Odunpazarı seçimleri kamuoyunda öyle tartışıldı ki;
Son olarak artık iş "Ahmet Ataç-Kazım Kurt" mücadelesine kadar çekildi.
Bunun nedenini anlamak çok zor.
Oysa böylesine bir mücadeleden söz etmek mümkün değil!
+++
Bir defa parti işlerine bu denli karışan ve hatta müdahil olan tek isim Kazım Kurt oldu.
Bunu da teşkilatçı yapısına verebilir belki de doğal bile karşılayabiliriz.
Çünkü Kurt bugüne kadar belediyeciliğinden daha çok particiliği ile bilinen bir profil çizdi.
Kendi belediyesinde çalışan bir personeli aday yapmak demekte zaten parti içi siyasete direk müdahil olması anlamına geldi.
Oysa Büyükerşen bile direk el koyma noktasında parti içi işlere karışmadı.
Ki, Ahmet Ataç için de "seçimlere direk karıştı" demek olanaksız.
Ataç'ın Odunpazarı seçimleri öncesinde Hasan Eröksüz ve ekibine "uzlaşma" çağrısı yaptığını tüm kamuoyunu biliyor çünkü...
Fakat bu grup, bu çağrıya rağmen kendi adayını çıkarmaktan geri kalmadı.
Erdal Çakıcıer'in işaret ettiği Küçükoğlu isminde birleşilseydi, bugün daha farklı şeyler konuşuyor olacaktık.
Yani Ataç için parti işlerine ayar verdiği yönünde bir iddianın geçersiz olduğu söyleyebiliriz.
Bir grup bir kongrede seçim kaybediyorsa bunu suçlusu Ahmet Ataç nasıl olabilir?
Ha, şunu da söyleyelim...
Bir grupta seçimi kazanıyorsa ve o grubun adayı Kazım Kurt'un belediye çalışanıysa, seçimin galibini de Kazım Kurt olarak rahatça söyleyebiliriz.
Bunu da ifade etmek gerekli...
+++
Dün gazetelerde bu konuya dair ilginç yorumlar okuduk.
3 Ocak'ta yapılacak olan il kongresinin bile Ataç-Kurt çekişmesi altında geçeceği iddiaları vardı.
Bu iddiaların çıkış yeri, yukarıda da söylediğimiz gibi Odunpazarı seçimlerinde yarışan grupların mücadelesi...
Bu mücadeleden yola çıkarak iki belediye başkanının birbirleri ile teşkilatı ele geçirme yarışı yapacağını söylemek, en basit tabiriyle seçimleri kişileri savaşın içerisine çekme niyetinden başka bir şey değildir.
Oysa;
CHP tabanı artık kavga istemiyor.
CHP'liler artık kişiler arasında bir sürtüşme istemiyor.
Aksine partinin tıpkı 7 Haziran öncesinde olduğu gibi topyekûn bir arada olmasından yana tavır koyuyor.
Yeni isimler, genç isimler, herkesin mutabık kalacağı isimlerin partiyi yönetmesini istiyor.
+++
Odunpazarı kongresi geçti ancak il kongresi, parti tabanının isteğinin hayata geçirilmesi için bir fırsat olabilir.
Bu fırsatın hayata geçirilmesi ise tüm grupların tek bir adayda birleşmesi ile ancak olur.
Bu ismin daha önceki yazılarda da söylediğimiz gibi Erdal Çakıcıer olma ihtimali oldukça yüksek.
Parti içi mücadele veren grupların kolayca onay verebileceği bir isim Çakıcıer.
Çünkü bu partiye genç yaşından itibaren neredeyse tüm şartlarda hizmet veren birisi!
Yeniden sorumluluk alması da gayet normal olacaktır.
Bu yüzden;
Odunpazarı seçimlerini başkanların savaşı olarak adlandırmak yerine, bundan sonraki süreçte CHP'nin birleştirici unsurlar etrafında toparlanması çok daha doğru ve mantıklı olan tavır olacaktır.
Aksinde CHP'deki parti içi gruplaşmalar gelecekte daha sivri bir hale gelecek, seçimlere odaklanması gereken parti, tıpkı geçmişte olduğu gibi kendi içindeki sorunlarla uğraşmaktan farklı işlere bakacak noktada olamayacaktır...
CHP'DE İL KONGRESİNE GİDERKEN...
Odunpazarı seçimleri kamuoyunda öyle tartışıldı ki;Son olarak artık iş "Ahmet Ataç-Kazım Kurt" mücadelesine kadar çekildi.Bunun nedenini anlamak çok zor.Oysa böylesine bir mücadeleden söz etmek mümkün değil!+++Bir defa parti...