Destek mesajlarının gölgesinde bir yalnız adam

CHP’nin Türkiye genelinde topluma güven veren bir birlik görüntüsü çizdiği bu dönemde, Eskişehir’de İl Başkanı Talat Yalaz’ın etrafına örülen bir nevi algı perdesi günden güne kamuoyu tarafından sorgulanır hale gelmeye başladı.

CHP’nin Türkiye genelinde topluma güven veren bir birlik görüntüsü çizdiği bu dönemde, Eskişehir’de İl Başkanı Talat Yalaz’ın etrafına örülen bir nevi algı perdesi günden güne kamuoyu tarafından sorgulanır hale gelmeye başladı.

Özellikle Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce ve Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un son açıklamaları bu tartışmayı kesinlikle bir kez daha alevlendirdi.

Her iki başkanın da, “Yalaz’ı başarılı buluyoruz.” ifadesi kamuoyuna bir güven mesajı gibi aktarılıyor olsa da açıklamaların satır aralarında başka ifadeler var. En azından ben böyle görüyorum diyebilirim.

Neler var gelin size de anlatayım…

Evet, böyle bir siyasi konjonktürde elbette il başkanı kamuoyunun önünde eleştirilmez. Birlik mesajlarının verildiği bir atmosferde, yerel yöneticilerin açık açık bir parti yöneticisini hedef alması beklenemez. Ancak asıl mesele de burada başlıyor. Çünkü bu açıklamalar, söylenmeyenleri gizlemiyor; aksine daha görünür hale getiriyor.

Göreve ilk geldiğinde sakinliği, uzlaşmacı dili ve “gençlik enerjisi” ile dikkat çeken Talat Yalaz, bugün geldiği noktada bu profilin çok uzağında. Partililerle olan ilişkisinde artık ulaşılabilir ve yapıcı bir yöneticiden çok, kendi yöneticilerine dahi güvenmeyen, çevresine hep şüpheyle bakan, çoğu zaman topluluk içinde bile agresifleşen bir tavır sergiliyor.

İlçe başkanlarıyla ilişkileri gergin demek de yanlış olmaz. Birçok ilçe başkanı toplantılara katılmamak için bahane üretir hale gelmiş durumda. Daha da çarpıcısı, kendi yönetimindeki isimlerin çoğuyla küs olduğunu hemen hemen herkes biliyor. Hatta bazı isimleri doğrudan tehdit olarak algılıyor ki her oturduğu masada bu isimleri torpilli, beceriksiz gibi ithamlarla eleştirebiliyor. Şimdi kendi yönetimine bile bunları söyleyebilen biri sana bana ne demez diye düşünüyor insan.

Bu yalnızlaşma hali sadece örgüt içi ilişkilerde değil, topluma yansıttığı imajda da hissediliyor. Eskiden kalabalıklar içinde kendinden emin duran, konuşurken kararlı ve çözüm odaklı bir izlenim bırakan Talat Yalaz, artık toplantılarda sivri dilli, laf sokan, karşısındakini aşağılamaktan dahi çekinmeyen bir görüntü çiziyor. Bu değişimin nedeni bir özgüven artışı gibi görünüyor olsa da; aksine derin bir özgüven kaybı ve yönetememenin verdiği huzursuzluk.

En dikkat çekici nokta ise şu:

Kendisine yöneltilen içten eleştirileri görmezden gelen, çevresindekilerin sessizliğini bir onay gibi algılayan Yalaz, Ayşe Ünlüce ve Kazım Kurt’un “söylenmesi gereken diplomatik ifadelerini” sosyal medya hesaplarında büyük bir siyasi zafer edasıyla paylaşmaktan da geri durmuyor. Bu tür paylaşımlar, bana göre bir özgüven göstergesi değil, bir nevi teyit arayışıdır. Kendisini başarılı bulduğu için değil, etrafındaki herkesin artık sessiz kaldığını bildiği için, birkaç olumlu söze sarılma çabası bile denebilir bu duruma.

Ancak siyaset, yalnızca kendi yankı odanda kurduğun cümlelerle yürümüyor maalesef. Parti içi güvenin zedelendiği, iletişim kanallarının tıkandığı bir ortamda, sadece dışarıya verilen “birlik” görüntüsü ne partiye fayda sağlar, ne de Eskişehir’e.

Bugün şehirde konuşulanlar sadece örgüt içinde değil, sokakta da aynı şekilde dillendiriliyor: “Toplantılara artık kimse gitmek istemiyor.”, “Kendi yöneticisiyle bile görüşmüyor.”, “Eleştireni hemen dışlıyor.”, “Masada herkesin içinde belediye başkanlarını bile rahatlıkla yeriyor.”… Bunlar birer kulis dedikodusu değil; bir siyasal çöküşün öncül işaretleri…

İlk seçildiği kongrede yola çıktığı isimlerden bugün yanında Atilay Dalgıç dışında kim kaldı? Açıkçası benim aklıma pek kimse gelmiyor. Peki, o isimler uzaklaştı, yerlerine kim geldi? Ne yazık ki hiç kimse…

Elbette Ayşe Ünlüce ve Kazım Kurt’un yaptığı açıklamalardan bir vatandaş, “Vay be, Talat Yalaz ne kadar başarılıymış!” sonucunu çıkarabilir. Ama birçok kişi de “Zaten böyle konuşmaları beklerdik, önemli olan işin perde arkası.” diyecektir.

Gerçek olan ise bence şu, kimse kusura bakmasın; Bugün Talat Yalaz’a yöneltilen temel eleştiri bir başarısızlık değil, yalnızlaşmayı tercih etmesi ve bunun farkında bile olmamasıdır.

Seçim için yorumum ise şöyle olsun…

Son sözü ise her zamanki gibi örgüt söyleyecek. Sandıklar açıldığında sadece oylar sayılmayacak, aynı zamanda kimin gerçek bir lider, kimin geçici bir profil olduğu da ortaya çıkacak. Buna Cumhuriyet Halk Partisi’nin kıymetli üyeleri ve delegeleri karar verecek.

Herkese keyifli bir gün diliyorum. Sevgiyle kalın…

Siyaset Haberleri