"Covid-19 salgını, dünyada, yaşamın her alanını olumsuz etkilemeye devam ediyor. özellikle de eğitimde, küresel ölçekte etkilenim söz konusu oldu ve birçok ülkede, okul öncesinden, yükseköğretime kadar, tüm kademelerde, eğitim kurumları faaliyetlerini dudurdu.
Tüm dünyada, beklenmedik bir şekilde eğitim kurumlarının, faaliyetlerine son vermesi ve karantina günleri nedeniyle, evde dijital platformlardan, ülkelerin hazırlıksız yakalanması, eğitim-öğretim alanında, pekçok sorunu da beraberinde getirdi.
Covid-19 salgınıyla, mücadele günlerinde, UN, UNICEF ve OECD gibi, uluslararası kuruluşlar, Eğitim-öğretimin, ev ortamında, sürdürülmek zorunda kalan yeni eğitim koşullarının ülkelerde, mevcut başarı farklarını daha fazla artırmaması ve yeni bir toplumsal sorun alanı oluşturmaması için raporlar yayımlıyor ve ülkelere çağrı yapıyorlar.
Nitekim Birleşmiş Milletler (UN) Eğitim Ajansı tarafından, Nisan ayında yayımlanan 'Covid-19 Yayılırken Dijital öğrenmede ürkütücü Ayrışmalar Oluşuyor' başlıklı, yeni raporda, dünyadaki yaklaşık, 830 milyon öğrencinin, okul dışında kullanabildiği bir bilgisayara sahip olmadığı, bu öğrencilerin, yüzde 40'ından fazlasının ise erişebildiği, bir internet bağlantısının bulunmadığı ifade ediliyor.
Diğer taraftan, bilimsel araştırmalar özellikle yaz tatil dönemlerinde gerçekleşen öğrenme kayıplarının, ailelerin sosyoekonomik seviyelerine göre, farklılık gösterdiğini ve bu durumdan, en fazla düşük sosyoekonomik grupların, olumsuz etkilendiklerini gösteriyor.
COVİD19’ un, ülkemize de yayılmasıyla birlikte ,Milli Eğitim Bakanlığı ve YöK 16 Mart 2020 tarihinde, okulların ve üniversitelerin kapatılmasına karar verdi. Doğru bir karar olduğu, salgının çok hızlı yavaşlamsı, net bir şekilde götülmüştü,.
Okulların, kapalı kalma süresinin uzaması ile birlikte, Milli Eğitim Bakanlığı, üniversiteler, yöneticiler, öğretmenler öğrencilerin, eğitimlerini evde sürdürebilmeleri için çalışmalar başlattılar. Ancak öğrencilerin, yüzde 40'ından fazlasının ise erişebildiği bir internet bağlantısının bulunmadığından, çalışmalardan yeteri kadar faydalanmadılar.
ülkemizde son günlerde, Covid-19 tablosu iyiye gitmiyor. Vaka sayıları 1500'lerin üstünde seyrediyor. Son raporlar, tedirgin ederken okulların ne zaman açılacağı konusu kafalarda soru işareti bırakıyor. öğrenciler ve veliler, bu yıl okullar açılacak mı, ne zaman açılacak beklentisi içindedirler.
Her ülke, okulları nasıl ve ne zaman açacağı konusunda, farklı bir aşamada. Bu konuda, nihai kararı, yerel makamlarla istişare ederek, merkezi hükümetler veya eyalet yönetimleri verecek. ülkemizde de okulların açılma kararını, Hükümet, sağlık ve Milli Eğitim Bakanlıkları ve bilim kurulu verecektir.
Milli Eğitim Bakanlığı, dijital dünyaya uyum sağlamak, eğitim kalitesinde teknolojinin katkılarından yararlanmayı, çok çok önemli olarak görüyor. Bulut Bilişim, Büyük Veri, Blok Zincir gibi, birçok yeni eğitim alanlarını gündeme getirecek.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı, Sayın Recep Tayyip Erdoğan yaptığı açıklamada ise 'Eğitim öğretime, salgın şartlarını dikkate alarak yüz yüze ve uzaktan eğitimi birlikte gerçekleştireceğimiz bir sistemle devam edeceğiz. Ailelerin, tercihine göre okul öncesi ve ilkokul birinci sınıf öğrencilerinden başlayarak okulları eğitim öğretime açıyoruz' ifadelerini kullandı.
ülkemizde, okulların 21 Eylül’ de açılacağı açıklandı ama açılışı gene de COVİD19’ la ilgili salgının boyutları blirleyecektir. Ancak Milli Eğtim Bakan SayınProf. Dr. SELçUK, “Yüz yüze eğitime başlama konusunda, veli rızası, bizim için önemlidir. Velilerimiz isterlerse öğrenciyi yüz yüze eğitime göndermeme konusunda, mazeret beyan edebilirler." diye konuştu.
Oysa yabancı ülkelerde, öğrencilerin okullara devamı, velilerin isteğine bırakılmadı. Nitekim Almanya Milli Eğitim Bakanlığı, yapılan 16 eyalette de sadece birkaç gün arayla, okulların açılacağı açıkladı. Okulların koridorlarında, maske takmanın zorunlu olacağın, ancak sınıflarda bu kuralın isteğe bağlı olduğunu açıkladı. öğrencilerden, ellerini sıklıkla yıkamaları ve kucaklaşma gibi, fiziksel temastan kaçınmalarının isteneceği kaydedildi.
Dünyada, devlet yetkilileri, öğrencileri salgından korumak ve hastalığın yayılmasını yavaşlatmak için, eğitim faaliyetlerine ara vermiş, ya da öğrenim sürecini evlere taşımış durumd kalmıştır. 130’dan fazla ülkeden bazılarının, genelinde, okullar kapalı.
Türkiye 1. Uluslararası Uzaktan Eğitim Sempozyumu Bildirisie göre de , yüzyüze eğitime, ya da uzaktan eğitime uygulamada, aynı ilkelere uyulsa da, uzaktan eğitimin değerlendirmesinde, farklar vardır. Uzaktan eğitim programlarını değerlendiren kişi, öğrenmenin bazı boyutları ile ilgili verilere ulaşamazken, yüzyüze eğitimde, bu verilere ulaşmak daha kolaydır.
Uzaktan eğitimin de farklı işlevler üstlenen, çok sayıdaki uygulamacı tarafından gerçekleştirilmesi nedeniyle, değerlendirilmesi, gereken birçok boyutu vardır. Uzaktan eğitim programlarının, değerlendirilmesinde takım çalışması, önemli bir işleve sahiptir.
ülkemizde, okulllar açılmak isteniyorsa, öğrencilere, tek sıra sağlamk için, ikili, gerekirse, üçlü eğitim düşünülmelidir. Bu sağlandığı zaman, mesafe sorunu da daha kolay sağlanmış olacaktır.
Ayrıca okullarların, açılması ile ilgili karar verilirken, halk sağlığı, göz önünde bulundurmalı ve okulların açılmasının, getireceği avantajları ve riskleri dikkate almalı, öğrencilerin de yüksek yararı da ön planda tutulmalıdır.