Demokrat Parti'de yaşananlar ve yaşanacak olanlar...

Alındı-alınıyor derken, Demokrat Parti'de mevcut yönetimler Genel Merkez tarafından görevden alındı.
Görevden alınan yönetimlerin yerine de, yine Genel merkez tarafından yeni yönetimler ataması yapıldı.
Bu operasyon da ister istemez Demokrat Parti camiasında tepkiye neden oldu.
Dahası...
Yeni atanan yönetimlerin genç ve partililerce tanınmıyor olması, partide ister istemez "Eskiler-Yeniler" ayrımının yapılmasına da yol açtı.
Emre Demir'in il başkanlığı, Fatih Selen ve Saniye Karaduman'ın ilçe Başkanlıklarıyla oluşturulan yeni Demokrat Parti yönetimleri görevlerine resmen başladı başlamasına ama...
Genel merkez tarafından yeni oluşturulan yönetimlerin, DP den ayrılıp, başka partilere geçen isimlerin etkisinde yapıldığı izlenimi ,tepkinin daha da büyümesine neden oldu.
PARTİDE ESKİ-YENİ KAVGASI BAŞLAMAK ÜZERE
Gelinen noktada, Demokrat Parti içinde gözle görülmeyen ama hissedilen bir cepheleşme var.
Cephenin bir tarafında, görevden alınan yönetimler ile bunlara destek verenler...
Diğer tarafta ise, yeni atanan yönetimler ve bu yönetimleri oluşturdukları söylenilen başka partilere gitmiş eski DP liler.
Konum böyle olunca, partide bundan sonra ne olacağı ister istemez merak konusu oluyor.
Neticede...
Genel merkez tarafından görevlendirilen yeni yönetimler, 45 gün için göreve getirilen isimler.
Genel İdare Kurulunun karar almaması halinde, 45 gün sonra münfesih duruma düşecek olan yönetimler.
Üç ay içinde Anavatan partisi ile yapılacak olan birleşme sonrası kongreler de hesap edildiğinde...
Demokrat partiyi oldukça hareketli günlerin beklediği şimdiden görünüyor.
GÖREVDEN ALMALAR BİR TÜRLÜ SİNDİRİLEMEMİŞ
Ne olursa olsun, parti Genel merkezinin mevcut yönetimleri görevden alması ve yerine yeni görevlendirme yapması, eski partililer tarafından bir türlü sindirilemiyor.
Demokrasinin ağızlardan düşmediği misyon içinde, yönetimlerin görevden alınması kabullenilemediği için, tepki de haliyle büyük oluyor...
Partiye 87'de Genel başkanlık yapan Cindoruk'un görevini Demirel'e devrettiği Büyük kongrede "Yaşasın Cumhuriyet. Yaşasın demokrasi" sözleri ile bu gün yaptığı görevden almaların hiç birbiriyle bağdaşmadığı hatırlatılıyor sürekli olarak.
İşte bu psikoloji içinde yapılan küçük çaplı toplantılarda "Ne yapacağız? Nasıl bir yol izleyeceğiz?" sorusuna cevap aranıyor.
Bugüne kadar bulunabilen tek bir cevap var...
O da "Bir-iki ay sabredin" cevabı.
Nasıl olsa üç ay içinde delege seçimleri ve kongrelerin yapılacağı belirtilerek;
-"Partinin en kötü günlerinde biz vardık. Bunca yıldan sonra bu partiyi terk edecek halimiz yok. O yüzden parti içinde ki mücadeleyi sürdüreceğiz" deniliyormuş.
Anlayacağınız, Demokrat Parti'de hareketli günler yaklaşıyor.
Bu hareket, şüphesiz partiyi canlı tutacaktır.
Ama bu canlılık partiye yükseliş mi getirir? Yoksa düşüş mü?
Bunu da zaman gösterecek.