Kentsel dönüşümle ilgili yazımızdan sonra, bir okuyucumuz, Atatürk, Sivrihisar, Ziya paşa, Yunus Emre ve Kızılcıklı caddeleri ile ilgili son günlerde beyanatlar, bu caddelerdeki konutların değerini düşürüyor, " dedikten sonra, "Onca depreme rağmen adı geçen caddelerdeki binalar ayaktadır" diyerek teselli buldu..
Elbette atalarımızın söylediği gibi, " Mal canın yongasıdır." Ancak söz konusu önce "CAN " ise, depremle ilgili önlemler ihmale gelmez. Aksi halde can gittikten sonra mal niye yarar. Nitekim 17 Ağustos Marmara Depreminde, saat 9' da, Gölcükte idik. Üç gün enkaz kaldırma çalışmalarına yardımcı olduk. İki katlı binanın altında kalan bir depremzede, enkaz altında, "BENİ KURTARIN BÜTÜN MALIM SİZİN OLSUN" diyordu. Oysa binasını sağlam yapmış olsa, ne malı, ne de canı zarar görecekti.
Artık herkes bilmelidir ki, Eskişehir, deprem bölgesidir. Nitekim Anadolu Üniversitesi, Uydu ve Uzay Bilimleri Enstitüsü Müdürü Sayın Prof. Dr. Can AYDAY, Eskişehir'in, deprem tehdidi altında olduğunu, sürekli hatırlatıyor ve ilgilleri de uyarıyor. Kentin, her zaman depreme hazırlıklı bir kent olması gerektiğini, aksi halde bir depremde Eskişehir'in, hasar görebileceğinin söylüyor. Bu tehdidin, bir türlü dikkate alınmadığını belirten Sayın Prof. Dr. AYDAY, resmi kurumların konuya ilgisiz kaldığını, hatta Valilik tarafından konuyla ilgili çalışma yapılmasına rağmen, diğer kurum/kuruluşların, bu çalışmalara duyarsızlığından sürekli müşteki oldu.
17 Ağustos' da, Marmara Bölgesi'nde meydana gelen ve 17 bin kişinin ölümüne neden olan, 7.4 büyüklüğündeki depremden sonra da ülke genelinde olduğu gibi Eskişehir'de de, depremle ilgili önlemler sürekli gündemde oldu. Ancak bir müddet sonra unutuldu. Ortama da her zaman olduğu gibi, "eski tas eski hamam" felsefesi hakim oldu.
Oysa depreme, hazırlıklı olma kavramı, sürekli, kalıcı ve çok geniş kapsamlıdır; bireyden devlete kadar, çeşitli kurum ve kuruluşların görev ve sorumluluklarını içerir; geniş bir alanda uzman katkısı gerektirir. Depreme, hazırlıklı olmanın reçete niteliğinde, basit bir çözümü de yoktur. Ancak deprem öncesi çalışmalar zamanında, yerinde, yeterli, sürekli ve bilimsel temele dayalı olarak doğru ve iyi yapılırsa, deprem sonrası mal ve can kaybı, o denli az olur ve depremin yıkıcı etkisi en aza indirgenir.
17 Ağustos depreminden sonra, TBMM'de grubu bulunan siyasi partilere mensup milletvekilleri, deprem felaketiyle ilgili alınan ve alınması gereken tedbirler konusunda, meclis araştırması açılması için önerge verdiler. Önerge de "afet riski yüksek olan bölgelerden başlamak üzere, mevcut yapı ve altyapıların afetler olmadan önce güçlendirilmesi ve yenilenmesi çalışmalarına kamu binalarından başlayarak önem ve öncelik verilmeli ve bu amaç için yeterli iç ve dış kaynaklar bulunarak, özel bir uygulama projesi hazırlanmalıdır. " ifadesi yer almıştı. Bu ifadeler, ne ülke bazında, ne de Eskişehir'de hayata geçirildi.
Yine aynı önerge de," planlama ve yapı sektöründe görev alan şehir plancılığı, mimar, inşaat, jeoloji, jeofizik, makine ve elektrik mühendisliği gibi, uzmanlık alanlarının yetki ve sorumluluklarını belirleyen, meslek yasaları çıkarılmalıdır. Bu yasalarda, Meslek Odalarına üyelerini denetleme yetkisi verilmeli, gereği yerine getirilmez ise, Odalar da sorumlu tutulmalıdır.
Ayrıca yönergede, ülkemizde sağlıklı yapılaşma için, yeterli sayıda mimar, mühendis ve teknik eleman bulunmaktadır. İnşatlarda mimar, mühendis, tekniker kalifiye usta-işçisinin istihdamını sağlayacak yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Bağımsız ve uzman bir meslek kuruluşu olarak İnşaat Müteahhitleri Odası kurulmalı ve müteahhitler meslek ilkeleri açısından denetlenmelidir. Müteahhitlik sistemi değiştirilerek, yetki ve sorumlulukların belirleneceği bir hukuki sisteme kavuşturulmalıdır. "ifadelerinin de hiçbiri bugüne kadar arzu edilen boyutta gerçekleştirilemedi.
Kentsel dönüşüm, bozulma ve çökme olan kentsel alanın ekonomik, toplumsal, fiziksel ve çevresel koşullarının kapsamlı ve bütünleşik yaklaşımlarla iyileştirilmesine yönelik olarak uygulanan strateji ve eylemlerin bütününü ifade ediyor. Bu projelerde, "DEPREM" bölgelerine, öncelik tanınmalıdır. Eskişehir, bu kentlerimizden biridir.
O nedenle de Eskişehir'deki binalar, özellikle de Atatürk, Sivrihisar, Ziya paşa, Yunus Emre ve Kızılcıklı caddelerindeki konutlar, öncelikli olarak ele alınmalı, Depremde zarar görebilecek binalar, ya yıkılıp yeninden yapılmalı, ya da güçlendirilmelidir. Bu alanda, belediyelere ciddi görevler düşüyor.
Kentteki binalar, çok iyi tasarlanmalı, iyi malzeme kullanılarak inşa edilmelidir. Yani depreme dayanıklı bina tasarlayarak, inşa ederek ve sürekli bakımını yapmalı ve büyük depremler sonrasında binalarda, bir miktar hasar meydana gelse bile mutlaka güçlendirilmelidir. Çünkü İNSANI DEPREM DEĞİL BİNALAR ÖLDÜRÜR.
DEPREM VE KENTSEL DÖNÜŞÜM
Kentsel dönüşümle ilgili yazımızdan sonra, bir okuyucumuz, Atatürk, Sivrihisar, Ziya paşa, Yunus Emre ve Kızılcıklı caddeleri ile ilgili son günlerde beyanatlar, bu caddelerdeki konutların değerini düşürüyor, " dedikten sonra,...