Eskişehir, Küçük Millet Meclisi toplantısında, yerel gündem, 2018 değerlendirilmesi diğer gündem ise, çocuk İstismarı ile ilgili, “Kırmızı Şerit Projesi” oldu.
Toplantıda, İletişim Bilimleri Fakültesi, öğretim üyesi, Sayın Dr. çağlar Genç, Anadolu üniversitesi'nin, iletişim bölümü, sivil toplum işbirliği ve Tepebaşı Belediyesi'nin, desteğiyle, hayata geçirilecek olan, Kırmızı Şerit Projesi üzerinde bilgi verdi.
Ayrıca projede görevli öğrencilerden, Buse Saykavak, Handa Sıla Ergezer, Seda Gürenç, Esin Gökdağ, Bener Şaşmaz, Kadir Doğan ve Gökhan ünlü proje ile ilgili çalışmalarının sunumunu da yaptılar.
ülkemizde, çocuk istismarı üzerinde, bilimsel araştırma yapmak, çözüm yollarını tespit etmek, özellikle çocuk istismarını, toplantılarda tartışmak, ortak akıl üretmek, sonuçta da nedenleri ve çözümleri üzerinde, ortak payda da birleşmek, bu alandaki sorunların çözümüne, ciddi katkıda bulunacaktır.
çocuk istismarı, yalnız ülkemizin değil, dünyanın sorunudur. Dünyada yapılan istatistiklere göre, günde 5 ten fazla çocuk, çocuk istismarı sebebiyle ölmektedir. Cinsel istismara, maruz kalan çocukların, %90’ı, faili tanımaktadır.
Dünya Sağlık örgütü’nce, de “çocuğun sağlığını, fiziksel gelişimini olumsuz yönde etkileyen, bir yetişkin, toplum veya ülkesi tarafından, bilerek veya bilmeyerek, yapılan davranışlar” çocuk istismarı olarak kabul edilmektedir. çocukların, ana-babalarının, ya da başkalarının bakımında iken “bedensel ve zihinsel şiddetin, her türünden” korunmaları gerektiği, ülkemizin de taraf olduğu, çocuk Haklarına dair sözleşme’de de yer almaktadır.
çocuklara, yönelik istismar vakalarının, öne çıktığı alanlardan biride, internet içerikleridir. İnternette, özellikle çocuklara yönelik şiddet ve cinsel içerikli yayınları, azaltma hedefiyle İngiltere'de kurulan “İnternet İzleme Vakfı” (IWF), 2016 yılında, çocuk istismarına dair içeriklerin, yer aldığı 57 bin 335 internet sitesi tespit etti.
Dünyada, her 5 çocuktan 2’sinin, fiziksel, duygusal, ya da cinsel istismara uğruyor. Dünyada, son 4 yılda çocuklara yönelik, taciz veya şiddet uygulamaları, yüzde 90 arttı. Tecavüzcülerin, tahminen yüzde 5'i ortaya çıkarken, yüzde 95'i gizli kalıyor
Cinsel istismar, vakalarının, ancak yüzde 15’inin, adli mercilere intikal ediyor. . Gerisinin üzeri bir şekilde kapatılıyor ve çocuklar yaşadıkları travmalarla kalıyor. Ensest ilişkilerin ise binde biri ortaya çıkıyor.
İHA'nın haberine göre de Türkiye'de, çocuk istismarıyla ilgili dava sayısının, son 10 yılda yaklaşık 3 kat arttı. Adalet verilerine göre ise, yılda ortalama, 8 bin çocuğun cinsel istismara uğradığını ortaya koyuyor. Adalet Bakanlığı’nın, yayınladığı verilere bakıldığında, , ceza davalarında açılan toplam suç sayısının, 16 bin 348 olduğu görülmektedir.
Cinsel istismar, 8 yaşından küçük çocukları içermektedir. yalnız tecavüzü değil bedensel teması içeren, her türlü cinsel şiddeti, bu suç kapsamındadır.. örneğin, cinsel olarak çocuğun okşanması, failin çocuğu, kendi organlarına dokundurtması, dudağından öpmesi gibi tüm hareketler, istismar kapsamında sayılıyor.
Şiddeti önleme ve Rehabilitasyon Derneğinin, çocuk İstismarı Raporu’na göre de ülkemizde, cinsel tacize uğrayan çocukların, yüzde 68’i akrabaları ve yakınları tarafından, cinsel istismara maruz kaldı.
Bu bulgulara göre, daha çok yakınlarının istismarcı olduğu göz önüne alındığımda, çocukları, koruma konusu, sadece anne-babalara, güvenmek ve bu konuda çocuklarını koruyup bilgilendirmelerini istemek de yeterli değil. Bu konu, onların merhametine ve inisiyatifine, bırakılamayacak kadar da önemlidir..
Cinsel istismarı, önlemeye yönelik eğitim, örgün eğitim içinde, tüm çocuklara rehber öğretmen ve psikolojik danışmanlar tarafından sunulabilir. Ancak bu da yeterli değildir. çünkü çocuklar, bu bilgilere sahip olsalar bile, istismarı önlemede başka engeller var.
çünkü hangi davranışların, cinsel istismar olabileceği konusunda, anne-babalar da yeterli bilgiye sahip değildir. Tıpkı çocuklara, okullarda sunulan, cinsel eğitim programları gibi, anne-babalara yönelik cinsel eğitim programları sunulmalı ve zorunlu olmalıdır.
çocuğa, bağırma, etiketleme, alay etme, suçlama, ilgi göstermeme, çocuk yokmuş gibi davranma, tehdit etme,, isim takma, utandırma gibi davranışlar duygusal istismardır.
Toplumumuzda, çocuklara, vurma, ısırma, tokat atma, tekme atma, boğma, fırlatma, dövme, çocuğun üzerinde sigara söndürme gibi, fiziksel istismarlar da sıkca görülmektedir.
çocuk istismarlarını, önleme yükü, çocukların, omuzlarına bırakılamayacak kadar önemlidir. ülkemizdeki her türlü çocuk istismarı ile ilgili sorunları çözmek için, kişi/kişilere, kurum/kuruluşlara ve sivil toplum örgütleri, özellikle anne-babalara, ciddi görevler düşmektedir. çünkü çocuklar, bizim evlatlarımız ve toplumuzun da geleceğidir