Onları yedi; ama bunu sadece bir kere yaptı.
Charles Darwin bilimin yamsıra gastronomiye de meraklıydı. Cambridge Universitesi'nde gönülsüz bir şekilde ilahiyat okurken "Gurme Kulübü"ne üye oldu; bu kulüpte haftada bir toplanıyor ve normalde mönülerde bulunmayan hayvanları yemeye çalışıyorlardı.
Darwin'in oğlu Francis babasının mektuplarım yorumlarken, Gurme Kulübü'nün her şeyden önce şahin ve balabankuşunu beğendiğini, ama "tarifi imkansız" buldukları "yaşlı bir alaca baykuşun ardından heveslerinin kırıldığını" belirtiyordu. Yıllar geçtikçe Darwin akademik alanda iyice sivrildi ve tanrıya olan inancım kaybetti, ama sıradışı bir mönünün cazi-besine olan isteğini asla kaybetmedi.
Beagle yolculuğu sırasında armadillo ve çikolata renkli bir kemirgen (muhtemelen Dasyproctidae familyasına mensup bir aguti idi) yedi; armadillo için "tadı ve görünüşü ördeğe benziyor" derken, kemirgen için "hayatımda yediğim en iyi etti" diyordu. Patagonya'da bir tabak puma (dağ aslanı, Felis concolor) yedi ve tadının dana etine benzediği kanısına vardı. Gerçekten de ilk başta bunun dana eti olduğunu zannetmişti.
Daha sonra Darwin Küçük Nandu (Küçük Rea) bulmak için Patagonya'yı karış karış aradıktan sonra bu nandudan, 1833'te Port Desire'dan ayrılırken Noel akşamı yemiş olduğunu fark etti. Bu kuşu gemideki ustabaşı Conrad Martens vurmuştu.
Darwin bu kuşun bayağı Büyük Nandulardan (ya da kendi tabiriyle "devekuşu") biri olduğunu farz etmişti; hatasını ancak tabaklar temizlenirken anladı: "Aklım başıma gelmeden önce bu kuş pişirilmiş ve yenmişti. Neyse ki kafası, boynu, bacakları, kanatları, büyük tüylerinden birçoğu ve derisinin büyük bölümü sağlam kalmıştı." Darwin geri kalan parçaları Londra'daki Zooloji Derneği'ne yolladı ve bu kuş Darwin Nandusu (Rbea Dartvinii) adını aldı.
Darwin, Galapagos'ta iguana (Conolophus subcristatus) yiyerek yaşamını sürdürdü; James Island'da ise birkaç porsiyon dev tosbağayı mideye indirdi. Darwin dev tosbağanın daha sonra geliştireceği evrim kuramı açısından taşıdığı önemin farkında olmadan, Beagle gemisine bunlardan 48 tane yükledi. Darwin ve gemideki arkadaşları bu tosbağaları yemeye devam ettiler, yemeyi bitirdikten sonra da kabuklarını denize attılar.
Filum Ziyafeti (Phylum Feast), mümkün olduğunca çok tür kullanılarak hazırlanan ve biyologların 12 Şubat'ta Darwin'in doğum gününü kutlamak için yedikleri ortak bir öğündür.
Darwin ölü baykuşlara ne yaptı?
Onları yedi; ama bunu sadece bir kere yaptı.Charles Darwin bilimin yamsıra gastronomiye de meraklıydı. Cambridge Universitesi’nde gönülsüz bir şekilde ilahiyat okurken "Gurme Kulübü"ne üye oldu; bu kulüpte haftada bir toplanıyor...