Siyasi iktidarlar, ülkemizde yıllardır depremler sonrası büyük cam ve mal kaybı olmasına rağmen, tedbir almadı, Bilim adamlarının uyarılarını da göz ardı etti. . Nitekim ABD'deki Purdue Üniversitesi'nin en önemli deprem profesörlerinden Mete Sözen, "Bundan 3 yıl önce Japon, ABD'li ve Türk uzmanlarla onarım raporu hazırlayıp Başbakan'a sunduk. Bir şey yapmadı. MGK'ya götürdük sonuç alamadık. Bu ülkede kimse hiçbir şey yapmıyor!" diyerek bir gerçeği ortaya koydu.
Aslında Türkiye, 1999 depreminden sonra, çok büyük bir atılım yaptı, Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde en modern gereçlerle donanmış deprem dinleme istasyonları, Küresel Konum Belirleme Sistemi (GPS)ve California'da bile bulunmayan Erken Uyarı Sistemi ağını kurdu. Amerikan, İngiliz ve Japon bilim adamlarının hemen hepsi, deprem araştırmaları konusunda, Türkiye'yi örnek gösterdi. Ancak binaların sağlamlığı alanında bir adım gidilemedi. Oysa Binalar sağlam değilse, önceden bilinse ne olacak?
Ayrıca sorun, fay hattı üzerinde bina inşa etmekten kaynaklanmıyor. Eğer depreme dayanıklı binalar, fay hattının çok yakınına bile inşa edilse, can kaybı olmadan binalarda ufak tefek hasarlarla atlatılır.
İstanbul depreminde, gerekli önlemler alınmazsa büyük mal ve can kaybı olacaktır. Bilim damlarına göre, bugünkü tabloda bir değişiklik olmazsa, olası depremde, ölü sayısını 100-150 bin dolaylarında olacağı tahmin ediliyor.
Eskişehir' in de, etkileneceği olağan bir depremde, kentte aynı tablo yaşanabilir.
Olabilecek felaketin önüne geçebilmek için, her altı ayda bir vali ve belediye başkanları ve diğer ilgiler, depremle ilgili alınan ve alınacak önlemleri masaya yatırmalı, Okul binaları ve hastaneler sağlamlaştırılmalı, Telefon, su, doğal gaz, petrol dağıtım gibi hayati hizmetlerin güçlendirilmeleri mutlaka sağlanmalıdır.
Kentte yapılan imar planları sağlıksız kentleşmeye zemin hazırladı. Olası bir depremde, dar sokaklar ve enkazlar, trafiğin kilitlenmesine yol açacak, kurtarma ekipleri, hastaneler, polis, silahlı kuvvetler ve itfaiye ulaşımda büyük sıkıntılar yaşayacak.
Anadolu Üniversitesi Uydu ve Uzay Bilimleri Araştırma Enstitüsü Müdürü Sayın Prof. Dr. Can Ayday' ın, çevremizdeki iller Deprem Afet Sistemi'ni hayata geçirdi. Sadece Eskişehir'in kent merkezi değil, ilçeleri de tehlike altında " sözleri, dikkate alınır mı bilinmez ama kırsal kesimde durum daha da vahimdir.
Eskişehir' de, deprem gerçeği yıllardır masaya yatırıldı ve deprem konusunda çalışan uzmanlar sürekli bir araya geldi ve Eskişehir'de, 1998 yılından önce yapılan binaların güçlendirilmesi gerektiği de hep söylendi. Ayrıca kentte depremle ilgili pek çok panel, konferans, sempozyum ve toplantılar yapıldı. Pek çokta öneri getirildi. Ancak gelinen nokta ortadadır. Maalesef uzmanlarca, yıllardır gündeme getirilen ve depremde, insan yaşamı için de olmazsa şartı olan "SAĞLAM ZEMİN ÜZERİNDE OTURMAK" ve "SAĞLAM BİNADA OTURMAK" gibi iki basit kural bile kentte göz ardı edilmektedir.
Oysa bu iki unsur, birbirini tamamladığında, Japonlar ve diğer ülkeler gibi, ya da depremle yaşamaya mecbur olan, ancak söz konusu iki basit kuralı ve şartı yerine getiren, toplumlar gibi, bizler de evlerimizde daha rahat oturabilir veya uyuyabiliriz
Eskişehir'de, !7 Ağustos Depremi'nden sora gündeme gelen, yeni yerleşme alanlarının belirlenmesi, yeni yatırımların yapılacağı alanlar ve altyapı tesislerinin güzergâhları gibi konularda, görüş ve öneriler mutlaka hayata geçirilmelidir.
Eskişehir'de, Sivil Savunma ve İl Acil Yardım Ekipleri ve Sivil Savunma yükümlülerinin eğitimleri, sürekli olarak yapılmalı ve eğitimler tatbikatlarla pekiştirilmelidir. Sivil Savunma depoları kurularak, gerekli araç-gereç ve malzeme stokları yapılmalı ve kent düzeyinde etkin bir "Haber Alma ve İkaz Sistemleri", ilgili sivil ve resmi kuruluşlar ile koordine edilerek kurulmalıdır. Belediyelerdeki itfaiye teşkilâtları, bir afet anında kurtarma ve ilk yardım yapacak şekilde yeniden örgütlenmeli, donatılmalı ve eğitilmelidir.
Eskişehir'de, 17 Ağustos sonrası, Zincirlikuyu Mahallesinde gerçekleştirilen 62500 m2, Mamuca da gerçekleştirilen 55500 m2 çadır kentler bakımsızdır. Bir çadır kent sahası da, maalesef bir Kooperatife tahsis edilerek ortadan kaldırılmıştır. Oysa bu çadır kent sahalarının, her an hazır olacak şekilde muhafaza edilmesi ve depremde gerekli malzemenin de her an hazır olması gerekir. Vilayet, Anakent, Tepebaşı, Odunpazarı, İlçe, belde belediyeleri ve bilim adamlarımız, depremle ilgili önlemleri, özellikle de uygulamaları dikkatle yerine getirmek zorundadır. Çünkü deprem, ihmale gelmez...
DEPREM İHMALE GELMEZ
Siyasi iktidarlar, ülkemizde yıllardır depremler sonrası büyük cam ve mal kaybı olmasına rağmen, tedbir almadı, Bilim adamlarının uyarılarını da göz ardı etti. . Nitekim ABDdeki Purdue Üniversitesinin en önemli deprem...