CHP'DEKİ HUZURDAN TUT, DSP VE YILMAZ HOCA'NIN KAÇAN HUZURUNA KADAR...

Siyasette fırtınalı günler erken başladı.
Aslında AKP cephesinin ortaya atacağı iddiaları, Sakarya Gazetesi'nden Ayhan Kuşbaşlı çıkardı.
Herkesten önce ESKİ'de yaşanan çarpık bir ilişkiyi gözler önüne serdi.
Aslında bu duruma alışık olmadığımız söylenemez.
Çünkü daha önce AKP'li bazı isimlerin, AKP'li belediyeler ile yaşadığı ticari ilişkiler gelmişti gündeme.
Hatırlayın, kızılca kıyamet koparılmıştı şehirde.
Bu tür ticari ilişkilerin asla yaşanmaması gerektiği ortaya konuldu belli çevrelerce.
Toplumun her kesiminden bu etik olmayan ticaretin hesabının verilmesi istendi.
Aslında o hesapların çoğu sandığa kadar uzandı.
Yani belediye başkanlıklarının kaybedilmesine kadar uzayan bir süreç yaşandı.
Beklide sırf bu ticari çıkar ilişkisi iddiaları yüzünden...

Şimdi ortada daha felaket bir durum var.
Ortada dolaşan iddia, artık bu ticari ilişkileri, sosyal demokrat insanların sürdürdüğü yönünde...
Bu iddialar bizce hayli üzüntü ve kaygı verici.
Kent gündemine düşen ve her yerde konuşulan bu iddia, kentte yıllardır belli bir şeylerin mücadelesi veren insanlar için ne kadar da üzüntü verici!
Hemen herkesin ağzında ki laf şu;
"Kardeşim sosyal demokrat falan hikâye, balı bir şekilde bulan, en güzel şekilde de parmağını yalıyor"
Şimdi insanlar böyle düşünürken ve konuşurken;
Kime neyi, nasıl anlatacaksınız?
Hele hele, kentin her kesiminin büyük güvenini kazanmış ve yasal olmayan işlere asla girmediği, tüm kent tarafından kabul edilmiş Büyükerşen ne diyecek?
Çünkü bazı isimleri, DSP'nin gerçek gönüldaşlarını küstürmek pahasına partiye getiren ve aynı partiden meclis üyesi seçtiren kişi olarak...
Ve ortaya atılan iddiaları da ne yazık ki, açıklamak zorunda bırakılacak kişi de yine kendisi.
Çünkü;
Tüm bu iddialardan sonra AKP'liler ortaya çıkıpta;
"Kardeşim sana bağlı bir genel müdür, senin partinin meclis üyesi ile nasıl böylesine bir ticari ilişkiye girer?" diye sormaz mı?
Hem de âlâlarını sorarlar.
Hem de öylesine bir siyasi furya oluştururlar ki;
Tıpkı AKP'nin elinden giden belediyeler gibi, her şey tehlikeye girer.
İşin açıkçası, kurunun yanında yaşta yanar...
Hem de cayır cayır...

CHP'de bugün yaşanan huzurun nedenini galiba bugün daha iyi anlıyoruz.
Neden ortalık karışmadan kongreler yapılıyor.
Genel kurul salonlarında neden hakaret dolusu sesler, yumruklar konuşmuyor, daha iyi fark ediyoruz.
CHP'de delege seçimlerinden tutunda, İnşaat Mühendisleri Odasının seçimlerine kadar karışanların, huzuru nasıl baltaladığını daha iyi görüyoruz.
Bugün DSP'deki huzurunda, belediye başkanlığı koltuğunda oturanların huzurunun da neden kaçtığını iyi hissediyoruz.
Ve tüm bu işlerin siyaset kılıfına uydurulup yapılması daha da kötü değil mi?

Sonuç olarak, ortaya atılan iddialara hemen birisi yanıt vermelidir.
Geçmişte AKP'nin düştüğü bu hataya, bugün düşenler nedeniyle birisi çıkıp durumu açıklamalı, izah etmelidir...
Yok eğer edilmiyorsa, gereken kişiler gerektiği koltukları da hemen bırakmalıdır.
Yoksa bu işleri ne siyaset kaldırır, ne de toplum vicdanı.
Demedi demeyin...