Günlük sohbetlerimizde sıkça başkalarını konuşur, onların hayatlarını yorumlar ve farkında olmadan kendimizi bu küçük dünyaların içinde kaybederiz. Dedikodu, yalnızca bireysel ilişkileri zedelemekle kalmaz; aynı zamanda toplumsal ve bireysel gelişimin de en büyük engellerinden biridir. Sürekli dar bir bakış açısıyla sürdürülen bu tür konuşmalar, gerçekten önemli hedefleri ve çözüm bekleyen meseleleri gölgede bırakır. Bu durum, hem bireysel ilerlemeyi hem de toplumsal dönüşümü yavaşlatır, hatta zamanla tamamen durdurabilir.
Üstelik dedikodu zamanla bir alışkanlığa dönüşerek bireyleri sığ sohbetlere bağımlı hale getirir. Zihinler, tekrar eden anlamsız konuşmalarla meşgul olurken, gerçek düşünme ve üretme yetisi körelir. Bu durum yalnızca bireysel hayatlarımızı etkilemekle kalmaz, sanat, siyaset ve kültürel alanlarda da kendini gösterir. Özellikle toplumu manipüle etmek isteyen siyasetçiler, gerçek gündemi değiştirmek ve insanları oyalamak için dedikoduyu bir araç olarak kullanır. Aslında bunun için büyük çaba harcamalarına bile gerek yoktur. Konuyu ortaya atıp geri çekilirler; çünkü bilirler ki insanlar bunu büyütecek ve sahiplenerek yayacaktır. Böylece asıl sorunlar, gerçekten çözüm bekleyen meseleler göz ardı edilir.
Oysa bireysel gelişim olmadan toplumsal gelişim mümkün değildir. Gerçek değişim, geniş bir perspektife sahip olmayı, eleştirel düşünmeyi ve yeniliğe açık olmayı gerektirir. Ancak gereksiz çekiştirmeler ve sürekli tekrar eden boş konuşmalar, hem bireyin hem de toplumun ilerleyişini sekteye uğratır.
Unutmayalım, düşüncelerimiz ve konuşmalarımız kim olduğumuzu belirler. Eğer sürekli başkalarının hayatlarını konuşuyorsak, kendi hayatımızda kaybolmaya mahkûmuz demektir. Bu yüzden şu söz çok anlamlıdır:
“Küçük insanlar kişileri, normal insanlar olayları,büyük insanlar fikirleri tartışır.”
Gelin, büyük resme odaklanalım. Dedikodunun ve küçük tartışmaların ötesine geçerek hem bireysel hem de toplumsal anlamda gerçekten önemli konulara eğilelim. Gelişim, ancak düşüncelerimizi ve bakış açımızı genişlettiğimizde mümkün olacaktır.
Sevgilerimle…