CHP kongre mi, kavga mı yaptı?

Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir’in merkezinde iki olağan kongre yaptı.Önce Tepebaşı içe kongresi oldu. İki aday yarıştı…Ardından…Odunpazarı ilçe kongresi yapıldı. Tek aday vardı…Her iki kongrenin ardından ne konuşuldu...

Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir’in merkezinde iki olağan kongre yaptı.
önce Tepebaşı içe kongresi oldu. İki aday yarıştı…
Ardından…
Odunpazarı ilçe kongresi yapıldı. Tek aday vardı…
Her iki kongrenin ardından ne konuşuldu biliyor musunuz?
Her ki kongrede de meydana gelen kavga konuşuldu…
Halen de konuşuluyor iyi mi?
Her iki kongre sonunda, ilçe başkanı seçilenler hiç konuşulmuyor örneğin.
Her iki kongre sonunda yönetime girenler falan da konuşulmuyor…
Her iki kongre sonunda “CHP’de birlik-beraberlik sağlandı” falan gibi yorumlar da yapılmıyor.
Kavga konuşuluyor kavga…
İnsanlar: “Hadi iki adaylı kongre neyse de bu CHP’liler tek adaylı kongrede bile nasıl oluyor da kavga çıkartmayı ve kavga etmeyi başarabiliyor!” u konuşuyor iyi mi?
İnsanlar: “kongre ve kurultayların partisi kavgasız-gürültüsüz bir kongre ve kurultay yapamayacak mı?” diye soruyor iyi mi?
İnsanlar: “Kavgayı birbirlerine karşı değil,  iktidara karşı vereceklerini ne zaman anlayacak bu CHP’liler?” diye merak ediyor iyi mi?

CHP kongre falan yapmıyor…
Bildiğiniz kavga yapıyor…
Kongreler, salona kol kola girip, kol kola çıkmak için yapılır…
CHP zannedersiniz ki kavga yapmak için kongre yapıyor.

Ne parti ama!
Ne yorgan gidiyor, ne kavga bitiyor…


.....


Yersen!


Pasaport, ehliyet harcı, trafik cezaları % 22,58
Yurt dışından getirilen cep telefonları için ödenecek ücret % 22,58
Motorlu Taşıtlar Vergisi artış oranı % 12 artacak,
Yeniden değerleme oranı %22,58 olarak hesaplanacak,
Ama enflasyon % 8.


.....


Fena çok fena…


İşyeri sahibi hangi arkadaşın yanına gitsek, masasının üzerinde iş başvuru cv’leri görüyoruz.
Asılında hep görüyorduk da, şu sıralarda sayıları bir hayli artmış.
Hangi Belediye Başkanının yanına gitsek, görüşmek için gelenlerin neredeyse tamamına yakınının iş için gelenler olduğunu görüyoruz.
Verilen iş başvuru evraklarını muhafaza için neredeyse bir başka oda tahsil edilecek belediyelerde.
Partilerin il ve ilçe başkanlarının da durumu farklı değil.
Hatta oda’ların, derneklerin yönetici masalarının üzerinde bile birikmiş yüzlerce CV var.
Artık bırakın iş arayan gençleri, anne ve babalar kapı kapı gezip, çocuklarına iş arıyor.
Durum hiç de iç açıcı değil.


.....


Kişisel menfaat batırır partiyi…


-“Fakiri kuru inat, Zengini hayırsız evlat, Memuru süslü avrat batırır” diye bilindik bir söz var ya hani…
Aslında bu tarife “Partiyi de kişisel menfaat batırır” sözünün mutlaka eklenmesi lazım.

Zira…
Nasıl ki fakir kuru inadı yüzünden, zengin hayırsız evladı nedeniyle ve memur da savurgan hanımı sayesinde batıp gidiyorsa, partiler de, içindeki kişisel menfaatlerin ön plana çıkması nedeniyle bir türlü adam olmuyor.
-“Küçük olsun ama benim olsun” düşüncesi, kişisel menfaatin en somut örneği.
-“Ben varsam parti var. Ben yoksam parti olmasa da olur” anlayışı bu gün için siyasetle uğraşan birçok insanın hala benimsediği ve bizzat uyguladığı bir anlayış.
Partiler içinde siyaset yapan çoğu insan (buna karar verici pozisyonunda olanlar da dahil) seçimin partisi tarafından kazanılıp kaybedilmesiyle pek ilgilenmiyor.
Tek ilgilendikleri "Ben aday olacak mıyım? Ben bir yerlere seçilecek miyim?" den ibaret.
İşi bu noktadan alıp daha da ileriye götüren ve “Eğer ben aday olmuyorsam, o da olmasın, parti de kazanmasın” gibi bir düşünceyi sahiplenenler var.
Hadi bunlar böyle…
Siyaseti sadece kendileri için, kendilerinin bir yerlere gelmesi adına yapıyorlar.
Bir de, siyaseti parti için değil de, birilerinin bir yerlere gelmesi için yapanlar var.
Partinin başarısı ve başarısızlığı umurlarında bile değil.
Tek dertleri, temelinde yine kişisel bir menfaati beklentisiyle, birilerini bir yerlere taşıma gayretinden başka bir şey değil.
"İstemediğim aday başkan seçilecekse, istediğim aday seçimi kaybetsin daha iyi" gibi son derece bencil ve mantıksız bir düşünce ile hareket ediyorlar.

Sonuç olarak:
Siyaseti kişisel menfaati için yapanlar, “Nasıl iktidar oluruz?” diye düşünme yerine “Nasıl koltuk sahibi olurum?” dedikleri müddetçe ne partilerini bir yerlere taşıyabiliyorlar ne de kendilerini.
Bugün bakın AK Parti ve CHP’ye…
İyi gitmeyen, sıkıntı yaratan, sorun teşkil eden her olayın arkasında mutlaka ön plana çıkmış bir kişisel menfaat var…
Her ne kadar biri iktidar, diğeri ana muhalefet partisi olsa da bu kişisel menfaatler her iki partiyi de batırıyor…


.....


Biraz da gülmek lazım


Eczacı, yandaki bakkalın çırağını çağırıp,
- "5 dakika dükkana göz kulak ol, hemen döneceğim" der ve çıkar.
5 dakika sonra döndüğünde,
- "Gelen giden oldu mu.? diye sorar, çırağa,
- "Bir adam geldi ve öksürük ilacı istedi, ben de şu kırmızı kutulardan verdim", deyince eczacı telaşlanır.
- "Büyük kırmızı kutular müshil, küçük kırmızı kutular öksürük şurubu, sen hangisinden verdin"? diye sorar.
çocuk hatırlamayınca, eczacı adamın ne tarafa gittiğini sorar ve dükkanından fırlar. Az ileride bir ağaca sarılmış, tarife uygun bir adam görünce, yaklaşıp sorar...
- "Beyefendi, az önce eczaneden öksürük ilacı aldınız mı?
- "Evet" der.
- "Peki öksürüğünüz devam ediyor mu? deyince adam.
- "Cesaret edip öksüremiyorum ki.

Haberleri