DEPREM EĞİTİMİ HAYAT KURTARIR

             Gölcük-Adapazarı merkezli, 7. 4 şiddetli depremde, Eskişehir’ de, 490 bina ve 49 işyeri hasar gördü. İki bina biri depremde, diğeri ise kendiliğinden çöktü. 4 adet ağır hasarlı bina da sonradan yıkıldı....


             Gölcük-Adapazarı merkezli, 7. 4 şiddetli depremde, Eskişehir’ de, 490 bina ve 49 işyeri hasar gördü. İki bina biri depremde, diğeri ise kendiliğinden çöktü. 4 adet ağır hasarlı bina da sonradan yıkıldı. 32 vatandaşımızda, hayatını kaybetti.
               17 Ağustos Marmara Depremi’nde, sabahın erken saatlerinde, Gölcük’ te idik. enkaz kaldırma çalışmalarına, yardımcı olduk. Orada gördüğümüz eksiklileri ve yapılması gerekenleri, o günlerde, Eskişehir Valisi olan, Sayın Ali Fuat Güven’e aktardık.
               Sayın GüVEN’ den, Eskişehir’ de, birkaç adet çadır kent kurulmasını da istemiştik. önerilerimizin büyük çoğunluğu, o yıllarda hayata geçti. Hatta Mamuca’ da 55500 m2 çadır kente, TOKİ tarafından konut yapıldı. Bir çadır kent sahası da, bir Kooperatife tahsis edildi. , Zincirlikuyu Mahallesindeki 62500 m2,  çadır kent de bakımsızdır.
              Oysa bu çadır kent sahalarının, her an hazır olacak şekilde muhafaza edilmesi ve depremde kullanılacak gerekli malzemenin de her an hazır olması gerekirdi. çünkü Gölcük-Adapazarı merkezli 7. 4 şiddetli depremde, en büyük sıkıntı çadır kentlerde yaşanmıştı.
             Ayrıca kentte depremle ilgili, özellikle de gölcük depreminden sonra, pek çok panel, konferans, sempozyum ve toplantılar yapıldı. Pek çok da öneri getirildi. Eskişehir’de, 1998 yılından önce yapılan binaların, güçlendirilmesi gerektiği de hep söylendi. Ancak arzu edilen gelişme olmadı.
            Uzmanlarca, yıllardır gündeme getirilen ve depremde, insan yaşamı için de olmazsa olmaz şartı olan , “ sağlam zemin üzerinde oturmak” ve  “ sağlık binada oturmak” gibi, iki basit kural bile kentte göz ardı edilmektedir.                
            Oysa bu iki unsur, birbirini tamamladığında, Japonlar ve diğer ülkelerdeki gibi, ya da depremle yaşamaya mecbur olan, ancak söz konusu iki basit kuralı ve şartı yerine getiren, toplumlar gibi,  bizler de evlerimizde daha rahat oturabilir veya uyuyabiliriz.
                Eskişehir’de,  !7 Ağustos Depremi’nden sonra,  gündeme gelen, yeni yerleşme alanlarının belirlenmesi, yeni yatırımların yapılacağı alanlar ve altyapı tesislerinin güzergâhları gibi, konularda, görüş ve öneriler mutlaka hayata geçirilmelidir. 
              Eskişehir’de,   Sivil Savunma ve İl Acil Yardım Ekipleri ve Sivil Savunma yükümlülerinin eğitimleri, sürekli olarak yapılmalı ve eğitimler tatbikatlarla pekiştirilmelidir.  Sivil Savunma depoları kurularak, gerekli araç-gereç ve malzeme stokları yapılmalıdır,
            Ayrıca kent düzeyinde, etkin bir “Haber Alma ve İkaz Sistemleri”, ilgili sivil ve resmi kuruluşlar ile koordine edilerek kurulmalıdır. Belediyelerdeki itfaiye teşkilâtları, kurtarma ve ilk yardım yapacak şekilde, yeniden örgütlenmeli, donatılmalı ve eğitilmelidir.     
             Eskişehir’ de, her yıl, vali ve belediye başkanları ve diğer ilgiler, depremle ilgili alınan ve alınacak önlemleri masaya yatırmalı,  özellikle de Okul binaları ve hastaneler sağlamlaştırılmalı, Telefon, su, doğal gaz gibi, hayati hizmetlerin güçlendirilmelidir
              Ancak ülkemizde, uzmanların depremle ilgli önerileri yeterince dikkate alınmıyor. Nitekim ABD’deki Purdue üniversitesi’nin en önemli deprem profesörlerinden Sayın Mete Sözen, “Bundan 3 yıl önce Japon, ABD’li ve Türk uzmanlarla onarım raporu hazırlayıp Başbakan’a sunduk. Bir şey yapmadı. MGK’ya götürdük sonuç alamadık. Bu ülkede kimse hiçbir şey yapmıyor!” diyerek bir gerçeği ortaya koydu.
              Depremlerden önce vatandaşlara da görevler düşmektedir. özelikle depreme dayanıklı ev almak isteyenler halkımız, alacağı evi en iyi şekilde incelenmesi gerekir. çünkü deprem değil, binalar öldürüyor
               Bunun için de binanın, projesi olup olmadığına bakılmalı, Zemin etüdü ve zemin emniyet gerilmesi belirlenip, katsayısına göre projesi yapılıp yapılmadığına bakılmalıdır.
              Bina yapılırken, deprem yönetmeliği dikkate alınmış mı, hangi deprem yönetmeliğine göre yapılmış, proje kimin tarafından gerçekleştirilmiş veya projeler denetlenmiş midir?
            Bina ruhsatı ve kullanım iznine de bakılmalı. Betonu elle karılarak mı, yoksa betonyerle mi dökülmüş veya hazır beton mu kullanılmış, yapının teknik uygulama sorumlusu kim, Kullanılan malzeme standartlara uygun mu?
           Bütün bu sorulara, olumlu yanıt veriliyorsa, halkımız gönül rahatlığıyla, konut satın alınabilir.
               ülkemiz topraklarının, tamamına yakını, deprem kuşağında bulunmakta. Bu durum ülke nüfusunun ezici bir çoğunluğunun, deprem tehlikesi altında yaşadığını gösteriyor. O nedenle deprem öncesi, önlem almak, deprem sırasında ve sonrasında yapılması gerekenleri bilmek, gerekir. Bunların içinde, depremle ilgili eğitimi şarttır. çünkü deprem eğitimi,  hayat kurtarır.
           ülkemiz, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından birinin üzerinde bulunmaktadır. Geçmişte, yaşanan depremlerin, günümüzde ve gelecekte de yaşanılması kaçınılmazdır. Burada, önemli olan husus, depremle yaşamasını öğrenmek, yaşadığımız alandaki binaları, depreme dayanıklı hale getirmektir.

Haberleri