CHP'de; Dört doğru bütün yanlışları götürür

1- Cumhuriyet Halk Partisi'nde biran önce olağanüstü kongreye gidilirse...
2- Eskişehir'de ön seçim kararı alınıp, genel merkez de kontenjan kullanmayıp, partinin tüm üyeleriyle hakim gözetiminde ön seçim yapılırsa...
3- Partiye gönül vermiş insanların her şeye rağmen sahip olduğu toleranslarının tükenmemesi için çadır tiyatrosuna konu oluşturabilecek olaylardan vaz geçilirse.
Ve...

4- Belediyeler CHP üzerindeki tahakküme biran önce son verip, partinin parti binasından yönetilmesine katkı sağlarlarsa...


İşte bu dört doğru, bu güne kadar yapılan tüm yanlışları ve yaşanan tüm saçmalıkları alır götürür.

Aksi halde...

Cumhuriyet Halk Partisi'nin bu güne kadar birbiri ardına yapmış olduğu yanlışları ortadan kaldırabilecek bir tek doğrusu yok.

Sonuç olarak:

Yanlış kapıdan girdiğinizde, kesinlikle doğru kapıdan çıkamazsınız.

Eğer CHP 6 ay sonra yapılacak olan seçimlere yukarıda saydığımız doğrularla girmez ise, yapılacak olan seçimin kapısından da doğru bir şekilde çıkamayacaktır.

Demek ki,bu güne kadar yapılan yanlışları doğru hale getirme adına CHP'nin önünde hala bir şans var...

Bakalım bu şansı "doğru" mu kullanacak?, yoksa hiç mi kullanmayacak?

Doğru kullanırsa mesele yok...

Kullanmaz ve yanlış'ta ısrar ederse, seçim sonucunda hiç kimse çıkıp "Biz nerede yanlış yaptık?" falan demesin...
......




Şaka gibi!

Çevre yolunun karşılıklı üç şeride çıkartılmasının üzerinden yıllar geçti.
Bu süre içinde, bağlar caddesinden gidip de Ankara yönüne dönebilmek hala mümkün değil.
Çünkü...
Üniversitenin önünden çevre yoluna çıkıp, Ankara yönüne gidebileceğiniz bir yol mevcut değil.
Niye yapılmadığını yıllardır soruyoruz.
Fakat...
Yıllardır aynı cevabı alıyoruz.
Neymiş?
İstimlâk sorunu varmış.
Orada bulunan bazı evler istimlâk edilemiyormuş, dava açılmış mış falan filan.
İşte bu yüzden yapılamadığını söylüyorlar.
Bunu söylerken de, suçu birbirinin üzerine atıyorlar.
Netice olarak...
Yıllardır Üniversitenin önünden Çevre yoluna çıkılamıyor.
Bunun bir formülü nedense bulunamıyor.

Yok "İhale yapılacak", yok "Mülk sahiplerine ulaşılamıyor" falan derken yıllar geçti yahu!
İsviçre'de Bilim adamları üç yıl içinde Tanrı parçacığını buldu...
Eskişehir'de, üzerinden 6-7 yıl geçmesine rağmen hala Üniversitenin önünden çevre yoluna çıkıp Ankara yönüne gidemiyorsunuz.
Şaka gibi değil mi?

......


Stadyumun yerine Kapalıçarşı...

-"Mevcut Stadyumun yerine, Türk Dünyası Kültür başkenti marifetiyle Kent meydanı yapacağız" sözünden, "Biz meydan falan yapmıyoruz" sözüne resmen gelindi.
Eskişehir'e Türkiye'nin en büyük meydanını kazandırma vaadi, gele gele Anadolu Üniversitesi'nin birimlerini taşıyacağı vaade dönüştü.
-"Tamamı meydan olacak" teminatı, gele gele "belki bir bölümü meydan olarak düzenlenebilir" e geldi.
Kent meydanı yapılacağı sözü ile, Atatürk Stadyumu yerinin hiç kimseye peşkeş çekilmeyeceğine inanan ve sevinen Eskişehirli, "biz meydan falan yapmayacağız" sözleri ile resmen hüsraha uğradı.
Sonuç olarak...
Mevcut Atatürk Stadyumu yeri ile ilgili "meydan yapacağız" ile başlayıp "meydan yapmayacağız" ile sona eren bir U bönüşü hikayesi var bu şehirde.
Hikaye, Vilayet alanına konulan ve mevcut stadyumun yerine yapılması düşünülen düzenlemenin ne şekilde olacağını anlatan bir Maketle devam ediyor.
Eğer bu maket gerçekten mevcut stadyum alanına yapılmak isyenen bir düzenlemeye ait ise (çünkü insanın inanası gelmiyor)
Ortası neredeyse binalarla kaplı, etrafına yeşillik serpiştirilmiş bir düzenleme bu.
8 yaşındaki bir çocuğun bile, üzerinde bırakın meydanı, boş bir alan dahi bulamayacağı bir planlama şaheseri çıkartılmış ortaya!
Zannedersiniz ki, İstanbul'daki Kapalıçarşı'yı getirip koymuşlar mevcut stadyumun yerine.
Demek ki Meydan anlayışları buymuş.
Demek ki "Büyük bir meydan olacak,bir-iki küçük yapı da bulunacak" dediklerinde,böyle bir düzenlemeyi kast ediyorlarmış.
Demek ki;
Bu güne kadar söyledikleriyle resmen Eskişehirlilerin zekasıyla alay ediyorlarmış.