DEMOKRATİK ÖZERKLİK!

Bugün DBP ve PKK, APO’ nun, Eruh-Şemdinli’de "PKK isyanını" başlattıkları 15 Ağustos’un yıldönümünde, ‘demokratik özerklik’ ilan edebileceği yönünde iddialar vardı. PKK ve DBP " Güneydoğu’da, elinde tuttuğu belediye...

Bugün DBP ve PKK, APO' nun, Eruh-Şemdinli'de "PKK isyanını" başlattıkları 15 Ağustos'un yıldönümünde, 'demokratik özerklik' ilan edebileceği yönünde iddialar vardı. PKK ve DBP " Güneydoğu'da, elinde tuttuğu belediye başkanlıklarını, merkezi yönetime karşı baş kaldırmaya, yani fiili isyan durumu yaratırsa, AKP iktidarı, bu gelişme karşısında, ne gibi strateji izleyecek, önümüzdeki günlerde görülecektir.
Demokratik Özerklik ile hedef, Kürdistan bayrağının bölgede, belli bir süre, Türk Bayrağının yanında çekilmesi, Kürdistan Parlamentosunun kurulması, APO' ya, PKK militanlarına genel af", "Özerk" , daha doğrusu "bağımsız Kürdistan'ın", dağdan inecek PKK'lılardan kurulacak özel ve "profesyonel" Kürdistan Ordusu!
PKK' nın, bu hayli demokratik özerklik isteğine, daha akılıca yaklaşan, BDP' liler de var Nitekim Ahmet Türk," Tabi ki bir de işin talebin şimdiki mevcut sistem tarafından nasıl karşılanacağı boyutu da var. Şu anda bu yalnızca talepte kalır gözüküyor. Bu talep, devlet tarafından tanınmadığı sürece, yalnızca demokratik özerklik isteği olarak kalır."diyerek bir gerçeği dile getirdi.
Elbette gelinen noktada, öncelikli sorumlu, siyasilerdir. Bilerek veya bilmeyerek siyasetçiler, etnik milliyetçiliği körüklediler. Nitekim Recep Tayyip Erdoğan, " Kürt sorunu vardır. Kürt sorunu benim de sorunum ", Karayalçın' ın, " Kürt sorununun Anayasa'ya yurttaşlık haklarına dayalı olarak çözmek istiyoruz" ve "Kürt realitesi vardır" diyen Süleyman Demirel'in de katkıları da büyüktür. " Avrupa'nın yolu Diyarbakır'dan geçer" cümlesini kullanan, Mesut Yılmaz, Teröristi düz ovaya indirerek siyaset yaptırmak isteyen Ağar, PKK'nın silah bırakmasını alkışlayan, ANAP Lideri Mumcu, bu sözleri, PKK ve yandaşlarına cesaret verdi. Bir bakıma da olayların, bu boyutlara taşınmasına da neden oldular. AKP iktidarının "AÇILIM" girişimi ise kötü gidişin tuzu biberi oldu. Çünkü AK Parti iktidara geldiğinde, terör yok denecek kadar azdı. Hatta "APO' ya "SAYIN" demek suçtu. Bugün geline nokta ise ortada. APO etnik kahraman ve özerklik isteği!
BDP, Kalkınma Ajansları, eyaletleşmeyi, özerklik adımı olduğunu ilan etti. Bu noktaya gelinmesinde, AKP' nin ciddi sorumluğu var. Nitekim BDP Grup Başkanvekili Ayla Akat Ata, "AKP, ülkeyi 26'ya böldü. Buraların, eyalet olmasında bir sorun yok. Sadece yetki devri yeterli olacak. Özerklik istediğimizi söyledik. Mahalle futbol takımının bile var, bölgemize bayrağımızı da asarız" diyerek niyetlerini ortaya koydu.
Türkiye, terör ve etnik milliyetçiliğin bedelini çok ağır ödedi. Terörden Türkiye'nin hesaplanabilir kaybı, asgari 300 milyar dolardır. Hesaplanamayanlarla rakam 1 trilyon doları bulduğu söyleniyor. GAP projesinin, toplam maliyeti 32 milyar dolar. Türkiye bu terör belasıyla karşı karşıya olmasaydı, Türkiye 10 tane GAP projesini şimdiye kadar çoktan bitirmiş olurdu. 4 milyon insan da iş bulabilirdi
Ayrıca Türkiye, bugün de hiçte hak etmediği gündemlerle meşguldür. Son yıllarda, "ÜMRANİYE DAVASI" gündemden düşmeden, "AK Parti`yi ve Fethullah Gülen`i bitirme planı", "KÜRT AÇILIMI" veya " DEMOKRATİK AÇILIM" " ROMAN AÇILIMI", " ALEVİ AÇILIMI" "ERMENİ AÇILIMI", "MİLLİ BİRLİK PROJESİ" , "KOZMİK ODA", "İRAN", GAZZE", "YAŞ" ve bugünde, REFERANDUM" gündemdedir Bu gündemlerle de Ülkede, "İSTİHDAM ", "SAĞLIK" " EĞİTİM" ," EKONOMİ" gibi alanlardaki hayati sorunlar, unutturuluyor
15 Ağustostan ile birlikte, ülke gündemine, getirilmek istenen "ÖZERKLİK" saçmalığı, demokratik hak değil bir kalkışma olur. Ayrıca Doğu ve Güneydoğu'da yalnız Kürtler değil, "Zazaların", "Türkmenlerin", "Azerilerin", "Arapların", "Süryanilerin", "Keldanilerin", "Ermenilerin", "Yezidilerin", ayrıca sayıları az da olsa "Çerkez", "Çeçen ve Abaza" kökenli toplulukların da yaşadıkları unutulmamalıdır.
AK Parti'nin, "AÇILIM" ve BDP' nin, ÖZERKLİK" hedefi, Osmanlı döneminde yaşananları hatırlattı. Nitekim geçmişte de Osmanlı, Avrupalı dört devletin, oyalayıcı sözlerine, teminatlarına ve "AÇILIM" masallarına, hep inandı. Bunun karşılığında Girit'i kaybetti. Anadolu'nun, birçok yerinde mitingler yapıldı; Osmanlı konuyu Lahey Hakem Mahkemesi'ne götürmek istedi. Hülasa GİRİT, onlarca açılıma rağmen, 1913'te Osmanlı'nın, elinden kuş olup uçtu, gitti! Giden toprağın yüzölçümü 8.336 km2 idi.
Oysa Rahmetli Mehmet kif Ersoy, "Tarih tekerrürden ibârettir diyorlar." İbret alınsaydı hiç tarih tekerrür mü ederdi? Diyor. Kırım, Rodos, Girit, Batı Trakya ve diğerleri... İbret alınmayan tarihin tekerrürüdür. Bugün de aynı senaryo, Güneydoğu da uygulanmak isteniyor.

Haberleri