Anadolu üniversitesi Rektörlüğü’ne yapılan atamanın ardından Prof. Dr. Şafak Ertan çomaklı ile tanıştık.
Görevine başlar başlamaz da adeta bir ziyaretçi akınına uğradı.
Şehrin her kesiminden insan çomaklı’ya “Hayırlı Olsun” ziyaretleri yapmaya başladı.
İş dünyasından tutun, siyasilere kadar herkes çomaklı’nın kapısını çaldı.
Bu yüzden yeni Rektör ilk günlerini konuklarını ağırlamakla geçirdi.
+++
Bu ziyaretler sırasında yeni Rektör’ün kentin pek çok dinamiğini de yakından tanıma imkanı bulduğunu sanıyoruz.
Yani şehre yeni yeni ısınan bir Rektör var.
Asıl iş ise bundan sonra başlıyor.
Başında bulunduğu kurum Türk eğitiminin kilometre taşlarından…
Malumunuz üniversitelerin değeri eskidikçe artar.
Bu nedenle Anadolu üniversitesi gibi köklü bir kurumunu idare etmenin zorluğunu söylemeliyiz.
İşte çomaklı bu zor görevi üstlenmiş durumda.
+++
Kısacası;
çomaklı için sorumluluğu ağır günler artık başladı.
Bununla birlikte çomaklı’da bu zor görevi kent ve üniversite camiası ile “hep birlikte” yapacağının da sinyallerini verdi.
Geçtiğimiz günlerde çat kapı bir öğrenci evine gitmesi de bunun bir göstergesi oldu.
Bir rektörün öğrenci evine gitmesi, onlarla çay demleyip, mütevazı evlerinde sohbet etmesi elbette çok hoş bir görüntü…
Dahası…
İçerisinde anlamlar barından bir hareket.
Dediğimiz gibi…
Bu hareket çomaklı’nın başında bulunduğu kurumu öğrencisiyle, hocasıyla, şehriyle ve diğer tüm kesimleriyle birlikte yönetme gayreti içinde olacağının işareti.
Kutluyoruz…
“üniversiteler şehre açılmalı” sözünün yeni dönemde daha çok hayata geçeceğini görür gibi oluyoruz…
OYNADIKçA AçILIYORLAR!
“Bizim çocuklar” hani “destan yazıyor” denilir ya…
Abartısız söylemek gerekir ki;
“Gerçekten bir destan yazıyorlar!”
Yüz binlerce lira alarak oynayan rakipleri karşısında henüz 19-20 yaşlarında olmalarına rağmen galip geliyorlar…
öyle ya…
Daha fiziki gelişmelerini tam olarak tamamlayamamışlar…
Profesyonel futbolun gerekliliklerini tam olarak bilmiyorlar.
Birinci Lig gibi kıran kırana bir ligde nasıl davranacaklarını tam olarak öğrenmiş değiller.
Bu yüzden “haftalar ilerledikçe her şey farklı olacak” dedik.
Farklı yenilgiler aldıklarında “endişeye gerek yok” dedik.
Ne büyük mutluluk ki haklı çıktık.
Ve bundan sonra yine her şeyin daha güzel olacağını söyleyelim.
çünkü “Bizim çocuklar” süre almaya devam ettikçe açılacak.
Daha şaşalı galibiyetler bize bekliyor olacak.