CHP'de, yönetimini ele geçirerek, "İKTİDAR" olmayı sanan "POLİTBÜRO" Kurultay'daki coşku ile dersini aldı mı bilinmez ama yıllarca, bu zihniyet, CHP'yi muhalefette tuttu. POLİTBÜRO sayesinde, CHP' de politika ve stratejiler, "AZ OLSUN BİZİM OLSUN" felsefesi olurken, POLİTBÜRO nedeniyle de CHP' de, yeni yüzler yer bulamadı.
Bir yazımızda" Sayın KILIÇDAOĞLU başkanlığında, teşkil olunacak, genç yeni bir kadro, CHP' yi iktidara taşıyabilir. Bu, yapılan anketlerde ve Sayın KILIÇDAROĞLU' nun adaylığını açıklamasından sonra, milletvekili ve delege bazındaki destek olumludur. Ancak CHP içindeki yapı ve POLİTBÜRO, bunu kabul eder mi? Bekleyip göreceğiz." demiştik.
Görüşümüzde, haklı çıktık. POLİTBÜRO, bugün iş başında, CHP'nin, bir türlü kurtulamadığı iç kavgalar, onlar sayesinde tekrar gündemdedir. Bu yapı gençlerin önünde engel olurken, CHP' yi de, belli kişilere mahkûm etti. Parti içi demokrasi askıya alındı. Aslında bu durum, ülkemizdeki tüm partiler için geçerlidir. Bugün, CHP' deki, güç gösterisi 'kim lider olacak' sorunun, nedenidir.
Ayrıca CHP, iktidar alternatifi olmak istiyorsa, mevcut POLİBÜRO' dan, kurtulmak zorundadır. Çünkü bu POLİT BÜRO, yıllardır, CHP' nin, yeniden yapılanmasının önünde en büyük engeldi. Bugün CHP' nin, yakaladığı fırsat, özellikle de tüzükteki değişiklikler, heba olmamalıdır.
Hülasa POLİTBÜRO nedeniyle, yeni şekillenmiş toplumsal yapılar, CHP' ye dar gelmekte, gereksinmelere yanıt verememektedir. CHP' deki, bu günkü kısır gerilimli, çözüm üretmeyen, siyasal yapının, bir an önce değiştirilmesi zorunludur. Bu da mevcut POLİTBÜRO' nu, görevden uzaklaştırılarak genç ve dinamik ve kadronun işbaşına getirilmesi ve CHP' nin, yeniden yapılandırması yoluyla olacaktır.
CHP, yılardır, işbaşında olan bu POLİTBÜRO nedeniyle, değişik toplum kesimlerini demokratik ve katılımcı, bir işleyişle kucaklayamadığı için, lider olacak kişi/kişiler, siyasetten dışlandı. CHP, toplum gündeminden koptu. Sonuçta da CHP, siyaseti, ülkenin toplumsal sorunları üzerinde değil de, toplumsal kimlikler üzerinden gerçekleştirmek istedi. Halka ve gençlere rağmen de siyaset yapmak istedi. Oysa siyasette, halka ve gençlere rağmen, başarılı ve iktidar olmak çok zordur
POLİTBÜRO' nun, CHP delegesinin, yapay şeylerle zorlamaları, hiçte hoş değildi. POLİTBÜRO, kendini fasulye gibi nimetten sayıyor. Yerlerinin doldurulamayacağı düşüncesindedir. Oysa dünyada, hiç kimsenin yeri doldurulamaz da değildir. Çünkü CHP içinden veya dışından, liderlik yapacak pek çok insan vardır. Bu gerçeğe rağmen, hala POLİTBÜRO' dan medet ummak, CHP'ye zarar verirdi.
Artık Türk halkı, siyasi partilerde, yeni yüzler istiyor. Yıllardır, partilerde liderlik yapan insanların, Türkiye' yi getirdiği nokta ortadadır. Türkiye, artık çok uluslu küresel profesyoneller yaratıyor. Hatta çift kartvizitli profesyoneller, ihraç ediyor. Dünyada uluslararası dev şirketlerin, çeşitli pozisyonlarında görev yapan, Türk profesyoneller var.
Yeter ki CHP ve diğer siyasi partilerde, liderlik yapabilecek genç, dinamik, girişimci, risk alan, değişime açık, esnek, kararlı insanlarımızın önü açılsın.
POLİTBÜRO, CHP' nin Pazar günü yapılan Kurultayına katılmadı. Çünkü güçlerini görmek istediler. Bu tavırları ile de hedeflerinin, tüzük değil, CHP' yi ile geçirmek olduğunu tescil ettiler. Elbette Sayın KILIÇDAOĞLU ve ekibinin de yanlışlıklar vardır. POLİTBÜRO, kurultaya katılarak, bu yanlışlıkları, delege ve kamuoyu ile paylaşmaları gerekirdi. Demokrasinin gereği de bu değil midir?
Ayrıca kendisinin ve Deniz Baykal'ın, "arkaik, statükocu" olarak adlandırıldığını belirten Sav, "Daha dün gelenler; dün, geçmişte sağ partilerde yönetici olanlar devrimci olacak, biz arkaik, statükocu olacağız. Sinan Aygün, Bülent Kuşoğlu devrimci, Önder Sav statükocu öyle mi?. Yağma yok. Sel gider kum kalır. Biz ev sahibiyiz" diyerek yeni yüzlere, tepki gösterdi,
Oysa partiler, kimsenin malı değildir. CHP ile ilgili gelişmeler ve beklentiler, artık kişileri, hatta MYK gibi kurulları da aşmıştır. Karar örgütü, delegelerin oluşturduğu, "KURULTAY" dır. Buradan çıkacak ve halkın beklentilerine cevap verecek, her yeni "KADRO" ve "PROĞRAM", ezilen, itilip kakılan, işleri bozulan, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığının, neredeyse resmi ideoloji haline getirilen, laikliğin, çağdaşlığın, ulusalcığın, alay konusu yapılmasından ve de milliyetçi duyguların, hakarete uğramasından, rahatsızlık duyan, milyonların da umudu olacaktır. Yeter ki POLİTBÜRO, gölge etmesin...
CHP VE MUHALEFET
CHPde, yönetimini ele geçirerek, "İKTİDAR" olmayı sanan "POLİTBÜRO" Kurultaydaki coşku ile dersini aldı mı bilinmez ama yıllarca, bu zihniyet, CHPyi muhalefette tuttu. POLİTBÜRO sayesinde, CHP de politika ve stratejiler,...