DEPREMİN İHMALE GELİR TARAFI YOK

Son olarak Simav’ da, meydana gelen deprem sonrası, yaptığımız sohbetlerde halkımızın, hala depremle ilgili yeteri kadar, bilgi sahibi olmadığını gördük. Eskişehir Kızılay Şubesi dışındaki, Kurum/ kuruluşlarda, Marmara...

Son olarak Simav' da, meydana gelen deprem sonrası, yaptığımız sohbetlerde halkımızın, hala depremle ilgili yeteri kadar, bilgi sahibi olmadığını gördük. Eskişehir Kızılay Şubesi dışındaki, Kurum/ kuruluşlarda, Marmara Depreminden sonraki hareketlik de yok. Oysa felâketler, unutulduğu zaman gelir.
17 Ağustos Marmara Depremi'nde, sabahın erken saatlerinde Gölcük' te idik. Üç gün, enkaz kaldırma çalışmalarına, yardımcı olduk. Orada gördüğümüz eksiklileri ve yapılması gerekenleri, o günlerde, Eskişehir Valisi olan, Sayın Ali Fuat Güven'e aktardık. Eskişehir' de, birkaç adet çadır kent kurulmasını da istemiştik. Önerilerimizin büyük çoğunluğu, o yıllarda hayata geçti. Hatta üç yerde, çadır kent gerçekleştirilmişti. Maalesef çadır kentin birisi, sonraki yıllarda, konuta dönüştürüldü.
Ayrıca depremin, ihmale gelir bir tarafı da yok. Ancak yerel seçimlerle ilgili çalışmaların yapıldığı şu günlerde, Belediye Başkan adaylarının, bu yönde ne vaatleri, ne de projeleri var. Oysa Eskişehir' de, mal ve can kaybına neden olan, Gölcük-Adapazarı merkezli 7. 4 şiddetli depremde, Eskişehir' de, 490 bina ve 49 işyeri hasar gördü. İki bina biri depremde, diğeri ise kendiliğinden çöktü. 4 adet ağır hasarlı bina da sonradan yıkıldı. 32 vatandaşımızda, hayatını kaybetti. Ancak Eskişehir merkezde, tespit edilmeyen, onlarca hasarlı bina var. Bu binalarda gereken tedbirler alınmaz ise, olası bir depremde, büyük mal ve can kaybına neden olacaktır.
Eskişehir'de, depremle ilgili çok şey söylendi ama hala Eskişehir' de halkta geçmişten gelen depremle ilgili yanlış düşünceler var. Nitekim geçmişte, kentin gündeminde dolaşan,"yeraltı suları evlerin depremde yıkmasını önler" düşüncesi, hala kentte hakimdir.
Oysa Eskişehir'deki, yeraltı suları sayesinde, depremde konutlar yıkılmaz görüşü yanlıştır Çünkü deprem uzmanlarının tamamı, sarsıntı kadar, yeraltı sularının, deprem anında meydana getirdiği zemin sıvılaşmasının da, hasara neden olduğu görüşünde birleşiyorlar. Uzmanlar, yeraltı sularının yükselmesi sonucu, binlerce ton suyun, toprağa enjekte edilerek zeminin sıvı etkisi gösterdiğini vurguluyorlar.
Maalesef Eskişehir'deki konutların, büyük bir çoğunluğu da ıslak zemin üzerindedir Eskişehir'de, zemin sıvılaşma haritası yapıldı mı bilinmez ama bir an önce yapılmalı, yapılmış ise halkımız, en kısa zamanda bilgilendirilmelidir.
Eskişehir'de, halkımız depremle ve kentin jeofizik, jeolojik, sismik ve zemin araştırmaları ile ilgili yeteri kadar bilgi sahibi de değil. Halkımız mutlaka zemin hakkında bilgi sahibi yapılmalı, Depremin etkisini aza indirgemek içinde toplumsal eğitime önem verilmelidir.
Öte yandan belediyeler, depremle ilgili yeterli önlemleri almadığına göre, halkımız bu alanda kendi tedbirini almak zorunda. Depreme dayanıklı ev almak isteyenler, alacağı evi en iyi şekilde incelenmesi gerekir. Bunun için de binanın projesi olup olmadığına bakılmalı, Zemin etüdü ve zemin emniyet gerilmesi belirlenip, katsayısına göre projesi yapılıp yapılmadığına bakmalıdır. Bina yapılırken deprem yönetmeliği dikkate alınmış mı, hangi deprem yönetmeliğine göre yapılmış, proje kimin tarafından gerçekleştirilmiş veya projeler denetlenmiş midir?
Bina ruhsatı ve kullanım iznine bakılmalı. Betonu elle karılarak mı, yoksa betonyerle mi dökülmüş veya hazır beton mu kullanılmış? Yapının teknik uygulama sorumlusu kim ? Kullanılan malzeme standartlara uygun mu? Kum ve çakıl nereden getirilmiş, kırma taş kullanılmış mı? Yapıda kullanılan demirin özelliği nedir? Nervürlü mü, düz demir mi kullanılmış? Kullanılan betonun laboratuar deneyi var mı? Proje ile yapı arasında paralellik sağlanmış mı? Bütün bu sorulara, olumlu yanıt veriliyorsa, halkımız gönül rahatlığıyla, konut satın alınabilir.
Belediye yetkileri ve diğer ilgililer, depremle ilgili yeterli de olmasa önlemler alıyor ama vatandaşların, görevli yetkililerden,'yalın yurttaş' kimliği ile imar ve depremle ilgili bilgi alması, hatta yetkililere ulaşması çok zor. Oysa İnsanımızın, depremlerle ilgili, öneri ve tespitlere yanında, rehberliğe de gereksinimleri vardır.
Gerçi uzmanlar tarafından, ilgiller ve halk sıkça uyarılıyor. Ancak ilgillerin önerileri, yeteri kadar dikkate aldığını söylemek biraz zordur. Nitekim Sayın Prof. Dr. Can AYDAY' ın, "...Çevremizdeki iller Deprem Afet Sistemi'ni hayata geçirdi. Sadece Eskişehir'in, kent merkezi değil, ilçeleri de tehlike altında " sözleri, bugüne kadar depremle ilgili önlemlerin, ilgiler tarafından yeteri kadar dikkate alınmadığı gösteriyor. Yerel seçimler de kent için pek çok vaat var ama depremle ilgili önlemler, adayların gündeminde yok. Oysa insanlar, öldükten sonra, Eskişehir, çağdaş kent olmuş neye yarar?

Haberleri