDER hakimdir. Hâlbuki içinde bulunduğumuz çağda, her alanda kadro harekâtı öne çıktı. Hülasa siyasi partilerde, kurum/kuruluşlardaki çalışmalarda, "EKİP" çalışması veya "TAKIM RUHU", başarı, verim, kalite ve lobi oluşturmada vazgeçilmez unsurlardır.
Sayın BAYKAL' la ilgili kasetler, doğru veya yanlış bilinmiyor ama geçen bir yazımızda da belirttiğimiz gibi, Türkiye' de, bir ilki başardı. Bu hareketi ile de yaşananlar kamuoyunda tasvip görmediği halde, tüm vatandaşlardan olumlu puan aldı. Ancak tekrar CHP lider olarak görev alırsa, bu olumlu hava dağılacak, hem CHP, hem de Sayın BAYKAL kamuoyu nazarında, itibar kaybedecektir.
Şu bir gerçek ki Türkiye' ye, çok partili dönemde arzu edilen boyutta bir lider gelmedi. Hepsi de birer Cumhuriyet Padişahı gibi hareket etti. Halkı temsil edecek kişi/kişileri, halk değil de liderler seçti. Siyasette, "sen-ben" kavgası gündemden düşmedi. Hizmet üretme yerine, kısır çekişmeler tercih edildi. Partilerinde, lider olabilecek insanları, ya partiden uzaklaştırdılar, ya da etkisiz hale getirdi veya partilerinden ihraç edildiler. Bu gelişmelerin yıllardır partilere hakim olması, tüm partilerde, lider sıkıntısı yaşattığı gibi, partileri de belli liderlere, ölüm ayırana kadar mahkûm etti.
Elbette bu tabloda, öncelikli sorumluluk Türk halkındadır. Çünkü liderleri sözde de olsa lider yapan, Lider doğru da, yanlışta yapsa alkışlayan, övgü dolu sözlerle teşvik eden de halktır. Bütün bu yanlışlıkların ve sorunların sorumlusu ise seçmendir. Çünkü demokrasi ile yönetilen ülkelerde, sorunların çözümü seçmenin elindedir.
CHP, iktidar gelmek istiyorsa, Sayın BAYKAL' da ısrarcı olmamalı, bilakis yeni genç, dinamik kadrolarla seçmenin önüne çıkmalıdır. Hatta lider arayışını, parti dışından CHP paralelinde düşünen insanlarda aramalıdır. Bugün CHP, parti içinden de lider çıkartamıyor, ve Sayın BAYKAL' da ısrar ediliyorsa, bunun sorumlusu da Sayın BAKAL' dır. Çünkü yıllardır, CHP' de, lider olacak insanlar, ya pasifize edildi, ya da partiden ihraç edildi,
Bugün, bu gerçeğe rağmen, Baykal'ın evinin önünde çadır kuruldu, bazı il başkanları, Baykal'ı ikna edinceye kadar burada kalacaklarmış, hatta Kurultayda, tüm delegelerin oylarını Baykal'a vereceği, ardından büyük bir kalabalığın Baykal'ın evine giderek kendisini kurultay salonuna getireceği iddia ediliyor. Bütün bunlar, olur mu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ancak Sayın BAYKAL' ın, " örgüt bırakmıyor" gerekçesi ile geri dönmesi, İstifası ile kamuoyunda oluşan, tüm olumlu puanlar kaybolacak, en kötüsü de büyük hayal kırıklığı yaratacaktır. Üstelik " her şey bir senaryoymuş " fikri, kamuoyuna hakim olacaktır. Oysa Sayın BAYKAL, Alman Sosyal Demokrat Parti Başkanı Willy Brandt'ın pozisyonuna geçer, CHP' nin, "Onursal Başkanı" olursa, belki de ilerde Cumhurbaşkanı bile olabilir. Dönerse, CHP ve kendisine büyük zarar verir.
CHP teşkilatı, artık gerçekleri görmelidir. Halk Sayın KILIÇDAROĞLU' nu istiyor. CHP, delegenin değil, halkın sesine kulak vermelidir. Ayrıca Sayın BAYKAL' ın istifası, CHP' nin, yeniden yapılanması için, bir fırsattır. Bu fırsat, çok iyi değerlendirilir, seçmenin huzuruna da Sayın KILIÇDAROĞLU başkanlığında, genç, dinamik, girişimci, risk alan, meziyetlere sahip, yeni yüzlerden oluşan bir kadro ile çıkılırsa, CHP, önümüzdeki seçimlerde, mutlaka iktidar alternatifi olacaktır. Aksi her gelişme, özelliklede Sayın BAYKAL geri dönmesinden, yalnız CHP zarar görmez, tüm muhalefet payına düşeni alır. Sade vatandaşlar, umut olarak tekrar AK Partiye yönelir.
CHP HALKIN SESİNE KULAK VERMELİ
Cuma günü, Sayın BAYKAL ın evinde, kendisi ile görüşen, CHP Grup Başkanvekili Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU, Baykal ın, parti içinde uzlaşmadan yana olduğunu açıkladı. Ancak CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş, salı...