Covid-19 ve Ekonomik Kriz

 Covid-19 salgını, genel anlamda iş-işletme ekosistemlerinde krizlere neden oldu. Pek çok işletme geçici veya sürekli biçimde kapanmak durumunda kaldı. Bazı sektörler ve işletmeler ise bu kriz durumundan olumlu yönde etkilendiler....

 


Covid-19 salgını, genel anlamda iş-işletme ekosistemlerinde krizlere neden oldu. Pek çok işletme geçici veya sürekli biçimde kapanmak durumunda kaldı. Bazı sektörler ve işletmeler ise bu kriz durumundan olumlu yönde etkilendiler. Ticaretin bazı türleri olumsuzluklar yaşarken, e-ticaret zincirinde yer alanlar yol aldılar. Covid-19 krizinin iş-işletme ekosistemlerine ve ülkeyi yönetenlere öğretecekleri olmalı. Böyle bir kriz durumunda hangi sektörler ve işletmeler öncelikli olarak etkileniyor? Bu etkilenmede rol oynayan etmenler nelerdir? Söz konusu işletmelerin olumsuz etkilenmeleri sadece krize mi bağlı? Zaten var olan başka faktörler etkili oldu mu? Bu krizin çıktılarıyla küçük işletme (KOBİ) olgusunu yeniden ele almalı mıyız? Bunlara benzer sorulabilecek daha pek çok soru sıralanabilir. Sıralanmalı ve araştırılmalı.


Çok sık kullandığımız kriz sözcüğünün tanımını kendimize sorarak başlayalım. Nedir kriz? Genel olarak krizi beklenmeyen, önceden tahmin edilemeyen bir durumun ortaya çıkması olarak tanımlarız. Birdenbire ortaya çıkan bir sağlık sorunu, bir doğal afet veya piyasanın bir anda altüst olması bir kriz durumudur. Daha teknik bir tanımlama yapmak istediğimizde şu tanımı öne sürebiliriz. Kriz; beklenmeyen veya önceden sezilip tahmin edilemeyen, ama acil önlem alınması gereken, kişinin veya kuruluşun varlığı ile sürdürülebilirliğini tehdit eden zor bir durumdur.


Ekonomik ve sosyal olarak yaşadığımız ortam krizlerin işaretçisidir. Eğer gelecek hazırlıkları açısından sağlam temeller üzerine oturmuş bir ortamda yaşamıyorsanız, krizlere de hazırlıklı olmanız gerekir. Örneğin sağlığınıza özen göstermiyorsanız, sağlık eksenli krizler sizin için şaşırtıcı olmaz. Eğer Türkiye gibi depremsellik özellikleri yüksek bir kara parçasında yaşıyorsanız ama konut kalitesi ve dayanıklılığına önem vermiyorsanız, bir deprem anında önemli ölçüde can ve mal kaybı beklenen bir durum olmalıdır. Eğer dirayetsiz bir siyasi iktidara veya kötü yapılandırılmış bir siyasal sisteme sahipseniz, o ülkede krizlerin varlığı şaşırtıcı değildir.


Yukarıdaki örnekleri vermemdeki amaç, kriz konusundaki sorunun “krizin beklenmeyen bir durum” olduğu fikrini vurgulamak içindir; çünkü kriz, beklenmesi gereken bir durumdur. İşte; bu algı ve anlayış yanlışını değiştirmediğimiz sürece krizler, –kaynağı içeride veya dışarıda olsa da– günlük yaşamımızın bir parçası olmaya devam edecektir.


Ekonomik işletmelerimize bakalım. Bir ekonomik kriz anı için yedek akçe tutan kaç firma vardır? İşletmelerimizin pek çoğunun küçük işletme sermayeleri ile idare etmeye çalışmaları ve işletme sermayesinin bir kuruluş için olmazsa olmaz bir nitelik olduğunu kavramamaları, krizler konusunda bir aymazlık değil midir? İşletme sermayesini büyütmeyi düşünmek yerine gayrimenkule yatırım yapmayı, ancak 15 gün kullanabileceği halde deniz kıyısında yazlık almayı ya da ihtiyaç olmadığı halde ikinci bir özel lüks taşıt almayı zenginlik sayanların krizlerdeki hallerini görüyoruz.


Tekrar edersem; krizler ilk elde krize hazır olmayanları etkiler. Hiç kuşkusuz; dünyanın bu denli karmaşık hal aldığı günümüzde geleceği tümüyle öngörmek mümkün değildir. Ama ekonomik sistemin denetlenebilir olmaktan çıktığı çağımızda hem ülkeler hem de işletmeler krizlerin beklenen bir durum olduğunu kabul etmeli ve ona göre hazırlık yapmalıdırlar.


Krizlerin yarattığı etkiler son derece ağır olabilir. Ama bu durum plansız, programsız ve hazırlıksız olmayı haklı göstermez. İş yapmanın kuralları arasında olağandışı şartlara hazır olmak da var. Bu nedenle –ne ölçüde etkilenmiş olursak olalım– yaşanan krizin bize öğrettiği ilk ders, kuruluşumuza çeki düzen vermemiz ve gelecek için hazırlıklı olmamız yönündedir.


Kriz anında verilecek kararlar, yok olmak ile var olmak arasındaki farkı oluşturur. Bu farkı olumlu olarak yorumlamak ve yaşama geçirmek için kriz yönetimi konusunda birikimli olmak gerekir. Kriz yönetimi konusunda yeterli bilgiye ve donanıma sahip olmayanlar, krizi savuşturmak yerine krizin bir parçası, hatta hızlandırıcısı olurlar.


Günümüzde iş dünyasının en önemli özelliği, artık atalarımızın iş anlayışının yeterli olmayışıdır. Ahlaken atanızın, babanızın iyi iş ilkelerine sahip olmaya devam edebilirsiniz; ama kalıcı ve sürdürülebilir olma anlamında iş yapma tarzını değiştirmenin zamanı geldi de geçiyor.


 

Haberleri