DEPREM GELİYORUM DEMEZ

Geçen hafta, Eskişehir’ in, güneyinde, yer alan deprem fay hattında, yaşanan hareketlilik, ardı ardına sarsıntılar yaşanmasına yol açtı. Sarsıntıların ilki, saat 17.35’te DOĞANÇAYIR’ da yaşandı. Diğer depremler, TÜRKMENTOKAT...

Geçen hafta, Eskişehir' in, güneyinde, yer alan deprem fay hattında, yaşanan hareketlilik, ardı ardına sarsıntılar yaşanmasına yol açtı. Sarsıntıların ilki, saat 17.35'te DOĞANÇAYIR' da yaşandı. Diğer depremler, TÜRKMENTOKAT köyünde oluştu. Büyüklüğü 2,0 olan ilk sarsıntı saat 12.25 de gerçekleşti. Daha sonraki sarsıntı saat 13.04'te 2.5 büyüklüğünde oldu. Hissedilen son sarsıntı ise saat 14.30'ta geldi. KANLIPINAR 'da yaşanan deprem ise 3,5 büyüklüğünde ölçüldü. Kentte sarsıntıların, Deprem Haftası'nda olması, dikkat çekti.
Prof. Dr. Can AYDAY, sarsıntıların büyüklüklerinin giderek artmasının, endişe verici bir durum olmadığını, zira bu bölgedeki fayın tipik bir özelliğinin ortaya çıktığını söyledi. Sayın Prof. Dr. AYDAY, güney fay zonunun en fazla 4,5 ila 5 arasında, depremler oluşturabileceğini dile getirdi.
Anadolu Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Alper Çabuk, Deprem Haftası ile ilgili açıklamalarında. "Yerin, hava, katı ve sıvı hallerini anlamaya gayret ediyoruz. Kimi zaman, uzaydan gelen görüntülerle, kimi zaman ise yerde yaptığımız çeşitli jeodezik, jeofizik, jeolojik, geoteknik çalışmalarla yeri ve yeri oluşturan sistemleri tanımaya çalışıyoruz." dedi.
Depreme, hazırlıklı olma kavramı, sürekli, kalıcı ve çok geniş kapsamlıdır; bireyden, devlete kadar, çeşitli kurum ve kuruluşların görev ve sorumluluklarını içerir; geniş bir alanda uzman katkısı gerektirir. Depreme, hazırlıklı olmanın reçete niteliğinde, basit bir çözümü de yoktur. Ancak deprem öncesi çalışmalar zamanında, yerinde, yeterli, sürekli ve bilimsel temele dayalı olarak, doğru ve iyi yapılırsa, deprem sonrası mal ve can kaybı, o denli az olur ve depremin yıkıcı etkisi, en aza indirgenir.
Eskişehir' de, zeminden dolayı riskli bölgeler çok. Ancak öncelikli risk bölgeleri, M,Kemal Caddesi, Sivrihisar Caddesi, Ziya paşa, Yunus Emre ve Kızılcıklı caddeleridir. Bu caddelerdeki binalar , çok iyi incelenmeli, gerekli görülen binalar, ya güçlendirilmeli, ya da kentse dönüşümde gerekçe depremse, kentsel dönüşüm, bu alalarda yapılmalıdır. Çünkü depremlerde, en fazla zarar görecek binalar, bu caddelerdedir..
Eskişehir' de, 17 Ağustos Depremi sonrası pek çok önlem aldı. Ancak alınan önlemler kalıcı olmadı. Oysa Eskişehir'de, Sivil Savunma ve İl Acil Yardım Ekipleri ve Sivil Savunma yükümlülerinin eğitimleri, sürekli olarak yapılmalı ve eğitimler tatbikatlarla pekiştirilmelidir. Sivil Savunma depoları kurularak, gerekli araç-gereç ve malzeme stokları yapılmalı ve kent düzeyinde etkin bir "Haber Alma ve İkaz Sistemleri", ilgili sivil ve resmi kuruluşlar ile koordine edilerek kurulmalıdır. Belediyelerdeki itfaiye teşkilâtları, bir afet anında kurtarma ve ilk yardım yapacak şekilde, yeniden örgütlenmeli, donatılmalı ve eğitilmelidir.
Aslında 17 Ağustos 1999 tarihinde, Marmara Bölgesi'nde meydana gelen ve 17 bin de ölümüne neden olan 7.4 büyüklüğündeki depremden sonra da ülke genelinde olduğu gibi, Eskişehir'de de, depremle ilgili önlemler sürekli gündemde oldu. Ancak bir müddet sonra unutuldu. Hatta sağlanan imkânlar, bir müddet sonra yok oldu.
Nitekim 17 Ağustos Depreminde, üç gün, enkaz kaldırma çalışmalarına katılmış, görülen eksiklileri de o günlerde, Eskişehir Valisi olan, Sayın Ali Fuat GÜVEN' e aktarmış, en çok sorunun da çadır kentlerde yaşadığını belirterek, Eskişehir' de, çadır kentlerin kurulmasını önermiştik.
Sayın GÜVEN, önerimizi olumlu buldu. Zincirlikuyu Mahallesinde 62500 m2, Mamuca da, 55500 m2 ve şahin tepesinde olmak üzere üç çadırken kurulmuştu. Şahin Tepesindeki çadır kent, yeri bir kooperatife tahsis edilerek, Mamuca yolundaki çadır kentte, TOKİ tarafından, ev yapılarak, ortadan kaldırıldı. Zincirlikuyu Mahallesinde 62500 m2 çadır kentinde akıbetini bilmiyoruz. Oysa bu çadır kent sahalarının, ve deprem için gerekli malzemenin, her an hazır olması gerekir.
Deprem, ihmale gelmez. Çünkü Eskişehir' de, mal ve can kaybına neden olan, Gölcük-Adapazarı merkezli 7. 4 şiddetli depremde, Eskişehir' de, 490 bina ve 49 işyeri hasar gördü. İki bina biri depremde, diğeri ise kendiliğinden çöktü. 4 adet ağır hasarlı bina da sonradan yıkıldı. 32 vatandaşımızda, hayatını kaybetti. Ancak Eskişehir merkezde, tespit edilmeyen, onlarca hasarlı bina var. Bu binalarda gereken tedbirler alınmaz ise, olası bir depremde, büyük mal ve can kaybına neden olacaktır.
Ülkemizde, insanları, deprem değil, binalar öldürüyor. O nedenle de bina yapan vatandaşlarımız ile denetim yapan kurum ve kuruluşlarımıza ve özellikle de belediyelere, önemli görevler düşmektedir. Ayrıca bina yapımında, yer seçimi, zemin etüdü, proje ve inşaat safhaları titizlikle yapılmalı, Yönetmelik ve diğer kurallara titizlikle uyulmalıdır. En önemlisi de vatandaş, depremle ilgili olarak eğitilmelidir. Çünkü deprem, geliyorum demez,

Haberleri